Avrupa’da popülizmin ve birlik karşıtı partilerin yükselmeye başladığı seçimlerden bir yıl sonra Yunanistan’da tartışmalı kurtarma paketine ilişkin
REKLAMAvrupa’da popülizmin ve birlik karşıtı partilerin yükselmeye başladığı seçimlerden bir yıl sonra Yunanistan’da tartışmalı kurtarma paketine ilişkin referandum yapıldı. Yunanistan’ın ayrılma tehditleri Avrupa Birliği’ni sarstı. AB yetkilileri en kötü senaryoya hazırlanırken, İngiltere’den UKIP lideri Nigel Farage gibi birlik karşıtı siyasiler seviniyordu.
Network’te, Çek Cumhuriyeti’nden milletvekili ve Liberaller ve Demokratlar İttifakı Başkan Yardımcısı Pavel Telicka, Carnegie Avrupa düşünce kuruluşundan emekli diplomat Pierre Vimont ve İspanya’dan sol eğilimli Podemos Partisi’nin Avrupa Parlamentosu grubundan Pablo Bustinduy, Yunanistan krizinin Avrupa Birliği projesine ve müşterek Avrupa kavramına verdiği hasarları farklı yönleriyle tartıştı.
Pavel Telicka: “Kriz, parlamentonun olanaklarını gösterdi”
Pavel Telicka, kriz karşısında birlik karşıtlarının çok sevinmemesi gerektiğini, Avrupa Birliği’nin son yıllarda pek çok krize yakalandığını ama parlamentonun sunduğu olanakların görüldüğünü söyledi:
“Söylemem lazım, grup liderlerimizi, Bay Çipras’ı parlamentoya davet ettik. Çok somut tartışmalar yaptık. Belki bunlardan biri çözümü tetikledi ve sonunda bir anlaşmaya varıldı.”
Telicka ayrıca Yunanistan’ın sorumluluklarına da değindi: “Yunanistan geçtiğimiz yıllarda ödevine daha iyi çalışmalıydı. Bizim gerçekten sistematik bir yol bulmamız gerekiyor. Yunanistan’daki probleme tabii ki biz sebep olmadık. Yunanistan belli bir yaşam standardında devam ediyordu. Şimdi yapısal reformlar yapmak zorundalar. Gelecekte Euro Bölgesi’ne daha fazla uyum sağlayabilirler.”
Yunanistan krizinin Avrupa’nın tarihindeki en zorlu kriz olduğunu ama bundan Avrupa’nın yine bir çıkış bulacağını söyleyen Pierre Vimont AB’nin reforma ihtiyacı olduğu görüşünde:
Pierre Vimont: “AB sosyal ve ekonomik modelini gözden geçirmeli”
“Nelere şahit olduğumuzu düşünüyorum. Tüm bunlardan sonra, gelin, parasal ve siyasal birliğin aslında çok yeni olduğunu unutmayalım. 15 yıldan daha eski değil, ya da o civarda. Ve, ekonomik birliğin ilk sonucu olarak neyle karşılaştık, güçlünün daha güçlü, zayıfın daha zayıf hale gelmesiyle.
Ve yeniden düzenlenmeye gerek var. Yapısal değişiklikler, herşeyden çok ekonomik ve sosyal modelimizi gözden geçirmemiz lazım. Dünyanın geri kalanına göre daha rekabetçi bir hale getirmemiz gerekir ekonomiyi.”
Solcu İspanyol politikacı Pablo Bustinduy ise AB’de yapısal bir problem olduğunu, Avrupa Birliği’nin farklı halkları üzerinde, kemer sıkma politikaları ile, seçilmemiş organlarca dayatılan bazı politika tercihleri arasında bir çatışma olduğunu, demokratik Avrupa temellerinden uzaklaşılırsa bunun çok büyük bir problem olacağını söyledi.
“Pablo Bustinduy:“Yunanistan’a dayatılan ekonomik modeller sorunlu”*
Pablo Bustinduy:” Evet, Yunanistan’a baktığımızda finansal krizin başından beri oraya dayatılan ekonomik politikaların, üretim sisteminin üçte ikisini çökerttiğini görüyoruz. Gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 27’sini kaybettiler. Yunan halkı farklı bir tercih için oy kullandığında ise onlara yine aynı politikaların ve mantığın dayatıldığını görüyoruz. Politik bir alternatif olması gerekiyor.”
Network’te ayrıca sonbaharda seçimlerin yapılacağı İspanya’nın, Yunanistan’dan sonra benzer bir krizle Avrupa sahnesinde yer alabileceği ihtimali de tartışıldı.