U-Talk’ta seyirciler, Avrupa’nın en yetkili kurumlarına sorularını yönlendiriyor. Bu bölümde konuğumuz Fransa’nın Eski Dış İşleri Bakanı Hubert Vedrine, Paris’ten Brianthi’nin sorusunu yanıtlıyor:
“Fransa Cumhurbaşkanı Euro Bölgesi’nde “dayanışma içinde entegrasyon“dan söz ediyor. Bu ifade tam olarak ne anlama geliyor? Berlin’in “federasyon” söyleminden daha mı etkili?”
Hubert Vedrine:
“Ben bu ifadelerin birbirine zıt olduğunu düşünmüyorum. François Hollande’ın “dayanışma içinde entegrasyon“dan söz ederken Euro Bölgesi’nde üzerinde çalışılan bir konu olan, entegrasyonun güçlendirilmesini kastettiği anlamını çıkarıyorum. Çünkü Euro Bölgesi’nin ekonomi yönetimi büyük bir sıkıntı ve zorluk içinde.
Yalnızca mali disipline yönelik bir sistem mümkün olmadığı gibi merkezi bir sistem tarafından, hatta Almanya tarafından diğer ülkelerin bütçelerinin kontrol altına alınması mümkün değil. Ekonomik plan oluşturmak, büyüme planını ve bütçe planlamasını yapmak için de dayanışma gerekiyor. Ben söz konusu ifadenin bu anlama geldiğini, siyasi rota açısından bu yönde olduğunu tahmin ediyorum.
Federasyon ya da “federalizm” ifadesine gelince,
bunun bir paspartu, yani çok farklı anlamlara gelebilen, her yöne çekilebilen bir kelime olduğunu söyleyebilirim. Bu ifadeye dikkat etmek gerek.
II. Dünya Savaşı’nın ardından İttifak devletleri Almanya’yı bölmek için ona federalizmi dayatmaya çalışmıştı. Sonrasında Eski Avrupa Komisyonu Başkanı Jacques Delors federalizmden, yetki devri kapsamında bahsetti. Bu şu anlama geliyor: Bir şeyleri daha alt bir seviyede yapamayacağımızdan daha üst bir düzeyde yapmamız gerekiyor. En doğru anlamı bu.
Yunanistan krizinin başlarında Fransızlar: “Almanlar dayanışma içinde olduklarını göstermeli, federalizm gerekli” diyorlardı. Bunun anlamı ise : “Almanya otomatik olarak bunun bedelini ödemeli.” Halbuki Almanlar gözü kapalı bedel ödemeyi istemiyor. Bu nedenle Almanların yanıtı şu şekilde oldu: “Federalizm mi istiyorsunuz? O zaman daha federal olacağız.” Son 2 yıldır Alman Federal Meclisi Bundestag’ın ve Karlsruhe Federal Başsavcılığı’nın önerilerine baktığımızda daha fazla kontrol ve bütçenin daha sıkı kontrol edilmesi yönünde olduğunu görüyoruz.
Bu nedenle federalizm sorusuna sihirli, otomatik bir yanıt vermek mümkün değil. Bu nedenle “Avrupa federal olmazsa yok olur” gibi başlıklar aslında hiçbir anlama gelmiyor. Federalizm konusunda şu soruyu sormak gerek: “Son olarak kim, neye karar veriyor?” Yeniden düzenlenmesi için çalışmaların devam ettiği Euro Bölgesi yönetiminin, bir gözetleme sistemi olmadıkça, ekonomi politikalarından söz ettikçe, büyümeden bahsettikçe, uzun vadede çevreyi koruma konusunu ele aldıkça ve döviz kuruna değindikçe çok iyi işleyeceğini düşünüyorum.”
Siz de U-Talk’ta sorularınızı yönlendirmek için aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız: