Macaristan Başbakanı Viktor Orban, hafta sonu yaptığı bir konuşmada bugünkü Avrupa Birliği kurumlarını, dolaylı olarak 1956 devrimi sırasında Macaristan'a saldırarak binlerce sivilin ölümüne neden olan Sovyet birliklerine benzetti.
REKLAMMacaristan Başbakanı Viktor Orban, hafta sonu yaptığı bir konuşmada bugünkü Avrupa Birliği kurumlarını, dolaylı olarak 1956 devrimi sırasında Macaristan'a saldırarak binlerce sivilin ölümüne neden olan Sovyet birliklerine benzetti. Orban "fırsatı bulduklarında kılıcı çekeceklerini" dile getirdi.
Macar halk ayaklanmasının 66'ıncı yıldönümü nedeniyle düzenlenen bir etkinlikte konuşan Orban, AB'nin sonunun da otuz yıl önce dağılan Sovyetler Birliği gibi olacağını ileri sürdü.
Kanlı şekilde bastırılan ayaklanmanın yıldönümünde Budapeşte yerine ülkenin batısındaki kırsal kesimde yer alan Zalaegerszeg'de toplanan bir kalabalığa hitap eden Orban, "Brüksel'in tepelerinden Macaristan'a ateş edenlerle uğraşmayalım. Onların sonu da seleflerinin (SSCB) sonu gibi olacak." ifadelerini kullandı.
Orban konuşmasında, "İlk fetihçi imparatorluk bize saldırdığında buradaydık ve sonuncusu çöktüğünde de burada olacağız. Gerektiğinde buna katlanacak, elimizden geldiğince geri püskürteceğiz. Fırsatımız olduğunda kılıcı çeker, uzun yıllar sürecek baskılar karşısında direniriz." diye konuştu.
Yenilseler de galip geldiklerini ileri süren Orban, "Yenildiğimiz zaman bile muzafferiz" dedi.
Macaristan'da 23 Ekim Ulusal Bayramı, 1956 yılında Sovyet baskısına karşı Budapeşte'de başlayan ve tüm ülkeye yayılan halk ayaklanmasının başlangıcı olarak kabul ediliyor.
Dönemin Stalin yanlısı devlet başkanının devrilmesi ve Sovyet birliklerinin başkentten çıkarılmasının ardından Moskova'dan gelen bir direktifle Kızıl Ordu, Budapeşte'ye geri dönmüş ve devrimi kanlı bir şekilde bastırmıştı.
Olaylar sırasında şehrin büyük bir kısmı Sovyet birlikleri tarafından tahrip edilmişti.
Macar eğitimcilerin protestoları devam ediyor
Orban'ın Macaristan'ın en önemli ulusal bayramlarından birinde başkentte bulunmaması, Budapeşte'de on binlerce kişinin eğitimciler için daha yüksek ücret ve daha iyi çalışma koşulları talebiyle protesto gösterileri düzenlediği bir döneme denk geldi.
Pazar günü düzenlenen gösteri Macar öğretmenlerin ve öğrencilerin uzun süredir sürdürdüğü protesto dalgasının sonuncusu oldu.
Adam Botos isimli bir eylemci, "Para gereksiz şeylere, yeni stadyumlara, hiç bitmeyen projelere, alakasız yatırımlara harcanıyor ve eğitim sistemi tümüyle kan kaybediyor." sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Vince Buzas adlı bir başka protestocu da "Unutmamak lazım ki hükümet sadece öğretmenleri değil, LGBTQ topluluğu, etnik azınlıklar ve sayısız başka gruptan insanları da eziyor." şeklinde konuştu.
Kendi yönetim şeklini "liberal olmayan demokrasi" olarak nitelendiren Orban, demokrasi sicili ve yolsuzluk algısı nedeniyle AB fonlarının kesilmesi riskiyle karşı karşıya bulunuyor.
Fonların bir kısmını kurtarmak isteyen Macar Parlamentosu kısa süre önce yeni bir yolsuzlukla mücadele yasası çıkardı.
Ancak ülke son zamanlarda ulusal para biriminin ve ekonominin zayıflamasına neden olan demokratik uygulamaların ihlal edildiği algısı nedeniyle ceza olarak milyarlarca euro kaybetme riskiyle yüz yüze.