Dünyanın 'tahıl ambarı' Ukrayna'daki savaşın yol açtığı kıtlık riskine karşı ne yapılabilir?

Dünyanın 'tahıl ambarı' Ukrayna'daki savaşın yol açtığı kıtlık riskine karşı ne yapılabilir?
© euronews
© euronews
By Oleksandra Vakulina
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Euronews, Slovakya'nın başkenti Bratislava'da her yıl düzenlenen GLOBSEC Forumu'nda Slovakya Başbakanı Eduard Heger ve Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer'i ağırladı.

Euronews, Slovakya'nın başkenti Bratislava'da her yıl düzenlenen GLOBSEC Forumu'nda Slovakya Başbakanı Eduard Heger ve Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer'i ağırladı.

"Tahıl ambarını yakmak: Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının geniş çapta etkileri" başlıklı oturumda Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline ilişkin konular ele alındı. 

Sasha  Vakulina, euronews: Slovakya Başbakanı Eduard Heger sizinle başlayalım. Savaş başlayalı günler oldu. Sizce şu an çözülmesi gereken en acil sorunlar hangileri?

Slovakya Başbakanı Eduard Heger: "Dün Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy, kendilerini korumak için her şeyden önce silaha ihtiyaçları olduğunu söyledi. İkinci en önemli sorunsa Ukrayna’nın tahılı, şu an bloke durumda. Ursula von der Leyen de bunun hakkında konuşuyordu. Ukrayna tahılının ivedilikle dünyaya ulaşması gerekiyor yoksa büyük bir kıtlıkla karşı karşıya kalacağız. Başta bunu düşünememiştik. Putin saldırıya başladığında bunun Ukrayna üzerindeki etkilerini gördük. Sonrasında Avrupa Birliği’ndeki etkilerini hızlı bir şekilde hissettik. Şimdiyse dünyanın geri kalanında, bu savaşla ilgisi olmayan insanları nasıl terörize ettiğini ve kıtlık tehlikesine ittiğini görüyoruz. Bu büyük göç dalgalarına neden olabilir. Böyle büyük bir istikrarsızlık söz konusu. Bu yüzden çok hızlı hareket etmeliyiz. Birinci öncelik, Ukraynalılara limanlarını güvence altına almada yardım etmek. Böylelikle tahılları gemilerle ihraç etmeye başlayabilirler. Eğer trenleri kullanırsak tahıl güzergâhları üzerinden ihraç etmek daha uzun sürecek."

Sasha Vakulina, euronews: Peki siz ne düşünüyorsunuz? Avrupa için durum biraz farklı. Birleşmiş Milletler’in gıda krizi ve güvencesizliği konusundaki sert uyarısını daha önce duymuştuk. Bu sorun şimdi ele alınıp çözülmezse yıllarca süreceğini söylemişlerdi. Ancak aynı zamanda, Avrupa Birliği nisan ayından bu yana Avrupa’nın gıda konusunda kendi kendine rahatlıkla yetecek durumda olduğunu söylüyor.

Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer: "Bana kalırsa şimdi ihtiyacımız olan buğdayı Ukrayna’dan çıkarmak. Şimdilik Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, mısırı çıkarmak için güvenli koridorlar oluşturmaya yönelik iki görev başlattı. Örneğin Putin bir telefon görüşmesinde Rus ordusunun mısır sevkiyatına saldırmayacağının garantisini verdi. Odesa limanı mayın döşeliydi ve bana Ukrayna’nın mayınları temizlemesi gerektiğini söyledi. Ona bunun iyi bir fikir olduğunu ancak Rus askerlerinin Odesa’nın merkezine saldırmayacağının garantisini vermesi gerektiğini söyledim. O da garanti verebileceğini söyledi. Ancak biliyorsunuz bunlar yalnızca sözler. Doğru olup olmadığını bilmiyoruz. Dolayısıyla Birleşmiş Milletler’e ihtiyacımız var çünkü belki de gelecekte limanların serbestleşmesi gibi bir ihtimal olacak. Ancak şimdi Ukrayna'dan tohum, buğday ve mısır ihraç etmemiz lazım."

'Gıda kıtlığı küresel bir öncelik'

Sasha Vakulina, euronews: Peki şu an için hızlı ama işe de yaracak bir çözümü nasıl sağlayabiliriz? Uzun vadeli  bir çözümden bahsetmiyorum çünkü demir yolu teslimatları söz konusu olduğunda, altyapı başka bir tartışma konusu. Mesela önümüzdeki bir ay ya da bir sonraki tahıl hasadına kadar 6 ay içinde?

Slovakya Başbakanı Eduard Heger:"Öncelikli hamle Odesa ve diğer limanları güvence altına almak. Sonra, bir tarafta Rusya’nın, diğer tarafta Ukrayna’nın olduğu bir çözüm bulmalıyız ve sonra da ihracatı sağlamalıyız. Bu aynı zamanda yola çıkmaya hazır olacak yeni hasadın yapılabilmesi için ülke içi güvenliğin sağlanmasını umduğumuz anlamına da gelir. Ukrayna dünyanın ‘tahıl ambarı’ olduğuna göre bütün bunlar ulusal önceliklerden daha önemli önceliklerdir. Vladimir Putin’e de vurgulamamız gereken şeyin bu olduğunu düşünüyorum: Bunların küresel öncelikler olduğunu anlamalı ve ülkeler bu küresel soruna yönelik baskı yapmalı. Birlik olmalı ve ‘çok fazla probleme neden oluyorsun’ demeliyiz ve dünyanın geri kalanı için gıda güvenliği yolunu açmalıyız. Daha sonra, bu ikinci adım, sonra Ukrayna’da altyapıyı yeniden inşa etmeyi konuşabiliriz. Çünkü bu ülkenin, yeterli kaynağı olmadığı için gözlerimizin önünde yok olmasını istemiyoruz. Kendi kendine idare edemez."

Sasha Vakulina, euronews: Gıda ambargosundan en çok zararı gören Afrika hükumetleri, Ukrayna’ya yönelik saldırılara neden tarafsız kalıyor? Sayın Şansölye, Afrika ülkeleri yaptırımlar konusunda daha geniş çözümlere dahil olsa, bu nasıl yardımcı olur?

Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer:"Bu iyi bir soru, daha güçlü fikirlerin dünyanın geri kalanından değil de Batı dünyasından çıktığını kabul etmeliyiz. Ve dünyanın geri kalanı çok büyük. Çin’den, Hindistan’dan, Afrika’dan bahsediyoruz. Şu an müttefikler bulmamız gerekiyor. Onları ikna etmemiz ve aynı zamanda da korumamız lazım. Ukrayna’dan mısır ve buğday ihracatından bahsettik. Gübreler hakkında konuşmadık. Bu çok önemli bir konu. Brüksel’de konseydeyken Afrika Birliği başkanıyla görüntülü bir konuşma yaptık ve başkan bize gübreye ihtiyaçlarını olduğunu söyledi."

Slovakya Başbakanı Eduard Heger:"Diğer küresel ortakları çekip, bize katılmalısınız, eğer çözümün bir parçası olmazsanız, eğer Hindistan çözümün bir parçası olmazsa, ABD çözümün bir parçası olmazsa, Afrika ülkeleri çözümün bir parçası olmazsa, ortada bir çözüm de olmayacak demeliyiz. Özellikle gıda krizi, bir güvelik krizinin ilk aşaması olduğu için bunun yaşanmasını istemiyoruz. Bu yüzden onları da dahil etmeliyiz ve bence bu bize yardımcı olacak. Bu gemiye binecekler."

Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer:"Ukrayna savaşı başladığında Avrupa’da güçlü bir dayanışma oluştu. Sanırım Rusya’nın saldırganlığına karşı ilk defa birlik gösterdik. Ancak dünya şu an bizi izliyor ve Afrika ülkeleri, ‘Bu ilginç, eğer Avrupa’da bir şey olursa dayanışma gösteriyorsunuz. Güçlü kalıyorsunuz. Yıllar önce Afrika’da çok fazla kriz yaşadık. O zaman neredeydiniz? Afrika’daki bir canla Avrupa’daki bir değil mi?” diyor. Bence bunu düşünmeliyiz. Bizi desteklememelerinin nedeni bu. Diyorlar ki şimdi de gelip Rusya’ya karşı yaptırımlarda bizim desteğimizi istiyorsunuz. Bizim de Rusya’nın mısırına ihtiyacımız var. Neden yaptırımlara destek verelim? Rusya’nın gübresine ihtiyacımız var, neden sizi destekleyelim? Bana kalırsa bu kıtaya bir şekilde ilgimizi göstermeliyiz ki bize inanabilsinler."

Slovakya Başbakanı Eduard Heger:"Etrafımızdaki ülkelere bize katılmak istiyorlarsa reform yapmaları gerektiğini söylüyoruz. Ancak küresel zorluklarla birlikte küresel organizasyonlarda da reform yapılması gerektiğini görüyoruz. Karl’ın az önce dediği gibi, diğer kıtalardaki ülkeler, 'Bizim başımız beladayken neden böyle davranmıyordunuz?' diye soruyor. Bence adil bir soru. Çünkü demokrasi, özgürlük, hukukun üstünlüğü, adalet, adil ve eşit muamele gibi değerleri savunan bizleriz. Sonra 'Adil muamele ilkesine bağlı olup da herkese eşit nasıl davranılmaz?' diye soruyorlar."

Sasha Vakulina, euronews: Rus işgalinin ilk günlerinde, bir şeyleri silah haline getirmekten bahsetmiştik. Rusya’nın enerjisini koz olarak kullandığını söylüyorduk. Şimdi Henrik’ten bir sorumuz var: Rusya gıdayı silah olarak mı kullanıyor? Suriye, Lübnan ve Mısır gibi ülkeler Ukrayna ve Rusya’nın tahılına en bağımlı ülkeler. Yiyecek kıtlığı yeni bir mülteci dalgasına yol açabilir mi? Ve bu gıdanın silah olarak kullanılması demek mi oluyor?

Slovakya Başbakanı Eduard Heger:"Putin her şeyi silah olarak kullanıyor. Baksanıza. Gıdayı silahlaştırmadan önce bilgiyi silahlaştırıyor. Slovakya’da ve doğu kanadındaki diğer ülkelerde nasıl hibrit savaş yürütüldüğüne bir bakın. Son birkaç ayda olduğu kadar dezenformasyonla, yalan haberle daha önce hiç karşılaşmamıştık. Yani evet silahlaştırıyor. Bizi parçalamak ve bölmek için yapabildiği her şeyi silah haline getirecek. Çünkü şu anda sahip olduğu tek araç bu. Herkesin düşündüğü, belki de Putin’in düşündüğü kadar güçlü bir ordusu yok. Ukrayna’yı düşündüğü kadar hızlı mağlup edemedi. Bu yüzden ilerleme kazanmak için ortalama her aracı kullanacaktır. Ancak biz bundan korkmamalıyız çünkü güçlüyüz. Sadece hangi prensipler üzerinde çalışmamız gerektiğini anlamalı ve çözüm aramalıyız. Finlandiya, İsveç ve Danimarka’ya bir bakın, son birkaç haftada neler yaşandı. Eğer böyle bir durum olmasaydı onların güvenliği konusunda bu kararları alamazdık. Hoşumuza gitmese de doğru olduğunu düşünmesek de bu saldırganlık, aslında istekli olmadığımız ya da yapmaya cesaret edemediğimiz ileri aşamaları harekete geçiriyor. Bu da bize büyük bir umut veriyor. Aynı ilkeleri uygulamaya devam edersek bunu başarabilecekler. Az önce konuştuğumuz gibi, gıdaya yönelik çözümler var fakat daha fazla ortağa ihtiyacımız var. Odesa limanı bizim için iyi bir deneme olacak. Hem Ukrayna’nın güvenliğini sağlayıp sağlayamayacağımızı hem de Ukrayna’nın ihracat yapmasına izin verip veremeyeceğimizi göreceğiz. Bunu başarırsak, ileriye dönük büyük bir adım olacak. Ancak denizde güvenliği sağlayacak başka ortaklara ihtiyacımız olacak."

Slovakya Başbakanı: 'Putin kimseyle müzakere etmiyor, kendi planını uyguluyor'

Sasha Vakulina, euronews: Alexandra Berezovsky’den bir sorumuz var. İki konuşmacımıza da soruyor. Putin Karadeniz limanlarının ablukasını kaldırmak için bir ücret istiyor. AB karşılığında yaptırımları kaldırmayı düşünür mü? Şansölye, yakın zamanda Vladimir Putin’le görüştünüz ve gıda güvenliği sorunundan haberdar olduğunu söyledi. Ayrıca, limanlar üzerinden ihracata izin vermeye hazır olduğunun sinyallerini verdi. Ancak bu, yaptırımların kaldırılıp kaldırılmamasına bağlı.

Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer:"Benden sonra görüştüğü Olaf Scholz ve Emmanuel Macron’a da aynı şeyi söyledi. Karadeniz limanlarından mısır ihracatına izin vermekle ilgili konuştuğunda yaptırımlardan bahsetmedi. Ancak şu soru her zaman baki: Rusya Federasyonu Devlet Başkanı ile konuşursanız ona ne kadar güvenebilirsiniz? Eduard’ın da dediği gibi, başka şeyler yapmayız. Odesa’nın serbest olması çok önemli. Savaşın ne kadar süreceğini kimse bilmiyor. Dünyanın mısıra ihtiyacı var. Paralel iki şey var. Mısır ihracatı konusunda gerçek bir ortaklık kuracak mı, kurmayacak mı onu anlamaya çalışmalıyız."

Sasha Vakulina, euronews:Bunu nasıl anlayacaksınız? Eğer güven olup olmadığına dair bir deneme yapıyorsanız, bu ağır bedeller içeren bir test. Eğer işe yaramazsa bunun da bir bedeli olacak…

Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer:"Hayır hayır, yaptırımlarla ilgili değil. Bu mısırın ihracatıyla ilgili. Bu senaryoda önemli olmalı diye düşünüyorum. Birleşmiş Milletler’e ve elinden gelen her şeyi yapan genel sekreterine ihtiyacımız var. Nereye kadar gidebildiğimizi göreceğiz."

Slovakya Başbakanı Eduard Heger:"Yaptırımların kesinlikle limanı açıp açmayacağıyla ilgili bir mesele haline gelmemesi gerekiyor. İkisi farklı konular. Saldırganlığı nedeniyle tamamen farklı iki konu. Bambaşka iki konu. Bu yüzden zorlamamız gerekiyor. Bu yüzden başka müttefiklerin de devreye girip, bu AB ile Rusya arasındaki ticaretle alakalı değil, ne ticareti yapıyorsunuz, demesini istiyorum. Bu alan açacak. Gelen diğer ortakların güvenliği söz konusu ve “tamam” diyecekler. Çünkü şu an pazarlık yapmıyoruz. Şu an hiçbir müzakere yapılmıyor çünkü Vladimir Putin kimseyle müzakereye izin vermiyor. Müzakere etmiyor. Müzakere etmediğinin farkına varmamız lazım. Putin planını uyguluyor. Müzakere edeceğine dair bir umut ışığı görmüyorum. Limanın, hakem olarak güvenliği sağlayacak üçüncü bir taraf tarafından açılması gerekiyor. Bu şekilde tahıl alabiliriz. Bunu aynı zamanda yeşil hattan tahıl alırken de yapmalıyız. Her senaryoyu düşünmek zorundayız. Evet seçme şansımız yok, tamam, tüm bahisleri tek senaryoya koyalım. Beraber uygulayacağımız tüm senaryoları, aynı anda uygulamak zorundayız çünkü ancak o zaman başarılı olabiliriz. Çok zor bir durum. Şu an çok soru var ancak çok az cevap var. Ama sadece çok çalışırsak ve birlikte yeni cevaplar ararsak başarılı olabiliriz."

Avusturya Şansölyesi: 'Putin ile birbirimizin gözlerine bakmamız gerekiyordu'

Seyirci sorusu: "İsmim Pavel, Slovakya dış politikalar analistiyim. Sayın Şansölye’ye bir sorum olacak. Siz ve Vladimir Putin hakkında biraz kişisel bir soru olacak. Vladimir Putin ile özel ilişkileriniz var mı?"

Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer:"Hayır, onunla hiçbir özel ilişkim yok. Ancak çatışma zamanlarında iki tarafla da konuşmak önemli. Önce Ukrayna’ya sonra Putin’i ziyarete gitmeye karar verdiğimde, Avrupa Komisyonu başkanıyla, Konsey başkanıyla, Almanya şansölyesiyle, Polonya cumhurbaşkanıyla bunun hakkında konuştum. Kendisi bu konuda en güçlü eleştirileri yapan kişi. Oraya gittiğimde, kendi savaş mantığı içinde bir adam gördüm. Moskova’ya gitmeden önce Buça’daydım ve hayatımda ilk defa toplu mezar gördüm. Bence bu gerekliydi ve sonra bununla birlikte onunla yüzleşmek doğru oldu. Görüşmenin yalnızca telefonda kalmaması gerekliydi. Birbirimizin gözlerine bakmamız gerekiyordu. Avusturya’nın bu konudaki tutumu oldukça yeni çünkü önceleri genellikle tarafsızlığımızı ilan ederdik. Ancak burada böyle davranmak mümkün değil. Şu an çok netiz. Tüm yaptırımları uygulamaya karar verdik. Mühimmat ve silah teslimatını destekliyoruz. Kendimiz yapamayız ancak destekliyoruz. Daha önce söylemiştim: Zamanımız yok. Çözümleri şimdi bulmak zorundayız. Bunun Avrupa’nın güvenliği için ne anlama geldiği gerçekten büyük bir soru. Avusturya’da Slovakya’dan daha özel bir konumdayız. 75 binden fazla Ukraynalıyı koruyoruz. Aynı zamanda dünyanın her yerinden 21 bin mültecimiz var. Suriye’den Afganistan’dan… Şimdiden 21 bine ulaştı. Yıl sonu için ne anlama geliyor? Dolayısıyla bu bir güvenlik sorunu. Dünyada açık varsa, Kuzey Afrika istikrarsızlaşırsa bu ne anlama geliyor? Bu yüzden burada tüm bilgilerin paylaşılması ve savaşı bitirmek için herkesin daha fazlasını yapması gerekiyor. Öncelikle herkesin Putin’e “bitti, daha yok” dedirtmeye çalışması gerekiyor."

Slovakya Başbakanı Eduard Heger:"Bu oturumda bile giderek daha büyük zorluklarla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Problemler demiyorum çünkü bunlara zorluklar olarak bakmalıyız. Aynı zamanda bunun gibi forumların önemini de görüyoruz. Bu forumdan iki büyük konu başlığı çıktı. Yapacağımız son tartışma olacağını düşündüğümüz Ukrayna'nın yeniden inşası konusunu açtı. Ukrayna’daki savaş ve sonra yeniden inşası. Şimdi görüyoruz ki bu daha da büyüyor ve sonrasında neler olacağını henüz göremiyor olabiliriz. Enerji problemini gördük, savaşı gördük ve şimdi de küresel bir sorun olan kıtlığı görmeye başladık. Dolayısıyla yeniden inşa üzerine konuşmaya başlamak çok iyi. Avrupa açısından çok şey yapılması gerekiyor. Ancak bu forumda konuşulan küresel boyutu konusu duyulmalı. Dünyanın dört bir yanından insanların bir araya gelerek çözümler aradığı, zorluklara hızlı ve kapsamlı cevaplar getirmeye çalıştığı bu tür forumlara ihtiyacımız var. Bu bizim görevimiz. Gelecek yıl çok ciddi olmamız gereken bunun gibi forumları daha çok göreceğiz. Çünkü eskiden forumlar daha çok tartışma gibiydi. Biz ise bir vizyon düşünüyoruz. Şu an bunu yaşarken bir vizyon inşa ediyoruz. Tamamen başka bir boyut bu. Bu forum için teşekkür ederiz. Ayrıca, bu önemli konuları açtığınız için size de teşekkürler. Haydi hep birlikte çözümler arayalım ve çok daha fazla küresel oyuncuyu buna dahil edelim."

Gazeteci adı • Gizem Sade

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

ABD: Türkiye'nin tahıl sorununun çözümü için çabalarını memnuniyetle karşılıyoruz

Guy Verhofstadt: AB, üyelerin veto yetkisini kaldırmayı planlıyor; Avrupa ordusu teklifi gündemde

Kaçırılan Ukraynalı çocuklar: 17 yaşındaki Valeriia, Rus eğitim kampından nasıl kurtuldu?