Dört tarafı Balkan topraklarıyla çevrili karlı dağları, nefis kaplıcaları ve leziz et yemekleriyle bilinen Sırbistan’ı ziyaret etmenin en güzel zamanı kış aylarıdır. Ülkenin güler yüzlü başkentinde sunulan meşhur erik rakısı ve baharatlı güveçlerden Sırbistan’ın el değmemiş batısındaki karla kaplı yürüyüş yollarına kadar, Doğru Avrupa’nın en heyecanlı kış destinasyonu her ziyaretçinin keşfedebileceği maceralarla dolu.
Sırbistan’ın tarihi termal bölgelerini keşfedin
Sağlık, Sırbistan'ı düşündüğünüzde aklınıza gelecek ilk şey olmayabilir. Fakat Sırbistan’da “banja” olarak bilinen jeotermal kaplıcalar, binlerce yıl önce Romalılar buraya ilk yerleştiğinden beri insanların kış aylarında tercih ettiği başlıca yerler arasındadır. Ülkenin ortasında, Belgrad’ın 200 km güneyinde bulunan Vrnjačka Banja kasabası, doğal sıcak su kaynakları sayesinde onlarca modern kaplıca oteline ev sahipliği yapıyor. Ülkenin en eski kaplıca otelleri arasında bulunan Banja Koviljača ve Sokobanja; yemyeşil bahçeleri, sıcak su kaynakları ve sundukları tedavilerin çeşitliliği ile 20. yüzyılın görkemli kaplıca otelleri arasında yer almaktadır.
REKLAM
Noel ruhunu Novi Sad’da yaşayın
Açık hava kafeleri, modern sanat galerileri ve alternatif müzik gruplarıyla bilinen Novi Sad kenti, AB sınırları dışında bulunup prestijli Avrupa Kültür Başkenti unvanına layık görülen ilk şehir olmasıyla dikkat çekiyor. Şehrin kış aylarında ışıklarla süslenen kar kaplı sokakları ve meydanları, çeşitli konserlere, sanat sergilerine, Noel pazarlarına ve faytonlara ev sahipliği yapıyor. İster kendinize mum ışığında gomboce (erik dolgulu bir köfte yemeği) ve kalp şekilli zencefilli kek eşliğinde bir ziyafet çekin, ister Noel stantlarında sergilenen el işlerini gezin ve bölgenin yerel şaraplarını tadın. Aralık ve ocak aylarında devasa bir buz pateni pistine dönüştürülen Danube Parkı, aydınlatılmış ağaçları ve donmuş göletleri ile patencilerin buluşma noktası haline geliyor.
Belgrad’da içinizi rakija ve pljeskavica ile ısıtın
Tarihi Belgrad şehri birçok yüze sahip olmasıyla bilinmiyor. Knez Mihailova caddesini ziyaret ederseniz, buranın Osmanlı anıtları ile adeta dirsek temasında bulunan modern sanat galerilerini ve kafelerini gezebilirsiniz. Sokak sanatları ve tekno kulüpleriyle bilinen Savamala semtinin hemen yanı başında ise tarihi Belgrad Kalesini gezmeniz mümkün. Sırbistan’ın fermente meyveden yapılan milli içkisi rakija, derece sıfırın altını gösterdiğinde şehrin bar ve tavernalarına akın eden Belgradlıların favori içkisi olarak öne çıkıyor. Çeşitli rakija markaları ve tatları denemek istiyorsanız Rakia Bar’ı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Milli içkinin tadının en iyi şekilde nasıl çıkarabileceğinizi merak ediyorsanız, Ambar restoranında çalışan garsonların tavsiyelerini alabilirsiniz. Ancak Belgrad’ın sundukları rakija ile sınırlı değil: Özellikle son yıllarda yaratıcı genç aşçıların akınına uğrayan Belgrad, ülkenin en iyi mutfaklarından birçoğuna ev sahipliği etmektedir. Ajvar (kırmızı biber ve patlıcanlı bir sos) ile servis edilen pljeskavica (ekmek arası baharatlı bir köfte) gibi favori Sırp lezzetlerini denemeyi unutmayın.
Tara Milli Parkı’nın karla kaplı yürüyüş yolları
Kışın yürüyüş yapılamayacağını kim söylemiş? Zümrüt renkli nehirleri ve dik kanyonlarıyla ünlü 220 kilometrekarelik park, sunduğu yürüyüş yolları sayesinde Avrupa’da kışın yürüyüş yapılabilecek en iyi yerlerden biridir. Karla kaplı dolambaçlı ormanlarında gezenleri, donmuş şelaleler, turkuaz göl manzaraları ve nefis et yemekleri ve erik dolgulu çörekler satan geleneksel köyler bekliyor. Parkın en yüksek seyir noktası olan Sjenic, Perucac Gölü’ne ve Derventa Vadisi’ne etkileyici manzaralar sunuyor. Fakat Sırbistan’ın ender rastlanan bozayısını görebilmeniz için biraz şanslı olmanızı gerekiyor. Binicilik tutkunlarına burada hizmet veren merkezler, Tara dağlarında rehber eşliğinde atlı geziler düzenliyor.
Kopanoik’te kayak keyfi
Sırbistan’ın en büyük kayak merkezi, ormanlık bölgede toplamda 70 km uzunluğa sahip mavi, kırmızı ve siyah kayak pistleri sunuyor. Koruma altında olan 2.017 metre yükseklikteki Pančić Zirvesi’ne ev sahipliği yapan Kopaonik, ağırlıklı olarak acemi ve orta seviyeli kayakçıları ağırlıyor. Fakat pistlerin dışında bulunan imkânlar ve bolca taze kar sayesinde, profesyonel kayakçıları da çekmeyi başarıyor. Burada nefis ızgara et ve baharatlı balık yemekleri sunan restoranların yanı sıra, sıcak Sırp şaraplarını deneyebileceğiniz ahşap dağ kulübelerini de bulabilirsiniz. Tıpkı Belgrad’da olduğu gibi, Kopaonik’in kayak sonrası gece hayatı tekno müziği eşliğinde heyecan verici partilere sahne oluyor. Kopaonik’in en iyi yanı ise her yıl 200 gün güneş görmesi sayesinde Avrupa’nın en güneşli kayak merkezi olması.
