DSÖ'den 'salgın çağı' uyarısı: Hayvanlardan hastalık bulaşma tehlikesi artıyor

Uzmanlar hayvanlardan bulaşan hastalıkların salgına dönüşme riskinin arttığı uyarısında bulunuyor
Uzmanlar hayvanlardan bulaşan hastalıkların salgına dönüşme riskinin arttığı uyarısında bulunuyor © AMELIE BOTTOLLIER-DEPOIS/AFP or licensors
© AMELIE BOTTOLLIER-DEPOIS/AFP or licensors
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Birçok hastalığın binlerce yıldır hayvanlardan insanlara bulaştığı biliniyor, ancak uzmanlar son yıllarda ormanların yok olması, kitlesel besi hayvancılığı, iklim değişikliği ve insanların hayvanlar dünyasına sunduğu diğer büyük değişiklikler sebebiyle riskin arttığına dikkat çekiyor

REKLAM

Covid-19 pandemisinin hemen ardından maymun çiçeği hastalığının yayılması hayvanlardan bulaşabilecek yeni pandemilerin artabileceği korkusunu tetikledi.

HIV, Ebola, Zika, SARS, MERS, kuş gribi ve bubonik vebagibi birçok hastalık binlerce yıldır hayvanlardan insanlara bulaşıyor, ancak uzmanlar son yıllarda ormanların yok olması, kitlesel besi hayvancılığı, iklim değişikliği ve insanların hayvanlar dünyasına sunduğu diğer büyük değişiklikler sebebiyle bu riskin daha da arttığına dikkat çekiyor.

Covid-19 hastalığının kaynağını araştıran Dünya Sağlık Örgütü uzmanlarının son raporunda hastalığın kaynağının tam olarak bulunamadığı ancak hayvanlardan bulaşmış olma ihtimali için güçlü kantlar bulunduğunu belirtti.

1970'lerden bu yana özellikle Orta ve Batı Afrika'da yayılan maymun çiçeği hastalığı da son bir ayda dünya genelinde yayılması üzerine DSÖ hastalığın onlarca ülkede yerleşik hale gelme riski taşıdığı uyarısında bulundu.

DSÖ Acil Durumlar Direktörü Michael Ryan geçen hafta yaptığı açıklamada yalnızca maymun çiçeği hastalığının değil, insanlarla hayvanlar arasındaki etkileşimin son dönemde istikrarsız hale geldiğine dikkat çekti.

Hayvanlardan bulaşan hastalıklar neden artıyor?

Birleşmiş Milletler Çevre Programı insanlarda bilinen enfeksiyonların yüzde 60'ının hayvanlardan bulaştığını, yüzde 75'inin tamamen yeni ya da oluşma aşamasındaki hastalıklar olduğunu belirtiyor.

İngiltere'deki Cambridge Üniversitesi'nin bulaşıcı hastalık uzmanlarından Olivier Restif son yıllarda nüfus artışı, besi hayvancılığını büyümesi ve doğal hayat alanlarının daralması sebebiyle hayvanlardan insanlara bulaşan hastalık sayısında artış yaşandığını kaydediyor.

Restif'e göre tükenen yaşam alanlarından göç eden vahşi hayvanlar insan faaliyetleri sonucunda sert bir biçimde davranış değiştirdi. Bağışıklık sistemi zayıflamış hayvanların insanlara ve evcil hayvanlara daha yakınlaşması patojenlerin yayılması için yeni bir yol açtı.

Fransa'daki Kalkınma için Araştırma Enstitüsü hayvanlardan bulaşan hastalık uzmanı Benjamin Roche ise "Ormansızlaştırma biyoçeşitliliği azaltıyor. Doğal şekilde virüsleri düzenleyen hayvanları kaybediyoruz, bu da virüslerin daha kolay yayılmasına yol açıyor" diyerek ormanların yok olmasını soruna yol açan başlıca faktörler arasında sayıyor.

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Georgetown Üniversitesi'nin yaptığı kapsamlı bir çalışma hayvanlardan insanlara bulaşan hastalık riskinin daha da artacağına işaret ediyor. Çalışmaya göre doğal yaşam alanlarından kaçan hayvanlar daha önce hiç rastlanmayan türlerle ilk defa karşılaşıyor ve potansiyel olarak hayvanlarda bulunduğu bilinen 10 bin kadar virüsten bazılarını birbirine bulaştırıyor. Bu "sessizce yayılma" özellikle tropik ormanlarda vahşi memeliler arasında yaşanıyor.

Çalışmanın baş yazarlarından Greg Albery kentsel ve vahşi hayvanların daha iyi gözlenerek bir patojenin türler arasında sıçrayıp sıçramadığını tespit etmek gerektiğine dikkat çekiyor ve insanlara yakın hayvanlara sıçramasının endişe yaratan bir durum olduğunun altınızı çiziyor.

"Sihirli bir değnek yok"

Restif'e göre sorunu çözecek "sihirli bir değnek" yok, ancak her düzeyde risk azaltmak alınabilecek en önemli tedbir. Dünya çapında yoksul toplumlarda sağlık hizmetlerine ve test kapasitesine dev yatırımlar yapılması gerektiğini belirten Restif bu sayede salgınların gecikmeden tespit edilebileceğini, tanımlanabileceğini ve kontrol altına alınabileceğini düşünüyor.

Uzak bölgelerdeki toplumlar için halk sağlığına odaklanmak ve farklı türlerin birbiriyle etkileştiği doğal alanlardaki ekolojiiyi daha iyi anlamak da bu çalışmaların bir parçası.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Japon bilim insanları robotlar için canlı deri geliştirildi

Pentagon'un ardından NASA da UFO'ları araştıracak bir ekip kuruyor

Brezilya dang humması salgını: Bakteriyle enfekte edilmiş milyonlarca sivrisinek doğaya bırakılacak