Angola ekonomik kalkınma ve turizm stratejisini Amerika'daki diasporası üzerine kuruyor

Angola ekonomik kalkınma ve turizm stratejisini Amerika'daki diasporası üzerine kuruyor
© euronews
By Chris BurnsDinamene Cruz
Haberi paylaşın
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Governo de Angola ortaklığındaki Global Angola’nın bu bölümünde Angola’nın Amerika kıtasındaki Angolalı diasporasını hedef alma fikrine dayanan turizm ve ekonomik kalkınma stratejisini keşfediyoruz.

REKLAM

Governo de Angola ortaklığında Global Angola’nın bu bölümünde Angola’nın Brezilya ve Küba'dan Amerika Birleşik Devletleri'ne, Amerika kıtasındaki Angolalı diasporasını hedef alma fikrine dayanan turizm ve ekonomik kalkınma stratejisini keşfediyoruz.

Amerika Birleşik Devletleri'nde en az 12 milyon Angola kökenli Amerikalı olduğu tahmin ediliyor, bu da ortak kimlik ve mirasa dayalı muazzam bir potansiyel olduğu anlamına geliyor. Arzu edilen turizm gelirini, bilgi birikimini ve yatırımı sağlama potansiyeline sahip bu benzersiz ve yenilikçi yaklaşımı keşfederken bize eşlik edin.

Portekiz’deki Coimbra Üniversitesi’nde beşeri coğrafya alanında doktora yapan Afonso Vita, köleliğin izlerini araştırıyor. Kendisiyle pek çok Angolalı kölenin yolunun geçtiği Lizbon’da buluşuyoruz.

Vita, "Angola, köle ticareti sırasında en fazla erkek, kadın ve çocuğunu kaybeden Afrika ülkelerinden biri. Hâlâ çok fazla yerde transatlantik trafiğinin izlerini bulabiliyoruz." şeklinde konuşuyor. 

Bu Angola’da ve Portekiz’de gelişen bir işti. Vita, kölelerin esaret altında tutulduğu pelourinyo denen meydanları şöyle anlatıyor: "Pelourinholar, kölelik zamanında kölelerin yerleştirildiği, kötü muamele gördüğü, satıldığı ve sömürgecinin gözünde kötü davranışlarda bulunan kölelerin cezalandırıldığı alanlardı."

Dünyanın dört bir yanında ülkeler, kölelerin oluşturduğu bu insan gücünden fayda sağladı.

Vita, "Afrikalılar Avrupa’yı, Amerika’yı kurdu, Asya’yı bile kurdular. Geldiklerinde dünya çapında devam eden değişimleri etkilediler." diyor.

Bu küresel bağlantı bugün, Washington’daki Afro-Amerikan Tarih ve Kültür Müzesi’nde olduğu gibi, turizm ve anma etkinlikleri için bir fırsat oluşturuyor. Angola Cumhurbaşkanı João Manuel Gonçalves Lourenço geçtiğimiz yıl Amerika Birleşik Devletleri’ni ziyaret etti.Lourenço'ya bu müzeyi Angolalı kölelerin soyundan gelen Küratör Mary Elliott gezdirdi.

Elliott, cumhurbaşkanına hitaben, "Afro-Amerikalılar kuruluşunu özgürlük temeline dayandıran bir ulusta köleleştirildi. Soyağacı çıkarıp torunlarının izini sürebildik. Bugün sizlerle birlikte bu turu yapabilmekten onur duyuyorum. Çünkü sizinle aramla bir bağ var." şeklinde konuştu. 

Kwanza Koridoru'nun Dünya Mirası Listesi'ne alınması isteniyor

Bu bağ, Kwanza Nehri üzerindeki Massangano’ya kadar uzanıyor.

Ulusal Kültürel Miras Enstitüsü Başkan Yardımcısı Emmanuel Caboco, "Kwanza Nehri Portekizli sömürgecilerin iç bölgelere nüfuzunun ana eksenini oluşturuyordu. Kwanza Nehri aynı zamanda köle iş gücünün ana geçiş noktasıydı. Bir tahmine göre, farklı coğrafyalara gönderilmek üzere ülkeden götürülenlerin sayısı 6 milyonun üzerinde." diyor. 

Bu nedenle Angola, Kwanza Koridoru’nun UNESCO’nun Dünya Mirası listesine alınmasını ve böylece Birleşmiş Milletler fonlarından yararlanabilmesini istiyor.

UNESCO’nun Paris’teki genel merkezinde Eski Kültürlerarası Diyalog Bölümü Direktörü Doudou Diéne, Kwanza Koridoru’nun listeye alınmasının, hafızayı ve kültürel bağları yeniden canlandırma girişiminin bir parçası olduğunu söylüyor: 

"Afrika’yı yarım kürenin diğer tarafındaki insanlarla ilişkilendirmek, kültürler arasında yeniden bir bağ kurmak anlamına geliyor. Sömürgeci sistem güçlü bir sistemdi, yalnızca siyasi bir tahakküm değil, aynı zamanda hafızayı, kültürü ve kültürü de yok eden bir sistemdi. Dolayısıyla hafıza, kültür ve kimlik, artık tüm Afrika ülkelerinin uluslarını inşasının bir parçası olmalıdır."

İşte bu nedenle de bir festival planlıyorlar. Vita, Angola’da iki yılda bir düzenlenecek Afrikalılıkla Karşılaşma ve Yeniden Karşılaşma Festivali'nin 2 gün süreceğini ve kölelikle ilgili çeşitli konuların tartışılacağı yuvarlak masa toplantılarının yanı sıra ziyaretlerin de yapılacağını söylüyor. 

Festival bellek ve kutlamayı bir araya getiriyor. Köleliğin trajedisini ve milyonlarca Afrikalının dünyaya yaptığı kalıcı katkıları hatırlatmayı amaçlıyor.

Haberi paylaşın

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Afrika'nın en büyük petrol üreticilerinden Angola bölgede süper güç olmayı hedefliyor

Üzüme gönül veren Angolalı şarap ve rom üreticileri dünyaya açılmak istiyor

Angola'nın Moçamedes şehri kentsel dönüşümle yeniden hayat kazanıyor