Çin'in seyahatlerde karantinayı kaldırma kararı artan vakalara rağmen sevinçle karşılandı

Yurt dışı uçuş aramaları haber sonrası yüzde 850 artış gösterirken vizalarla ilgili sorgulamalar da on kat arttı
Yurt dışı uçuş aramaları haber sonrası yüzde 850 artış gösterirken vizalarla ilgili sorgulamalar da on kat arttı © AP
By euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Yeni uygulama ile Covid-19, Çin'in Sınır Sağlığı ve Karantina Yasası kapsamında "karantina altına alınacak salgın hastalık" statüsünden çıkarıldı.

REKLAM

Çin'in yurt dışından gelenlere yönelik Covid-19 kısıtlamalarını kaldırma kararı patlama yapan vaka sayılarına rağmen ülkede memnuniyetle karşılandı. 

Sosyal medya kullanıcıları 3 yıldır devam eden kısıtlamaların kaldırılmasından duydukları mutluluğu paylaşımlarıyla dile getirdi. Seyahat platformu Tongcheng verilerine göre de yurt dışı uçuş aramaları haber sonrası yüzde 850 artış gösterirken vizelerle ilgili sorgulamalar da on kat arttı.

Çin, Covid-19 politikasındaki yön değişikliğinin yeni bir işareti olarak "A kategorisi salgın hastalık" tanımı çerçevesindeki salgın kontrol ve önleme uygulamalarına son vereceğini bildirmişti. Ulusal Sağlık Komisyonu, yerel sağlık kurumları ve hastanelere gönderdiği talimatta, 8 Ocak 2023'ten itibaren "B kategorisi salgın hastalık" tanımı çerçevesindeki uygulamalara geçiş için hazırlıklarını tamamlamasını istedi.

Yeni uygulama ile Covid-19, Çin'in Sınır Sağlığı ve Karantina Yasası kapsamında "karantina altına alınacak salgın hastalık" statüsünden çıkarıldı.

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada da, yolcuların bundan böyle seyahatleri öncesinde Çin büyükelçilikleri ve konsolosluklarından sağlık kodu almak zorunda olmadığı belirtildi.

Yeni düzenleme, halen yurt dışından gelen yolculara uygulanan 5 gün zorunlu merkezi karantina artı 3 gün evde tıbbi gözetim uygulamasının sona erdiği anlamına geliyor.

Açıklamada, yolcuların seyahatlerinden 48 saat önce Covid-19 testi yaptırması, test sonucunun pozitif olması halinde negatife dönene dek seyahatlerini iptal etmesi tavsiye edildi.

Sağlık durumunda değişim görülen ve ateş belirtisi olan yolculara gümrükte antijen testi yapılacağı ve pozitif iseler, sağlık durumlarına göre evde karantinada kalmaları veya hastanede tedavi edilmelerinin isteneceği kaydedildi.

Covid-19 tedbirlerinin gevşetilmesinin ardından salgın yüzünü gösteriyor

Öte yandan Çin'de Covid-19 politikasındaki yön değişikliğinin ardından kontrol tedbirlerinin gevşetilmesiyle ülkede salgın tablosu giderek ağırlaşıyor.

Ülkede vaka sayıları kaydı tutulamayacak kadar artarken hastaneler, klinikler, eczaneler ve krematoryumlarda yoğunluk göze çarpıyor.

Vatandaşlar eczanelerde ve hastanelerin ilaç gişelerinin önünde uzun kuyruklar oluştururken, soğuk algınlığı ilaçları ve hızlı tanı antijen testleri piyasada bulunmuyor.

Yoğun bakım ünitelerinde yer bulunamadığı, solunum desteği sağlanamadığı, zamanında müdahale edilemediği için yaşamını yitiren hastalar olduğu bildiriliyor.

Virüsün ülke genelinde yayılmasıyla sağlık sisteminin ağır yükü nasıl taşıyacağı belirsizliğini koruyor.

Covid-19 politikasında yön değişikliği

Çin'de kabine işlevini yerine getiren Devlet Konseyi, 7 Aralık'ta Covid-19 tedbirlerinin uygulanmasında yeni yaklaşımı duyururken geniş çaplı kapanma, merkezi karantina, toplu testler ve seyahat kısıtlamalarının terk edileceğini bildirdi.

Yeni yaklaşım, Çin'in, ilk vakaların Vuhan şehrinde görüldüğü salgının başından bu yana uyguladığı, "sıfır vaka" olarak adlandırılan katı salgın kontrol tedbirlerinde değişime gideceğinin en güçlü işareti oldu.

Karantina, seyahat kısıtlamaları, toplu testler, işletmelerin faaliyetlerinin kısıtlanması gibi katı ve geniş ölçekli tedbirler, hayatın olağan akışına müdahalenin yanında ekonomik maliyeti açısından da tartışmalara yol açıyordu.

Politika değişikliğinde tedbirlerden bunalan halkın hoşnutsuzluğunun yanı sıra ekonominin kötüye gidişi de etkili oldu.

Kasımda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'de karantinada olduğu iddia edilen apartmanda çıkan yangında 10 vatandaşın hayatını kaybetmesinin ardından çok sayıda şehirde Covid-19 tedbirleri protesto edildi.

REKLAM

Öte yandan sonbaharda Omicron varyantının tetiklediği vakalar nedeniyle çok sayıda şehirde uygulanan karantina tedbirleri, tıpkı baharda Şanghay ve diğer şehirleri etkileyen karantina dalgasında olduğu gibi ekonomik faaliyetlere darbe vurdu. İmalat, hizmetler ve ihracat dahil birçok sahada ölçülen performans, Covid-19 salgının başlangıcındaki düzeylere geriledi.

Tüm bu etkenler Çin karar vericilerini Covid-19 politikasında kökten değişikliğe mecbur kıldı.

Ülke değişime hazırlıksız yakalandı

Çin'in salgının başından bu yana uyguladığı tüm temel koruma tedbirlerinin terk edildiği yeni yaklaşım, "sıfır vaka"dan tam bir kopuş oldu.

Sıfır vaka, virüsü ortaya çıktığı yerde tecrit ederek bastırmaya ve bulaşma zincirlerini kesmeye dayalı bir stratejiydi, katı koruma ve önleme tedbirlerini gerekli kılıyordu. Yeni strateji ise yeni varyantlarla hayati riskin azaldığı, aşılamanın yaygınlaşmasıyla toplumda bağışıklığın geliştiği varsayımlarıyla "virüsle yaşamaya" dayalı bir yaklaşım öngörüyor.

Ancak ani değişim, bireyleri ve kurumları hazırlıksız yakalamış görünüyor. Bu süreçte çok sayıda kişi virüse yakalanırken hastalığın hızla yayıldığı gözlendi.

REKLAM

Test zorunluluğunun kalkması nedeniyle vakaları tespit etmek, gerçek salgın tablosunu görebilmek zorlaştı.

Bu arada Covid-19 istatistiklerini tutan Ulusal Sağlık Komisyonunun açıkladığı resmi rakamlar ile sahadaki gerçek durum arasındaki fark giderek açılmaya başladı.

Rakam oyunları

Komisyon, önce, test zorunluluğunun kalkmasıyla tespiti zorlaştığı için hastalık belirtisi göstermeyen vakaları açıklamayacağını duyurdu. Ardından ölüm istatistiklerinin tutulmasında yeni standartlar getiren Komisyon, yalnızca zatürre ve solunum yetmezliğinin sebep olduğu ölümleri Covid'den sayacağını, kronik rahatsızlıklar ve kalp krizi gibi ikincil faktörlerin sebep olduğu can kayıplarını, testleri pozitif olsa dahi kayda geçirmeyeceğini bildirdi.

Komisyonun yeni yaklaşımı nedeniyle çok sayıda vaka ve ölüm kayıt dışı kalırken resmi rakamlar ile gerçek salgın tablosuna dair tahminler arasındaki fark giderek açıldı.

Ülkenin kuzeyindeki Şandong eyaletinin Çingdao şehri ile güneyindeki Guangdong eyaletinin Dongguan şehrinin yerel sağlık komisyonlarının 24 Aralık'ta duyurduğu günlük vaka sayısı tahminleri, Komisyonunun açıkladığı resmi rakamlar ile sahadaki durum arasındaki çarpıcı farkı ortaya koydu.

REKLAM

9,5 milyon nüfuslu Çingdao'da günde 490 bin ila 530 bin kişinin, 10,5 milyon nüfuslu Dongguan'da ise 250 bin ila 300 bin kişinin enfekte olduğunun tahmin edildiği bildirildi. Ulusal Sağlık Komisyonu ise aynı gün Dongguan'ın bağlı olduğu Guangdong eyaletinde 1737, Çingdao'nun bağlı olduğu Şandong eyaletinde ise 31 vaka kaydedildiği açıkladı.

Komisyona göre, o gün Çin ana karasında toplam 4 bin 128 vaka tespit edilirken virüse bağlı ölüm görülmemişti. Bu, Komisyonun yaptığı son günlük bildirim oldu. Komisyon, ertesi gün Covid-19 rakamlarının artık günlük olarak açıklamayacağını duyurdu.

Günlük vaka sayısı 4,2 milyona ulaşabilir

Merkezi Londra'da bulunan küresel sağlık veri hizmetleri ve analiz şirketi Airfinity, mevcut salgın tablosunda, Çin'de günlük vaka sayısının tepe noktasında 4,2 milyona kadar çıkabileceğini öngörüyor.

Şirketin eyaletlerden topladığı verilerle geliştirdiği modele göre, salgında gelecek üç ayda iki dalganın ortaya çıkacağı öngörülüyor. Başkent Pekin ve Guangdong eyaletindeki büyük şehirlerdeki salgınların vaka artışını sürüklemesi beklenen ilk dalganın Ocak 2023'ün ortasında, Çin yeni yıl tatilinin ardından taşrada vakaların yayılmasıyla ortaya çıkacağı öngörülen ikinci dalganın ise Mart 2023'ün başında tepe noktasına ulaşması bekleniyor.

Günlük vaka sayısının ilk dalgada 3,7 milyona, ikinci dalgada ise 4,2 milyona kadar çıkacağı tahmin ediliyor.

REKLAM

Şirketin tahminlerine göre günlük vaka sayısı aralık ortasından itibaren 1 milyonu aşarken halihazırda günde yaklaşık 5 bin kişi virüs nedeniyle hayatını kaybediyor.

Öte yandan Airfinity, Hong Kong'da şubat sonundan mayısa dek süren, Omicron'un BA.1 alt varyantının yol açtığı salgında ölüm sayılarından hareketle oluşturduğu projeksiyonla, Çin ana karasındaki benzer bir salgında 1,3 ila 2,1 milyon kişinin hayatını kaybedebileceğini öngörüyor.

Sağlık sistemi ağır yükü kaldırabilir mi?

Çin'in sağlık sisteminin büyük çaplı bir salgının yol açacağı ağır yükü taşıyıp taşımayacağı da soru işaretleri yaratıyor.

Pekin gibi sağlık altyapısının görece iyi olduğu büyük şehirlerde halihazırda hastanelerin yoğunluğu kaldırmakta zorlandığı gözleniyor. Yoğun bakım ünitelerinde yer bulunamadığı için hayatını kaybeden hastalar var.

World Population Review'un verilerine göre her 10 bin kişiye düşen yoğun bakım ünitesi yatağı sayısı 3,6. Söz konusu rakam ABD'de 34,7, Almanya'da ise 29,2.

REKLAM

Ulusal Sağlık Komisyonu, son dönemdeki iyileştirmelerle 10 bin kişiye yoğun bakım ünitesi yatağı sayısının 10'a yaklaştığını bildirse de oran hala gelişmiş ülkelere kıyasla düşük seviyede.

Öte yandan Çin'de bölgeler arası gelişmişlik farkları nedeniyle taşrada veya kırsal bölgelerde sağlık olanakları büyük şehirlere kıyasla yetersiz durumda.

Bazı sağlık uzmanları, Çin'in salgın döneminde vaka sayısı düşük seyrederken sağlık sistemini iyileştirme konusunda önemli bir fırsat penceresini kaçırdığı görüşünü dile getiriyor.

Virüsle değil hastalıkla savaşmak

Covid-19 stratejisinde daha çok "virüsle savaşmaya", salgınların önünü almaya odaklanan, kaynaklarını milyonlarca insanı sürekli test etmek, büyük karantina merkezleri kurmak ve çok sayıda personeli salgın koruma tedbirleri için seferber etmek için harcayan hükümetin, halk sağlığına yönelik büyük riske karşı sağlık sistemini iyileştirmek için yeterli çabayı göstermediği eleştirisi yapılıyor.

Çin'in "hastalıkla savaşmaya" yönelik yeni yaklaşımında sağlık sistemini, tedavi hizmetlerini ve aşılamayı önceleyen çabalara odaklanması bekleniyor.

REKLAM

Risk grubundaki yaşlı nüfusta hala aşılamanın umulan düzeyde olmaması, Çin ana karasında yerli üretim iki inaktif ve bir viral vektör aşısı dışında hiçbir yabancı aşının kullanımına onay verilmemesi, dolayısıyla başarısı kanıtlanmış mRNA aşılarının uygulanamaması, toplumda bağışıklığın artırılmasını engelleyen tercihler olarak görülüyor.

Ulusal Sağlık Komisyonu verilerine göre, Çin'de kasım sonu itibarıyla en az iki doz aşı yaptırmış kişilerin oranı 80 yaş üstü nüfusta yüzde 65,8, 60 yaş üstü nüfusta ise yüzde 86,42 idi.

Yaşlı nüfusta yetersiz aşılanmanın vakaların yayılmasıyla can kayıplarının artırabileceğinden endişe edilirken hükümet 80 yaş üstü nüfusun yüzde 90'ının Ocak 2023'e kadar en az bir doz aşılanmasını hedefliyor.

Dünyanın en kalabalık ülkesindeki büyük çaplı bir salgının nelere yol açabileceğini endişe ile beklenirken, Çin'in Covid-19 ile bitmeyen sınavı, gelecek aylarda da gündemi meşgul edecek gibi görünüyor.

Ek kaynaklar • AFP AA

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

BM yetkilisi: Afganistan'da kadın haklarının kısıtlanması 'korkunç sonuçlar doğurur'

Hindistan bazı ülkelerden gelen yolcular için Covid-19 testini zorunlu hale getirdi

Şangay'da Covid-19 salgını artarken, sağlık çalışanlarına ‘trajik mücadele’ uyarısı