Lyon - Torino demiryolu projesi bir gün gerçek olacak mı?

Lyon - Torino demiryolu projesi bir gün gerçek olacak mı?
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Lyon ve Torino şehirlerini birbirine bir tünelle bağlayacak olan Fransız – İtalyan ortak projesi, yıllardır tartışma konusu olmaktan kurtulamadı. Polis, 57 kilometre uzunluğunda olması öngörülen demiryolu şantiyesinin etrafında güvenlik önlemleri alırken, işçiler bölgenin çevrilmesi için güçlendirme çalışmalarına devam ediyor.

Alpler’in İtalya sınırında kalan Susa Vadisi bölgesi, projeye karşı çıkan grupların, özellikle bunlardan en güçlü olanı “NO TAV” isimli sivil inisiyatifin düzenli olarak yaptığı gösterilere sahne oluyor. İnşaattan sorumlu firma, çekim yapmamızın önüne geçerken, bölgedeki doğal parkın bekçisi ve aynı zamanda projeye karşı tavır alan Luca Giunti’nin yardımıyla şantiyeye yaklaşabiliyoruz. Guinti, projeye neden karşı olduğunu şu sözlerle açıklıyor: “Tünelin yapımı için çevresel, finansal masraflar ve enerji masrafları o kadar yüksek ki bu yatırım bunu karşılayamayacak. Bundan kesinlikle kar etmeyeceğiz. 20 yıldır Fransa ve İtalya arası hem yaya trafiği hem de taşıma ücretleri günden güne azaldı.”

NO TAV inisiyatifi, şantiyenin hemen yakınında bulunan, iki ülke arasındaki hızlı trenlerin geçtiği tarihi hattın bölge ulaşımı için yeterli olduğunun altını çiziyor. Diğer yandan kazılan topraktaki radyoaktif maddeler ve amyantın çevresel sorunlara yol açacağı ve yer altı sularında kayıp olacağı gerekçesiyle, Avrupa’ya projeden desteğini çekme talebinde bulunuyor. İnisiyatifin üyelerinden Marco Scibona, tünel inşaatının bölgede su sıkıntısına yol açacağını belirtiyor: “Demiryolu tüneli projesinde her saniye 1000 litre su kaybı demek. Bu bir milyon nüfuslu bir şehrin su ihtiyacına eş değer.”

Buna rağmen Susa şehri Belediye Başkanı Gemme Amprino projeyi destekliyor. Proje mühendisleriyle yaptığı görüşmelerin ardından risklerin ötesine geçilebileceği konusunda ikna olduğundan söz ediyor: “Hükümetler bir karara varır varmaz burada, Susa’da, uluslararası bir tren garı kurmayı planlıyoruz ve bunun gerçekleşmesini ümit ediyoruz. Bu, Susa şehrine büyük fayda sağlayacak, ekonomik anlamda kalkınmasına katkıda bulunacaktır.”

Alpler’in diğer kısmında da benzer bir hava göze çarpıyor. Fransa sınırları içinde yer alan Modane Belediyesi’nin başkanı Jean Claude Raffin, yıllardır otoyola karşı demiryolu taşımacalığını savunuyor. Kendisi de İtalyan meslektaşı gibi tünelin uzun vadedeki ekonomik getirileri olacağı savını öne sürüyor: “Önemli olan bu zor dönemde iş bulabilmek. Bu büyük şantiye Modane’a, Maurienne ve Susa Vadileri’ne, önümüzdeki 10-15 yıl içinde yeni bir soluk getirecektir.”

Projeyi destekleyenler Lyon-Torino hattını, gelecekte Lizbon’dan Budapeşte’ye, uzun vadede ise Kiev’e dek uzanacak Transavrupa hattının kilit noktası olarak değerlendiriyor. François Emmanuel Coux’nun da aralarında bulunduğu muhaliflerin temel savı ise, sınırlar arası trafiğin çok seyrek olmasından ötürü yeni bir tünele gerek olmaması: “Bana modası geçmiş altyapıdan söz ederseniz söyleyecek söz bulamıyorum. Bu köprü gibi bazı yapılar yeniden inşa edildi. Oysa ki yeni hattın maliyeti çok çok yüksek! Neredeyse 25 milyar Euro. Bu parayla 500 yeni hastane inşa edilir. Fransız Hesap Mahkemesi, yeni Lyon-Torino hattının kar getirmeyeceğini açıkça ortaya koydu.”

Fransız Hesap Mahkemesi düzenlediği bir raporda, öngörülen 26 milyar Euro’luk maliyeti sert bir şekilde eleştirse de Rhone Alpes Bölgesi Başkanı Jean-Jack Queyranne projeden yana tavır alıyor: “Yalnızca Fransa ve İtalya arası ticari ilişkiler güçlenmeyecek, Avrupa’nın Akdeniz’e bakan kısmı ile Danube Vadisi arasında da bağlantı sağlanacak. Günümüzde Fransız demiryollarının yalnızca %10’u Alpler’den geçiyor. Bu oran Avusturya’da %35 civarında. İsviçre’de ise %65. Demiryolu gelecek anlamına gelir; gelecekte güvenli ticari ilişkiler demektir.”

İtalya’ya geri dönüyoruz. Bardonecchia’da Lyon-Torino projesinden sorumlu komiser Mario Virano ile
görüşüyoruz. Virano, siyasi ve mali engellerin aşılması halinde 2014 itibariyle büyük bir çalışmanın başlayacağını anlatıyor ve tünel projesinin kaçınılmaz olduğunun altını çiziyor: “Trenler, ovada yol aldığı sürece karlı ve rekabetçidir. Ancak arada dağlar varsa bir düzlemde ilerlemeleri için tek çare alttan geçen bir tünel inşa etmektir. Günümüzde trenler 1300 metre yüksekliğe kadar çıkabiliyor. Bunun için en az 3 lokomotife ihtiyaçları var. Bu, rekabete açık olmalarını sağlıyor.”

1871’de inşa edilen tarihi hat, gelecekte yapılması düşünülen tünelden çok daha sarp bir yokuşa sahip olduğundan, çok fazla enerji tüketimine yol açıyor. Ayrıca düz bir ulaşım yoluna kıyasla oldukça yüksek bir maliyete sebep oluyor.

İtalya, Fransa’nın ekonomik işbirliği içinde olduğu Avrupa Birliği ülkeleri arasında ikinci sırada yer aıyor. Ancak iki komşu ülke arası ticaretin değeri Avrupa’nın en yüksek maliyetine işaret ediyor.

İtalya’dan döşeme karoları ithal eden bir şirketin yönetici olan Patrick Mignola, işyerleri bir tren garının hemen yakınında olsa da bu yoldan faydalanmadıklarını dile getiriyor: “Birkaç yıl önce demiryolundan faydalanmayı denedik. Ancak sistem yeterince iyi işlemiyor, çünkü İtalya ve Fransa arası yeterli ticaret hacmine sahip değiliz ve bu güvensizlik yaratıyor. Ticaret hacmimiz yetersiz olduğundan ve Lyon-Torino tünelimiz olmadığından ulaşım sistemleri de iyi bir şekilde düzenlenmiyor.”

Tünelden yana olan kesim, sınır ötesi ulaşımın krizle birlikte azaldığını, ancak tünelin hizmete açılması için öngörülen tarih olan 2025 için umutlu olduklarını dile getiriyor. Tünelin yolcular için de zamandan tasarruf sağlayacağı görüşü hakim. 20 yıl içinde Lyon -Torino arası yol için gerekli sürenin 1 saat 47 dakikaya inmesi ümit ediliyor. Aynı şekilde Paris-Viyana ve Milano-Barselona arası yol için harcanan zamanın da yarıya inmesi bekleniyor.

Yeniden Susa Vadisi’ne dönüyoruz. Bu bölgede bir otel açan Alberto Efrem, Montagne Komünü Başkanı Sandro Plano’nun görüşüne katılarak, İtalya’nın bu kriz ortamında farklı önceliklerinin olduğunu savunuyor. Plano, depreme karşı önlem ve diğer sosyal hizmetler için yatırım yapılması gerektiğini dile getirerek projeyi eleştiriyor: “Şu an olan durumu, fırına gitmek için Ferrari satın alan birininkine benzetmek mümkün. Ancak ekmek almaya para yok. Bu projeyi bu şekilde eleştirebiliriz.” Efrem ise tünelin, bölgedeki ticareti güçlendireceği yönündeki sava katılmadığını dile getiriyor: “Ben, ekonomimizin sınırsız bir büyüme içinde olabileceğine inanmıyorum. Sürekli daha fazla ticaret, sürekli hız; bu işe yaramaz.”

Fransa sınırı içindeki bölgede ise tünelin girişi çoktan kazıldı. Dağın derinliklerine inilen bu şantiyenin başlaması için gerekli hazırlıklar yapılmış durumda. İtalya’daki NO TAV inisiyatifinin destekçileriyle buluşuyoruz. Kendilerine, halkın seçimiyle başa gelen hükümetlerin verdiği ortak kararın halkın lehine olup olmadığı yönünde görüşlerini soruyoruz. Piera Gagnor, yöneticilerin halka danışmadan aldığı kararları sert bir dille eleştiriyor: “Hangi demokrasiden bahsediyorsunuz? Ellerine bir coğrafi harita alıp, “İşte buraya tünel kazacağız” diyorlar. Demokrasi bunun neresinde? Demokrasi baştakilerin karar verip halkın susması mı? Burada yaşayan biziz!”. Gianmarco Moschietto ise inisiyatifin projeye karşı daha sert bir tavır takınabileceğine dikkat çekiyor: “Bu tünele karşı mücadele etmenin farklı yolları da var. Onları rahatsız edip, şantiyeye yerleştirdikleri ağır malzemeleri ve çalışmalarını engelleyebilirdik.”

Lyon -Torino arası tünel projesi üzerine tartışmalar sürüyor. Hazırlık çalışmalarına yatırılan 800 milyon Euro bir kenara atılıp projeye bir son mu verilecek, yoksa tünel inşaatı devam mı edecek? Bu Avrupa projesinin akıbeti önümüzdeki aylarda belli olacak.

Uluslarası Lyon-Torino Komisyonu’nun İtalyan temsilcisi Mario Virano ile (İtalyanca) yaptığımız röportajın tümünü izlemek için tıklayınız:
http://it.euronews.com/2012/11/30/bonus-intervista-mario-virano

Chambery’de yer alan Fransız Ulaşım Birliği’nin sözcüsü Antoine Fatiga, Lyon-Torino demiryolu projesini neden desteklediğini anlatıyor. İzlemek için tıklayınız:
http://fr.euronews.com/2012/11/30/interview-bonus-antoine-fatiga-cgt-transports

NO TAV destekçilerinden Gianmarcı Moschietto ile (İtalyanca) gerçekleştirdiğimiz söyleşinin bütününü izlemek için tıklayınız:
http://it.euronews.com/2012/11/30/bonus-intervista-gianmarco-moschietto

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Görünmez işçiler: Düşük ücretlerle Avrupa çiftliklerinde sömürülen ve tehlikeye atılan insanlar

İklim değişikliği, hava kirliliği ve ekonomik zorluk üçgeninde Polonya

Kaçak göçmenler AB'ye hangi yollardan giriyor?