Polonya Başbakanı Morawiecki: Kiev'in AB katılım süreci Türkiye gibi uzun sürmeyecek

Polonya Başbakanı Morawiecki: Kiev'in AB katılım süreci Türkiye gibi uzun sürmeyecek
© euronews
© euronews
By Efi Koutsokosta
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Ukrayna'daki Rus savaşı iki aydan fazla bir süredir devam ediyor. Peki bu AB'nin güvenliği, ekonomisi ve birliği için ne anlama geliyor? Küresel Tartışmalar'da Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ile konuştuk.

Ukrayna'daki Rus savaşı iki aydan fazla bir süredir devam ediyor. Peki bu AB'nin güvenliği, ekonomisi ve birliği için ne anlama geliyor? Küresel Tartışmalar'da Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ile konuştuk. 

Moskova yönetimini totaliter, milliyetçi, emperyal olarak nitelendiren Morawiecki, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in savaş suçundan yargılanması için özel mahkeme kurulması gerektiğini söyledi. 

Ukrayna'ya silah yardımlarını aralıksız devam ettiğini belirten Morawiecki, Kiev'in Avrupa Birliği ile müzakere sürecinin Türkiye gibi uzun sürmeyeceğini söyledi. 

Efi Koutsokosta, Euronews: Sayın Başbakan, burada olduğunuz için çok teşekkür ederiz. İlk olarak, Ukrayna için Uluslararası Bağışçılar Konferansı'ndaki bu soruyla başlamak istiyorum. AB Konseyi Başkanı toplantı öncesinde, bunun “Ukrayna’nın Marshall Planı” için ilk adım olması gerektiğini söyledi. Sonuç bu iddiayı haklı çıkarıyor mu?

Mateusz Morawiecki, Polonya Başbakanı: İlk olarak teşekkürler. Evet. Bağışçılar konferansı büyük bir başarıydı. Öncelikle, Avrupa Komisyonu Başkanı, Avrupa Konseyi Başkanı ve ayrıca Ukrayna Başbakanı’na şükranlarımı sunarım. Hepsi bizzat buradaydı. Ve bu, dünyanın geri kalanına bu konferansın ne kadar önemli olduğunu göstermek için çok önemliydi. Ve beklediğimizden daha fazlasını, 6 milyar dolardan fazlasını toplamış olduk. Ancak bu para miktarı bile yeterince iyi değil, deyim yerindeyse, Ukrayna'da süregiden zalim savaş göz önüne alındığında, Ukrayna'daki muazzam ihtiyaçlar için yeterli değil. İşte bu yüzden bu konudaki faaliyetimiz ve etkinliğimiz kritik öneme sahip.

Euronews: Ukrayna'daki Rus savaşı iki ayı aşkın bir süredir devam ediyor. Bunun neresindeyiz? Herhangi bir umut beklemeli miyiz?

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki: Ben savaşın er ya da geç biteceğine inanıyorum. Ancak her şey Ukrayna ulusunun cesaretine ve kararlılığına bağlı. Bu yüzden, özellikle onların muazzam cesaretleri için egemenliklerini, özgürlüklerini savunmak için yaptıklarına minnettar olmalıyız. İşte bu yüzden, bizler, Polonyalılar ve Ukrayna ulusu arasında özel bağlantı var. Siperde sadece özgürlüklerini değil, tüm Avrupa'nın güvenliğini ve barışını da savunduklarını biliyoruz.

Euronews: Yakın gelecekte bir barış çözümü için ciddi bir çaba görüyor musunuz?

Mateusz Morawiecki: Rusların Ukrayna'da benimsediği acımasız yaklaşım nedeniyle bunun mümkün olup olmadığından pek emin değilim. Her türlü başarıyı kendi açılarından, mümkün olduğu kadar Rus açısından arayacaklar diye düşünüyorum.

Euronews: Örneğin, Fransız cumhurbaşkanının bazı girişimleri var. Görüşme kanalı hala açık.

Mateusz Morawiecki: Bu geçmişte birkaç lider tarafından yapıldı. Herkes anladı ki, Putin bunu müzakerelere doğru veya barış için bir çözüm bulmaya yönelik gerçek bir adımdan ziyade bir propaganda aracı olarak kullanıyor.

Euronews: Ukraynalılar şu anda ihtiyaçları olan şeyin silah olduğu konusunda ısrar ediyor. Sizden ne beklemeliler?

Ukrayna neredeyse hergün ihtiyaç listesini bize gönderiyor

Mateusz Morawiecki: Pekala, onlara bizim tarafımızdan birçok silah verildi. Çok geniş ve cömert davrandık, tanklardan farklı uçaksavar füzelerine kadar Ukrayna'ya çok faklı türde silah teslim ettik. Toplamda bu, 1,6 ila 1,7 milyar dolar aralığındaki destekti.

Euronews: Şimdi bundan sonra ne beklemeliyiz?

Mateusz Morawiecki: Onlarla her gün temas halindeyiz, onlara savaş alanında nasıl destek olabiliriz, onlara nasıl savunma silahları tedarik edebiliriz. Ve bize neredeyse her gün ihtiyaç duydukları şeylerin bir listesini veriyorlar. Ve bunu ya kendi başımıza yapmaya çalışıyoruz, ama aynı zamanda birçok farklı ülkenin çabalarını düzenlemeye çalışıyoruz. Genel çabalar açısından daha fazlasını veren bir ülke var, Amerika Birleşik Devletleri. Dolayısıyla bu konuda ABD yetkilileriyle aramızda sürekli bir temas var.

Euronews: Rusya'nın Moldova'ya da saldırabileceğine dair korkular var. Savaşın Ukrayna dışında bu kadar uzaması Avrupa'nın geri kalanı için ne anlama geliyor?

Mateusz Morawiecki: Başka bir adım olurdu, saldırganlık adımı. Ama bunu dışlayamayız çünkü onlar kolay bir zafer türü arıyorlar. Ve orada Ukrayna'da bu tür zorluklar yaşadıklarına göre, başka bir tür sapma fenomeni arıyor olabilirler. Ve Moldova ve Transdinyester'de çok başarılı olduklarını kendi halklarına, Ruslara sunabilirler. Ve iktidardalar, yani Rus toplumu, tamamen Putin ve çetesinin ve bu insanların enjekte ettiği propaganda tarafından yönetiliyor.

Euronews: Bu, Avrupa'nın geri kalanı için ne anlama geliyor?

Mateusz Morawiecki: Elbette bu, etrafımızda daha da az güvenlik, daha da fazla belirsizlik anlamına gelir, çünkü açıkçası Rus birlikleri Avrupa'nın geri kalanına daha da yakın olacak. Romanya sınırında olacaklar. Ama Ruslar, Rus birlikleri ayaklarını bir yere koyarsa onlardan kurtulmanın çok ama çok zor olduğunu biliyoruz.

Euronews: Sınırların ötesinde de kapsamlı bir savaştan bahsedebilir misiniz?

Mateusz Morawiecki: Ben, bunun olmayacağına inanıyorum. Sadece daha agresif adımlar atarken iki ve üç kez düşüneceklerine inanıyorum. Ama kimse bilmiyor çünkü bu Kremlin liderlerinin kafasında.

Euronews: Siz ve müttefikleriniz Rusya'nın nükleer tehditlerini ne kadar ciddiye alıyorsunuz?

Mateusz Morawiecki: Biz inanıyoruz ve inanıyorum ki bunlar tehditler ve aslında zayıflıklarını gösteren tehditler, çünkü onlar Ukrayna birliklerine karşı çok hızlı bir zafer kazanmayı umdular. Bu olmadı. Ve o zamandan beri, tehdit ediyorlar, bir kez daha Kiev'e saldırmakla tehdit ediyorlar, Belarus askerlerini kullanmakla tehdit ediyorlar veya nükleer silahla tehdit ediyorlar. Bu onların zayıflığının bir işareti. Ancak, bilirsiniz, onların öğretilerinin ve gaddarlıklarının farkında olmalıyız. İşte bu yüzden her şeye karşı çıkmak zorundayız.

Euronews: AB’nin masasında altıncı yaptırım paketi var. Ancak şimdiden Macaristan, Slovakya ve diğerleri dahil dört ülke buna direniyor. Yaptırımlar söz konusu olduğunda AB'nin sınırlarına ulaştığı anlamına mı geliyor?

Mateusz Morawiecki: Açıkçası, biliyorsunuz, petrol ve gaza bağımlılık açısından farklı konumlarda farklı ülkeler var. Ve bunu anlıyoruz. Rus gazını onlar tarafından kesecek olsak bile, Ruslar tarafından, çünkü ruble olarak ödemek istemedik, ama bilirsiniz, son birkaç yıldır bunu düşünüyorduk. Ve Norveç'e gaz boru hattı inşa etmeyi ve LNG terminalimizi genişletmeyi başardık. Ve Rus gazı olmadan da idare edebiliriz. Diğer ülkeler için, çoğunlukla Rus gazına bağımlı olan ve güney komşularımızın Rus petrolüne bağımlı olan Almanya dahil..

Euronews: Hayır, ama savaşın başlangıcından bu yana ilk kez bu konuda bir birlik çatlağı gördük.

Mateusz Morawiecki: Ne yazık ki, savaşın başlangıcından bu yana ilk kez değildi, çünkü önceki müzakerelerde, önceki paketlerde, yaptırım konusunda Avrupa Konseyi düzeyinde büyük anlaşmazlıklar vardı. Ben bunlara şahit oldum, her zaman en ağır yaptırımları savundum. Bu yüzden neden bahsettiğimi biliyorum. Ve bu, şimdi herhangi bir günah keçisi aramamız ve şu ya da bu ülkeyi tam olarak belirlememiz gerektiği anlamına gelmiyor, çünkü biliyorum ki durmaya, yavaşlamaya, ertelemeye çalışan çok daha büyük ülkeler vardı. Bu yüzden ben de birlik aramak istiyorum.

Euronews: Yani, topyekün enerji ambargosu konusunda en sert olanlar arasındasınız.

Mateusz Morawiecki: Evet doğru.

Euronews: Ancak enflasyonun rekor fiyatlara ulaştığını; gıda fiyatlarının, enerji fiyatlarının vb. artmasına yol açtığını ve hükümetlerin tüketicileri desteklemek için mücadele ettiğini şimdiden görüyoruz. Peki AB nereye kadar gitmek istiyor? AB vatandaşları için sonuçları neler? Neye hazırlıklı olmalılar?

Mateusz Morawiecki: Bu enflasyonu Putin yarattığı için tabii ki Avrupa'nın her yerindeki vatandaşlar artık Putin tarafından da saldırıya uğruyor. Bu enflasyonu ilk etapta Rusya yarattı. Gaz fiyatlarının ve petrol fiyatlarının yükseldiği ortamı yarattılar. Bu nedenle, bunun kök nedenlerini belirtmek zorundayız. Bu bir. İkincisi, paketler hazırladık. Bu paketlerin kapsamı ve zaman çizelgesi henüz belirlenmedi. Aynı zamanda, yeşil enerjiye yatırım yapmak, enerji tasarrufuna yatırım yapmak, o fosil yakıtlara giderek daha az bağımlı olmak için mümkün olan her şeyi yapıyoruz.

Euronews: Ancak bu yaptırımların AB'yi zayıflatacağı kadar Putin'i de zayıflatacağından emin misiniz?

Mateusz Morawiecki: Yaptırımların Putin'i çok daha fazla zayıflattığından eminim. Bunu söyledikten sonra.

Euronews: Özellikle enerji söz konusu olduğunda.

Mateusz Morawiecki: Her şeyle ilgili olarak, çünkü her şey birbiriyle bağlantılı. Petrol ve gazı diğer yaptırımlardan ayıramayız. Petrolü kasıtlı olarak dahil ediyoruz ve bir sonraki yaptırım grubuna gazı da dahil etmemizi savunuyoruz çünkü orta ve uzun vadede bunun Ruslar ve Putin için çok acı verici ve maliyetli olacağını biliyoruz. Ve bu, ilk etapta başlayan savaş makinesini durduracak. Bu arada biliyoruz ki bu aynı zamanda ekonomimiz için de maliyetli ama bu acıyı yaşamak zorundayız çünkü bunu yapmamızın bir nedeni var. Ve neden, Ukrayna'daki savaş.

Euronews: Tüm bunlara rağmen, Rusya uzun süre AB'nin ana enerji tedarikçisi olarak kaldı....

Mateusz Morawiecki: Umarım çok uzun sürmez

Euronews: ve bağımlılığı son on yılda daha da artarken, Kremlin, özellikle 2014'te Kırım'ın ilhakından sonra, ekonomik faaliyetlerinin bir kısmını, özellikle Asya'daki diğer pazarlara yönlendirdi. Peki Avrupa neyi kaçırdı orada?

Mateusz Morawiecki: Önce geriye dönüp baktığımızda Avrupa Birliği'ni ve Batı'daki ortaklarımızı, özellikle Almanları, Hollandalıları uyarıyorduk, Rusların her zaman silah olarak doğalgazı ve petrolü kullanacağını söylüyorduk. Ve biz haklıydık. Komşularımızla ara bağlantılar inşa etmek, yeni bir gaz boru hattı sistemi inşa etmek, yeni LNG terminalleri inşa etmek ve bir sonraki terminali hazırlamak için mümkün olan her şeyi yaptık. Olabilir ve şu anda oluyorlar ve bu yüzden Avrupa Birliği'nin geri kalanından çok daha iyi hazırlandık. Bunu söyledikten sonra, komşularımız, Batı Avrupa'daki ortaklarımız da Rus fosil yakıtından kurtulmanın artık ne kadar önemli olduğunu hissediyorlar ve anlıyorlar.

Euronews: Peki bu bağımlılık kimin suçu?

Mateusz Morawiecki: Pekala, tam olarak belirtmek istemiyorum, belirli bir üye ülkeyi hedeflemek istemiyorum. Ama çok bağımlı olan ve Rus gazına daha da bağımlı olmak isteyen ülkeler vardı. Ve herkes onların kim olduğunu biliyor, bilirsiniz, dar görüşlüydüler, çünkü bu bağımlılıkla ne olacağını hayal bile edemezlerdi ve Putin bunu Avrupa Birliği’nin diğer üyelerine karşı bir şantaj aracı olarak kullandı. Ve bu yanlıştı.

Euronews: Haziran ayında Avrupa Komisyonu Ukrayna'nın AB üyeliği başvurusu hakkında görüş bildirecek. Ukrayna'nın bu on yılın sonundan önce AB'ye katılmasını bekliyor musunuz?

Mateusz Morawiecki: Umarım. Bence bu tamamen mümkün. Bence bu Rus korkunç savaşı yüzünden mümkün. Rusya cezalandırılmalı. Rusya Federasyonu'nun servetine ve Rus oligarklarının servetine el konulmalı. Çok yakında buna uygun yasaları çıkaracağız, umarım, parlamentomuzdan geçer. Ukrayna’nın Avrupa Birliği’nin ni parçası olmasıyla ilgili olarak, Avrupa Komisyonu tarafından çağrı yapıldığı gibi, onlara oldukça hızlı bir şekilde aday statüsü verilmeli. Bununla birlikte katılım süreci başlayacak ve bu Türkiye ya da diğer ülkeler için olduğu kadar uzun sürmeyecek.

Avrupa Birliği'nin, Batı Balkanlar ve Ukrayna ile bütünleşmesi gerekli

Euronews: Aynı şeyi Batı Balkanlar için, özellikle de on yıldan fazla bir süredir bekleme odasında bekleyenler için düşünebilir miyiz?

Mateusz Morawiecki: Ben bunu savunuyorum. Avrupa stratejik olarak özerk olmak istiyorsa, güçlü olmak istiyorsa, küresel bir süper güç olmak istiyorsa Avrupa Birliği'nin, Batı Balkanlar ve Ukrayna ile bütünleşmesi gerektiğine inanıyorum.

Euronews: Ukrayna'daki savaştan önce Polonya ve Brüksel'in hukukun üstünlüğü, Avrupa değerleri gibi konularda çatıştığını gördük. Peki bu savaş sonunda bu farklılıkları çözmeyi başardı mı yoksa onları şu an için bir kenara bırakıp daha sonraki bir tarihte buna geri mi döneceksiniz?

Mateusz Morawiecki: Avrupa değerlerinden bahsetmişken, sanırım artık Avrupa'da gözü açık herkes Polonya'nın en önemli Avrupa değerlerini, evrensel değerlerimizi, yaşama hakkını, özgürlüğü, dayanışmayı, adaleti, egemenliği savunduğunu biliyor. Bunlar, onsuz yaşayamayacağımız kritik öneme sahip değerlerdir. Polonya da bu değerleri savunuyor. Hukukun üstünlüğü söz konusu olduğunda hukukun üstünlüğünü savunuyoruz çünkü burada komünizm sonrası sistem böyle yaratıldı.

Euronews: Yani bunun anlamı…

Mateusz Morawiecki: Evet vardı, hukukun üstünlüğü konusunda büyük açıklar vardı. Büyük bir yanlış anlaşılma olduğunu anlıyorum. Ve siz Brüksel'in bakış açısını sunmak istediniz ki bu sizin açınızdan son derece mantıklı. Ama size söylüyorum, eylemlerimizle savunuyorduk. Hukukun üstünlüğünü savunuyoruz. Size bizden öncekiler tarafından hukukun üstünlüğünün nasıl ihlal edildiğine dair onlarca örnek verebilirim.

Euronews: Brüksel ile aranızdaki bu anlaşmazlık bitti mi?

Mateusz Morawiecki: Avrupa Komisyonu'ndaki arkadaşlarımıza sorun. Size söyleyemem çünkü bu talihsiz kavgayı başlatan biz değiliz.

Euronews: Savaşın başından beri milyonlarca Ukraynalı mülteciyi gerçekten kabul ettiğinizi gördük...

Mateusz Morawiecki: Bu da Avrupa değeri değil mi?

Euronews: Elbette öyle. Ancak sadece Ukraynalı mülteciler değil, başka mülteciler de var. Yani bu, gelecekte de göreceğimiz bir şey mi? Savaştan sonra göç politikasına yönelik yaklaşımınızda büyük bir değişiklik mi oldu?

Mateusz Morawiecki: Her mülteci mültecidir. Göç, göçmenler, göçmen işçiler göçmendir. Bunlar iki farklı fenomendir. Bu bir. İkinci. Her ülkenin sınırlarını savunma hakkı var. Lukashenko dokuz ay önce Putin ile birlikte özel operasyon başlattığında insanları sadece Polonya'nın doğu sınırını, NATO'nun doğu sınırını yok etmek amacıyla kendine çekti. Hayır dedik. Ve bu insanlara karşı olduğumuz için değil. Bunun nedeni, insanların Lukashenko ve Putin tarafından araçsallaştırılmasını istemedik. Bu yüzden yaklaşımımızda çok tutarlıyız.

Rusya totaliter, milliyetçi ve emperyal

Euronews: Son sorum şu: Avrupa, Rusya ile yeniden diplomatik veya başka ilişkiler kurmaya hazır olacak mı?

Mateusz Morawiecki: Bilmiyorum. Bu Rusya ile olmaz. Umarım bu Rusya ile olmaz. Çünkü bu Rusya totaliter, milliyetçi, emperyal. Ve bu Rusya, Rus imparatorluğunu yeniden kurmak istiyor. Sovyetler Birliği tipi bir devlet. Ve her zamanki işlere geri dönmenin bir yolu olduğu durumunu göremiyoruz. Hayır. Kadınlar ve çocuklar ölüyor. Ukrayna'da soykırım, Ukrayna'da savaş suçu işliyorlar. Bu rejimle olmaz. 

Euronews: Yani bu, Putin'in Rusya'sı ile hiçbir ilişkinin olmadığı anlamına mı geliyor?

Mateusz Morawiecki: Putin'le hiçbir ilişkisi yok. Evet kesinlikle. Çünkü o bir savaş suçlusu. Ve Ukrayna'da sorumlu olduğu şey basitçe, insanın hayal gücünün ötesinde. Bence suçların izini sürmek ve savaş bittiğinde adaleti yeniden sağlamak için uluslararası bir mahkeme kurmalıyız.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Polonya: Yönetimin kürtaj yasağının ardından 'hamilelik kaydı' tartışmaya yol açtı

Estonya Başbakanı Kallas: Rus gazı pahalı ama özgürlük paha biçilemez

Polonya Ukrayna’dan gelen tüm tahıl ürünleri için kalite kontrolü yapacak