Belçika kıyılarındaki türbinlerin Ostende şehrinin 50 kilometre açığında bulunuyor. Yerleşkenin ilşetme ve bakımından sorumlu Belçikalı Parkwind şirketine türbinlerin neden bu kadar uzağa yerleştirildiğini sorduk.
REKLAMTemiz ve çevreci enerjinin belki de en büyük kaynağı rüzgarı elde etmek için açık denizlerde kurulan rüzgar türbinlerinin sayısı hızla artıyor. euronews muhabiri Jeremy Wilks de Kuzey Denizi'ndeki bir rüzgar türbini yerleşkesini gezdi.
Belçika kıyılarındaki türbinlerin Ostende şehrinin 50 kilometre açığında bulunuyor. Yerleşkenin işletme ve bakımından sorumlu Belçikalı Parkwind şirketine. türbinlerin kıyıdan ne kadar bu kadar uzağa yerleştirildiğini sorduk.
Operasyon ve Bakım Müdürü Kristof Verlinden, kıyıdan ne kadar uzaklaşılırsa rüzgarın o kadar istikrarlı ve güçlü estiğini söylüyor. Yetkiliye göre diğer bir neden de insanların türbinleri "arka bahçelerinde istememesi".
Bölgeye her gün giden ekip, Belçika'nın elektrik talebinin yüzde 10'unu karşılayan 399 türbinin bakımını yapıyor.
Türbinlerin denizden yükseliği 188 ile 220 metre arasında değişiyor.
Verlinden, daha büyük türbinlere yönelmenin nedenini ise maliyeti düşürme ihtiyacına bağlıyor:
"Türbin için bir temele ihtiyacınız var. Onu kurmanız gerekiyor. Gemilere, mürettebata ve organizasyona ihtiyacınız var" diyen Verlinden, "Beş yerine üç türbinden 15 megawatt elde edebilirseniz kule sayınızı düşürürsünüz. Bu da hem zaman, hem de paradan tasarruf etmeniz anlamına geliyor" diyor.
Bu rüzgar çiftliği tam kapasite çalışıyor. Ancak batı İrlanda'dan Baltık ülkelerine kadar bölgede yeni izinler veriliyor. Avrupa'daki ortalama rüzgar hızları yılda yüzde 6 değişebiliyor. Şirketlere uzun vadeli rüzgar verileri konusunda tavsiyelerde bulunan iklim uzmanı Gil Lizcano'ya göre ise rüzgar şartlarındaki küçük bir değişikliğin bile proje için hayati öneme sahip olduğunun akıldan çıkarılmaması gerekiyor. Uzman bu durumun kullanılan makinanın tipini ve türbinlerin konumlarını etkilediğini söylüyor.
Derin sulara yüzen türbinler
Bir projenin uygulanabilirliğindeki bir başka faktör de denizin derinliği. Türbinler 30 metrelik suda sütunlar üzerinde duruyor. Ancak rüzgar için en iyi noktaların çoğu sütunların uygun olmadığı derin sularda bulunuyor.
Bu soruna da çözüm yüzen türbinlerle getirilmiş. "Bu, şebekeye bağlanmanın mümkün olduğu çok rüzgarlı bölgelerde açık deniz rüzgar projeleri geliştirebilmemize imkan sağlıyor" diyor iklim uzmanı Lizcano.
Yüzer türbinler sayesinde açık denizdeki rüzgarlar bugün Avrupa'daki elektrik talebinin yüzde 3'ünü karşılıyor. 2050'ye kadar bu oranın yüzde 25'e yükseleceği tahmin ediliyor. Bu konuyla ilgili daha fazla bilgiyi euronews.com/climatenow adresinden elde edebilirsiniz.
Avrupa genelinde düşen sıcaklıklar ve büyüyen don tehlikesi
Avrupa'da yaşıyor ve geçen ayın ortalamadan daha soğuk olduğunu düşünüyorsanız haklısınız. Tüm kıtada sıcaklıklar 1991-2020 arası ortalamalarından 0,9 derece daha düşüktü.
Kopernik İklim Değişikliği haritalarına bakıldığında Orta ve Batı Avrupa genelinde sıcaklıkların nisan ayı ortalamasının 2 derece altında olduğu görülüyor.
Slovenya nisanda rekor ısı düşüşleri yaşadı. İngiltere'de ise Nisan 1922'den bu yana en düşük ortalama sıcaklık görüldü.
Fransa'da üzümler ve meyve ağaçları sert donlara maruz kaldı.
İklim bilimci Robert Vautard'a göre donun daha fazla zarar vermesinin nedenlerinden biri yılın başlarında hava sıcaklığının daha yüksek olması:
"Bu geç yaşanan donlara karşı çok dikkatli olunmalı. Çünkü artık küresel ısınma büyüme süresini uzatıyor. İlkbahar mevsimleri de daha erken başlıyor. Bu da bitkilerin çok daha ileri seviyede nisandaki normal olarak yaşanan donlara maruz kalmalarına ve daha fazla zarar görmelerine neden olabiliyor".