İnançların buluşma noktası Antakya, depremlerdeki yıkımın yasını tutuyor

Antakya merkezde yer alan bir otel binası olarak kullanılan eski yapı 6 Şubat'taki depremlerde büyük yıkıma uğradı
Antakya merkezde yer alan bir otel binası olarak kullanılan eski yapı 6 Şubat'taki depremlerde büyük yıkıma uğradı © Hussein Malla/Copyright 2023 The AP. All rights reserved.
© Hussein Malla/Copyright 2023 The AP. All rights reserved.
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Antik çağlardan kalan Antakya tarih boyunca defalarca depremlerle yıkıldı ve yeniden inşa edildi. Ancak bölge sakinleri, bu depremlerden sonra ilçenin toparlanmasının uzun zaman alacağından ve eşsiz tarihi kimliğinin asla tam olarak geri kazanılamayacağından korkuyor.

REKLAM

Antik çağlardan kalan Antakya tarih boyunca defalarca depremlerle yıkıldı ve yeniden inşa edildi. Ancak bölge sakinleri, bu depremlerden sonra ilçenin toparlanmasının uzun zaman alacağından ve eşsiz tarihi kimliğinin geri kazanılamayacağından korkuyor. 

Farklı inanç ve kültürlerden oluşan karakteriyle tanınan ve 400 bine yaklaşan nüfusuyla Hatay'a bağlı bir ilçe olan Antakya milattan önce 300 yılında Büyük İskender'in bir generali tarafından kuruldu. 

Asi Nehri vadisinde inşa edilen kent, Greko-Romen dünyasının en büyük şehirlerinden biri olarak İskenderiye ve o dönemdeki adıyla Konstantinopolis'e rakip oldu.

Antakya, Hıristiyanlık tarihi açısından özel bir yere sahip. "Hıristiyan" kelimesinin ilk kez burada kullanılmaya başladığı sanılıyor. Aziz Petrus ile Aziz Pavlus'un en eski Hıristiyan topluluklarından birini bu bölgede kurduklarına inanılıyor. 

"Tarih bir kez daha silindi"

Kent merkezinin dışında yer alan Haç (Starius) Dağı'nda yer alan ve halk arasında "mağara kilise" olarak bilinen Aziz Petrus (St Pierre) Kilisesi'nin ilk Hristiyanlar tarafından kullanıldığı ve Hristiyan inancının en eski kilisesi olduğu kabul ediliyor. Ancak dördüncü yüzyıla kadar uzanan bölümleri bulunan kiliseye çıkan merdivenler son yaşanan depremlerden nasibini alarak hasar gördü.

Depremlerle yıkılan bir başka dini mekan ise Antakya Rum Ortodoks Kilisesi. Rum Ortodoks patriğinin 14'üncü yüzyıla kadar ikamet ettiği kilise, 1872 depreminde yerle bir olmuş ve yeniden inşa edilmişti. Antakya Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Fadi Hurigil, "Tarih bir kez daha silindi" diyerek üzüntüsünü dile getirdi.

Hussein Malla/Copyright 2023 The AP. All rights reserved.
6 Şubat depreminde yıkılan Antakya Rum Ortodoks KilisesiHussein Malla/Copyright 2023 The AP. All rights reserved.

Bugün ilçede kalan az sayıdaki Hıristiyan'dan biri olan gümüş ustası Jan Estefan ise "Antakya'nın yıkımı insanlık için bir kayıptır." diye konuştu. AP haber ajansına duygularını aktaran Estefan "Biz hala burada yaşamak istiyoruz. Buradan ayrılmaya hiç niyetimiz yok." diyor.

"Yahudi cemaatini inşa etmek zor olacak"

İnançların kaynaşma noktası olarak bilinen bölge iki bin 500 yıldır Yahudi cemaatine hizmet veren Antakya Sinagogu'na da ev sahipliği yapıyor. Ancak şiddetli sarsıntılar sonucu sinagogun duvarlarında çatlaklar oluştu. Kentin Yahudi cemaati başkanı ve eşi hayatını kaybetti.

İslam Ülkeleri Hahamlar Birliği Başkanı Mendi Çitrik, yaklaşık bir düzine Yahudi sakinin ve sinagogdaki Tevrat'ların geçici olarak İstanbul'a taşındığını söyledi. Çitrik, yıllarca süren göçle küçülen küçük, yaşlı topluluğun yeniden inşa edilmesinin zor olacağı görüşünde ancak umudunu yitirmediğini belirtiyor.

"Eski olan gitti. Sadece adı kaldı"

Üç büyük dinin birlikte yaşadığı Antakya'nın en bilinen İslam eserlerinden biri olan Habib-i Neccar Camisi de son depremlerde büyük hasara uğradı. Antakya'nın geçmişine tanıklık eden cami başlangıçta bir pagan tapınağı, daha sonra bir kilise olarak kullanıldı.

Bir halk inanışına göre camiye adını veren Neccar, Antakya'da halkı Allah'ın elçilerine inanmaya çağıran biriydi. Ancak Neccar'ın kafası kesildi ve dağdan yuvarlanarak şu anda caminin bulunduğu yere geldi.

13'üncü yüzyılda camiye dönüştürülen yapı, 1853 yılındaki depremde yıkıldı. Yıkımdan dört yıl sonra Osmanlılar tarafından yeniden inşa edilen caminin o dönemden ayakta kalan birkaç kemer bazı depremzedelere barınak oldu.

74 yaşındaki Mehmet İsmet de camiye sığınanlardan. "Yeniden inşa edilebilir. Ama eskisi gibi olmayacak" diyerek camideki hasara işaret eden İsmet "Eski olan gitti. Sadece adı kaldı." sözleriyle geçmişiyle ünlü bir şehrin geleceğinin yasını tutuyor.

Hussein Malla/Copyright 2023 The AP. All rights reserved.
Habib-i Neccar Camisi'nden geriye kalanlarHussein Malla/Copyright 2023 The AP. All rights reserved.

Bugünkü yıkımdan yeni bir ders çıkardığını anlatan İsmet "Bütün dinler burada. İyi yaşıyorduk. Sonra siyaset ve ikiyüzlülük galip geldi ve anlaşmazlıklar başladı" diyor. "İnsanlar... anlaşmazlığa düştüler ve birbirlerini soyuyorlar. Tanrı onları cezalandırıyor".

"Öyle ya da böyle Antakya ayakta kalacak"

Deprem nedeniyle eski camilerin önü moloz dağlarıyla kapandı. Eski çarşı harabeye döndü. Yıkılmış binalar, Roma döneminde geceleri meşalelerle aydınlatıldığından dünyanın "ilk ışıklandırılmış caddesi" olduğu söylenen Kurtuluş Caddesi boyunca sıralanıyor. Arkeoloji müzesinin bazı bölümlerinde de hasar meydana geldi.

Hussein Malla/Copyright 2023 The AP. All rights reserved.
Antakya ilçe merkezindeki Şeyh Ali Camisi de 6 Şubat'taki depremde büyük hasar gördüHussein Malla/Copyright 2023 The AP. All rights reserved.

Kent sakinlerinin çoğu, felaketin kentin kaderi olduğuna, ancak kentin yeniden ayağa kalkacağına inanıyor.

"Yedi seferden sonra yeniden inşa ettiler ve hayata döndürdüler. Şimdi sekizinci kez ve inşallah ... yine içinde yaşayacağız." diyor Bülent Çifçifli. 

Annesini depremde yitiren ve naaşını çıkarmak bir hafta uğraşan Çifçifli "Öyle ya da böyle Antakya ayakta kalacak. Ölüm kaçınılmaz. Biz öleceğiz ve yeni insanlar gelecek" diyerek gözyaşlarına boğuluyor. "Antakya kim? Bugün biziz. Yarın başkası".

REKLAM

Yıkımın çok büyük olduğunu belirten halk hükümetin bu bölgeyle çok az ilgilendiğinden şikayet ediyor.

İlçe son yıllarda ciddi bir ekonomik gerilemeye ve göçe tanık oldu. Hristiyan ve Alevi toplulukları azalırken, ülkesindeki iç savaştan kaçan Suriyeli nüfus giderek arttı. 

Hükümeti ihmalle ve ölü sayısını küçümsemekle, Suriyelileri de hırsızlık ve yağmacılıkla suçlayan halk ilçenin hızla yeniden inşa edilmemesi halinde daha fazla insanın şehri terk edeceğinden endişe ediyor.

Ek kaynaklar • AP

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Deprem bölgesi için yerleşme ve yapılaşmaya ilişkin alınan tedbirler neler?

RTÜK deprem yayınları nedeniyle Halk TV, TELE 1 ve Fox TV’ye ceza verdi

Beyoğlu, Adıyaman, Etimesgut...31 Mart yerel seçimlerinden çıkan önemli sonuçlar