BM Güvenlik Konseyi, Kıbrıs Türk tarafının inşaatı durdurma ve ekipman ile personeli bölgeden çekme kararını da memnuniyetle karşıladı.
REKLAMBirleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Kıbrıs'ı ikiye bölen tampon bölgede izinsiz inşaat yapılmasını statükonun ihlali" olarak nitelendirdi ve BM barış gücü askerlerine yönelik saldırıları kınadı.
Bildiri, BMGK'nın 15 üyesinin gerçekleştirdiği kapalı istişarelerin ardından yayımlandı.
Konsey'in açıklamasında, "barış gücünü hedef alan saldırıların uluslararası hukuka göre suç teşkil edebileceği"nin altı çizildi.
BM Güvenlik Konseyi, Kıbrıs Türk tarafının inşaatı durdurma ve ekipman ile personeli bölgeden çekme kararını da memnuniyetle karşıladı.
Konsey her iki tarafı da esneklik göstermeye ve BM temsilcisinin "söz konusu bölgede karşılıklı mutabık kalınan gelişmeleri müzakere etme" çabalarını desteklemeye çağırdı.
Açıklamada Konsey üyelerinin "taraflardan herhangi birinin adada tansiyonu yükseltecek ve çözüm beklentilerine zarar verecek tek taraflı ya da tırmandırıcı eylemlerden kaçınması gerektiğinin altını çizdiği" belirtildi.
BMGK'nın bu adımı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın pazartesi günü inşaatı engelledikleri için barış gücünü eleştirmesinin ardından geldi.
Erdoğan: Hukuk dışı bir davranışa asla izin vermeyeceğiz
Barış gücünü Kıbrıslı Türklere karşı önyargılı davranmakla suçlayan Erdoğan, "BM Barış Gücü askerlerinin KKTC'nin egemenlik alanındaki topraklara yönelik fiziki müdahalesi bizim açımızdan asla kabul edilebilir bir durum değildir." ifadesini kullanmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Kıbrıs Türklerine yönelik "herhangi bir hukuk dışı" davranışa izin vermeyeceğini belirterek, "Pile köyünde yaşayan Kıbrıs Türkü'nün kendi vatan topraklarına ulaşımını engellemek ne hukukidir ne insanidir." dedi,
Tampon bölgenin statükosunun korunması, Türkiye'nin 1974'teki müdahalesinden bu yana BM misyonunun görev tanımında yer alıyor.
BM, her iki tarafın da yıllar boyunca tampon bölgeyi defalarca ihlal ettiğini belirtti.
Yol anlaşmazlığının, Kıbrıs'taki bölünmüşlüğü çözmeye yönelik müzakereleri yeniden başlatma çabalarını sekteye uğratmasının muhtemel olduğu değerlendirmesinde bulunuluyor.