'Riyad, ABD ile savunma anlaşması için Filistin devleti talebini yumuşatabilir' iddiası

ABD Başkanı Joe Biden (sol), Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman
ABD Başkanı Joe Biden (sol), Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman © AP
© AP
By euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Bölgesel kaynaklar, Suudi Arabistan'ın, Washington'la milyarlarca dolarlık bir savunma anlaşmasının, ABD başkanlık seçimi öncesinde onaylanması için İsrail'den (Filistin devletinin kurulmasına dair) bağlayıcı olmayan bir taahhüt almayı kabul etmeye hazır olduğunu belirtiyor.

REKLAM

Suudi Arabistan Krallığı'nın, ABD'deki başkanlık seçimleri öncesi Washington'la savunma anlaşmasının onaylanması karşılığında İsrail'den bağlayıcılığı olan bir adım yerine bir Filistin devleti kurulması yönündeki (bağlayıcılığı bulunmayan) siyasi taahhüdünü kabul etmeye hazır olduğu iddia edildi. 

Riyad'ın Tel Aviv'le diplomatik ilişkilerini normalleştirmesi ve bu ülkeyi tanıması için ABD öncülüğünde aylar süren diplomasi, Gazze'de patlak veren savaş nedeniyle Suudi yönetimi tarafından ekim ayında rafa kaldırıldı. 

Konuya vakıf kaynaklar, Reuters'a verdikleri demeçlerde, Riyad'ın, ülke ekonomisini dönüştürme (petrol dışı kaynaklara yönelme) ve yabancı yatırımcı çekme yönündeki 'Vizyon-2030' planını ilerletebilmesi için güvenliğini güçlendirme ve İran'dan gelecek (olası) tehditleri bertaraf etme konusunda daha istekli olduğunu dile getirdi. 

Kaynaklara göre Suudi yetkililer, İsrail'i tanıma konusundaki görüşmelerde ABD'li muhataplarına hareket alanı bırakmak ve Washington'la silah anlaşmasını tekrar rayına oturtmak amacıyla Tel Aviv'in bir Filistin devleti kurulması için somut adımlar atması konusunda ısrar etmeyeceğini, bunun yerine siyasi bir taahhütte bulunmasını kabul etme eğiliminde olduklarını iletti. 

Analistlere göre İsrail ile normalleşme karşılığında, dünyanın en büyük petrol ihracatçısına ABD koruması sağlayacak anlaşma, iki düşmanı birleştirerek Çin'in bölgede nüfuz kazandığı bir ortamda Riyad'ı, Washington'a bağlayacak ve Orta Doğu'yu yeniden şekillendirecek.

Normalleşme anlaşması, İsrail'in ezeli rakibi İran'a karşı savunmasını da güçlendirecek. 

Ayıca mevcut Başkan Joe Biden'a 5 Kasım seçimleri öncesi övünebileceği 'diplomatik bir zafer' sunacak.

Bölgesel kaynaklardan biri, Suudi yetkililerin kapalı kapılar ardından Washington'a Gazze savaşını sona erdirmesi ve bir Filistin devleti için "siyasi ufuk" taahhüdü vermesi konusunda İsrail'e baskı yapması çağrısında bulunduğunu söyledi. 

Riyad'ın da buna karşın ilişkileri normalleştireceği ve Gazze'nin yeniden inşasına fon sağlamaya katkı sağlayacağını aktardı. 

Körfez Araştırma Merkezi Direktörü Abdülaziz el-Sagher, "Krallığın Amerika'ya mesajı; 'Önce savaşı durdurun, insani yardıma izin verin ve Filistinlilere bir devlet sağlayacak adil ve kalıcı bir çözüme bağlı kalın' yönündeydi" ifadelerini kullandı.

Suudi yaklaşımına aşina üst düzey bölgesel kaynaklardan biri, "Normalleşme, İsraillilerin iki devletli çözüme açık olduklarına dair gerçekten (yasal olarak olmasa da, en azından siyasi olarak) bir taahhüt gerektiriyor" ifadesini kullandı. 

Aynı kişi, "İsrail, Gazze'ye yönelik askeri saldırısını durdurursa veya en azından ateşkes ilan ederse, bu Suudi Arabistan'ın anlaşmaya devam etmesini kolaylaştıracaktır" diye konuştu

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili de, Washington'ın nükleer işbirliği ve güvenlik garantileri dahil Riyad ile görüşmelere devam ettiğini ancak her şeyin İsrail'in Filistin devletine giden yolda hizaya gelmesine ve Gazze'deki savaşı sona erdirmesine bağlı olduğu değerlendirmesinde bulundu. 

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan üst düzey bir İsrailli yetkili, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun bir Filistin devleti hakkında konuşma şansının "sıfır" olduğunu söyledi. 

Yetkili, "Ancak bu, Suudilerin veya başka birinin bu meseleye dair konuşamayacağı anlamına gelmiyor." dedi.

İsrail Başbakanı, geçen ay yaptığı bir açıklamada, öngörülebilir gelecekte herhangi bir düzenlemeye göre İsrail'in, Ürdün Nehri'nin batısındaki tüm topraklar üzerinde güvenlik kontrolüne sahip olması gerektiğini söylemişti. 

Bu, Filistin ve Ürdün başta olmak üzere hiçbir bölge ülkesinin kabul etmediği bir durum. 

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Orta Doğu ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, "İsrail'in uzun vadeli güvenliğini ve bölgedeki entegrasyonunu sağlamak için zor kararlar vermek zorunda kalacağı" değerlendirmesinde bulunmuştu.  

REKLAM

Uzmanlara göre üç aşamalı ateşkes ve Gazze'de tutulan İsrailli rehinelerin serbest bırakılması yönündeki yeni ateşkes önerisi tartışılırken, savaşa ara verilmesi, Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a fiilen bir anlaşma yapma fırsatı verebilir.

Suudi yönetimine yakın üst düzey bölgesel kaynaklardan biri, "Biden anlaşma konusunda son derece istekli. Suudi Arabistan son derece istekli. İki taraf da zamanın çok kısıtlı olduğunun ve söz konusu anlaşmayı bir an önce yapmaları gerektiğinin farkında, ancak İsrailliler bunu zorlaştırıyor." diye konuştu. 

Geçen yıl yapılan açıklamada, ABD ile Suudi Arabistan'ın, "İsrail'in Filistinlilere tavizler vermesi, ABD'nin Riyad'a güvenlik garantileri vermesi" karşılığında Suudi Arabistan'ın İsrail'i tanımasını içeren bir anlaşmanın üzerinde uzlaştığı ileri sürülmüştü.

ABD Başkanı Joe Biden'ın anlaşmaya odaklanmasının, İran'ın kontrol altına alınması, Rusya'nın izole edilmesi ve Çin'in Washington'ın bölgedeki çıkarlarının yerini alma çabalarını engellemek için ABD'nin Orta Doğu'da merkezi bir oyuncu olarak kalması gerektiği yönündeki görüşünün bir yansıması olduğu yorumu yapılıyor.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

ABD'li Senatör Hollen: Biden'ın güvence vermesi sonrası Türkiye'ye F-16 satışını engellemeyeceğim

Suudi Arabistan'da, sadece gayrimüslim diplomatlara satış yapacak ilk alkol mağazası açılıyor

Rusya ve Suudi Arabistan'dan OPEC+ üyelerine kesintiye katılma çağrısı