Bağımsız analistlere göre Hindistan'da dini yapılara yönelik saldırıların cezasız kalması, benzer eylemlerin çeşitli aralıklarla tekrarlanmasına yol açıyor. Hindu aşırılık yanlıları zaman zaman camileri ateşe veriyor
REKLAMHindistan'ın kuzeyindeki Uttarakhand eyaletine bağlı Haldwani kentinde yetkililerin "yasa dışı" olarak nitelendirdiği bir cami ile bitişiğindeki bir medresenin yıkılması sırasında patlak veren şiddet olaylarında en az beş kişi hayatını kaybetti.
Perşembe akşamı bölge halkı ile polis arasında çıkan çatışmalarda yüzlerce gösterici de yaralandı.
Yetkililer, yaralılar arasında polislerin de olduğunu bildirdi. Gerginliğin artması üzerine sokağa çıkma yasağı ilan edilirken bölgeye ilave binlerce polis sevk edildi.
Durumu kontrol altına almak için de polise, (düzeni ihlal eden eylemcilerin) "görüldüğü yerde vurulması" emri verildi.
Şiddet olayları, güvenlik güçlerinin "kaçak yapılaşmayla mücadele" diye tanımladığı yıkım operasyonu sırasında başladı.
Yerel makamlar, söz konusu uygulamanın 'yasa dışı yapıları temizlemek' için başlatıldığını belirtse de Müslüman vatandaşlar, haksız yere hedef alındıklarını belirttiyor.
Sosyal medyada paylaşılan videolarda polisin, cami yıkımını protesto amacıyla toplanan kalabalığı dağıtmak için göz yaşartıcı gaz sıktığı, eylemcilerin de taş attığı ve çevredeki araçları ateşe verdiği görülüyor.
Bölgede tansiyon, geçen yıl ocak ayında çoğu Müslüman 50 bin vatandaşa Hindistan Demiryollarına ait arazilerde yasa dışı olarak yaşadıkları iddiasıyla tahliye tebligatı gönderilmesinin ardından tırmandı.
Süreç, geniş çaplı protestoları beraberinde getirdi. Bölgede başlatılan yıkım çalışması Hindistan'ın en üst mahkemesi tarafından durduruldu.
Yerel yetkililer yıkımın, yasa dışı yerleşim yerlerinin temizlenmesi talimatını veren Yüksek Mahkeme kararına dayandığını iddia etti.
Eyalet Sulh Ceza Hakimi Vandana Singh, cami ve medresenin devlet arazisinde kaçak olarak inşa edilmesi ve dini yapı olarak tescil edilmemesi nedeniyle yıkıldığını ileri sürdü.
Singh, "Bu, herhangi bir topluluğa yönelik değil. Barışçıl bir şekilde başladı ama kısa süre sonra bir kalabalık yetkililere saldırarak şiddete yol açtı." iddiasında bulundu.
Aycıca Singh, yetkililerin cami yönetimine caminin yıkılması konusunda önceden bildirimde bulunduğunu aktardı.
Bölge sakinleri ise bu iddiayı yalanlayarak caminin, mahkemenin davayla ilgili nihai kararını veremeden önce yıkıldığını dile getirdi.
Şakil Ahmed isimli kent sakini, "İdare geldiğinde bir sonraki duruşmaya kadar durmalarını istedik ama dinlemediler. Mahkemenin kararını bekleselerdi hiçbir direniş olmazdı." dedi.
Hindistan'da camilerin yıkılmasına ilişkin uygulamalar son dönemde artmış durumda.
Müslüman gruplar, Hindu milliyetçisi Başbakan Narendra Modi liderliğindeki hükümet tarafından haksız yere hedef alındıklarını belirtiyor.
Keza hükümeti iki ay sonra yapılacak genel seçimler öncesinde dini kutuplaştırma yapmakla suçluyor. Hükümet, iddiaları reddediyor.
REKLAMYetkililerin bölgede internet hizmetlerini kesmesi ve tamamen kapanma emri vermesiyle Haldwani'de durum gerginliğini koruyor.
Hindistan'dan Gyanvapi Camisi kararı
Öte yandan binlerce kişi, Hindu rahiplerin bir mahzende dua etmelerine izin verilmesinin ardından Uttar Pradeş eyaletine bağlı Varanasi kentinde yer alan 17'inci yüzyıldan kalan tarihi Gyanvapi Camisi'ne akın etti.
Bir mahkeme, bir arkeolojik araştırmanın bu caminin bir tapınağın yıkılmasının ardından inşa edildiğini iddia eden araştırmaya dayanarak 31 Ocak'ta, Hindu rahiplerin caminin mahzen kısmını kullanabileceğine hükmetmişti.
Birbiriyle çelişen dini iddialar, nüfusunun yaklaşık yüzde 80'i Hindu olan ve aynı zamanda dünyanın üçüncü en büyük Müslüman nüfusuna ev sahipliği yapan Hindistan'da farklı inanç gruplarını sık sık karşı karşıya getiriyor.
Ashutosh Vyas isimli Rahip, Kashi Vishwanath Tapınağı'ndaki Hindu rahiplerin artık günde beş kez Lord Shiva'ya adanan Gyanvapi Camisi'nin mahzeninde dua ettiklerini söyledi.
REKLAMVyas, "Her gün 10 binden fazla insan, efendilerini uzaktan görmek için Gyanvapi bölgesini ziyaret ediyor. Mahkeme kararından bu yana sayı giderek artıyor." açıklamasında bulundu.
Gyanvapi Cami Komitesi Sekreteri Seyid Muhammed Yasin, Müslümanların hala camide günde beş vakit namaz kıldıklarını söyledi.
Yasin, "Ancak caminin güvenliği konusunda biraz endişeliyim çünkü pooja (Hindu duaları) başladı ve bazı sakıncalı sloganlar atıldı." diye konuştu.
Muhalefetteki Samajwadi Partisi'nden Müslüman Milletvekili Seyid Tufail Hasan da, cami-tapınak anlaşmazlıklarının dostane bir şekilde çözülmesi gerektiğini söyledi.
Hasan, "Bunun sonu nereye varacak? Bu tür çatışmaların ülkeyi zayıflatacağının farkında değiller mi?" sözleriyle endişelerini dile getirdi.
REKLAMBir Hint mahkemesi, 2022 yılında aldığı bir kararla, Müslümanların kalabalıklar halinde Gyanvapi Camisi etrafında toplanmasını yasaklamıştı.
Babür Camisi, tapınağa çevrilmişti
Hindu davalarının savunucusu olan ve mayıs ayında yapılacak seçimlerde üçüncü kez kazanması beklenen Başbakan Narendra Modi, geçen ay, 1992 yılında bir Hindu çetesi tarafından yerle bir edilen başka bir caminin yerine Hindu tanrısı Ram'a adanan bir tapınağın açılışını yapmıştı.
Başbakanı Modi, ocak ayında tarihi Babür Camisi'nin (Babri Masjid) yerine inşa edilen Hindu tapınağının açılışını görkemli bir tören ve ayinle gerçekleştirmişti.
Yine Uttar Pradeş eyaletinde Hindularca kutsal kenti kabul edilen Mathura'da bulunan bir başka cami ile ilgili anlaşmazlık ise mahkemelik.
Bağımsız analistlere göre Hindistan'da dini yapılara yönelik saldırıların cezasız kalması, benzer eylemlerin çeşitli aralıklarla tekrarlanmasına yol açıyor. Hindu aşırılık yanlıları zaman zaman camileri ateşe veriyor. Öte yandan Hinduların şikayeti üzerine Maharaştra eyaletinin baş şehri Mumbai’de camilerdeki ezan sesinin kısılması kararlaştırılmıştı.
REKLAM