Polonya ülkeye neden mülteci kabul etmek istemiyor?

Polonya ülkeye neden mülteci kabul etmek istemiyor?
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Reporter bu hafta Polonya'da... Bu ülke, Avrupa'da en homojen yapıya sahip. Halkın yüzde 96'sı Polonyalı ve yüzde 94'ü Katolik. Polonya halkının üçte ikisi ülkeye mülteci kabul edilmesini istemiyor. T

Belki bu insanların sayıları az. Ancak Polonya’da yaşadıkları yer tarihi ve refah seviyesi yüksek bir bölge.

Bu insanlar Polonyalı Tatarlar ve hepsi Müslüman.

Burası Polonya’nın kuzey doğusunda yer alan 18. yüzyıldan kalma tarihi bir cami… İmam cemaate namaz kıldırıyor.

Bu cami Polonya’da yaşayan 6.000 Tatar için bir sembol ve gurur kaynağı…

Janusz Aleksandrowicz,Tatar İmam: ‘‘Biz burada 600 yıldır yaşıyoruz ve Kruszyniany’a da 300 sene önce geldik. Benin kanım Polonyalılarla karışık çünkü buraya gelen ilk Tatarlar askerdi. Genç askerler Polonyalı genç kızlarla evlendi ve birçok aile böyle kuruldu. Bu durum sanırım buradaki Tatarlara özgü bir şey.’‘

Ancak şu anda burada yaşayan Tatarlar biraz endişeli. Çünkü Avrupa’nın mülteci krizine olan yaklaşımının, bu sorunu yüzyıllar önce yaşanan duruma getireceğinden korkuyorlar.

Dzenneta Bogdanowicz geleneksel Tatar yemekleri yapan bu lokantayı işletiyor.

Bizimle pek konuşmak istemiyor.

Çünkü kendisi ve ailesi yakın bir zamanda tehdit edilmiş.

Dzenneta Bogdanowicz, Restoran İşletmecisi: ‘‘Tatarlar bu ülkeye kısa sürede entegre oldular. Buradaki hayata alıştılar ve dinlerini korudular. Biz Müslümanız ve her gün camiye gidiyoruz. Bu durum kimseyi rahatsız etmedi çünkü bu sadece bizi ilgilendir. Ayrıca biz ibadet ederken kimseye reklam yapmıyoruz.’‘

Polonya’da, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi mülteci sorunu bir krize yol açtı. Özellikle de AB ülkelerinin kabul etmesi gereken mülteci sayısı konusunda…

Bu konuda farklı düşünen iki kesim de sokaklarda gösteri yaptı ancak son anketler şunu gösterdi ki; Polonyalıların üçte ikisi mülteci ya da göçmen istemiyor.

Bu düşünce Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve diğer Varşova Paktı ülkelerinde daha da güçlü durumda…

Avrupa’da en istikrarlı ekonomilerden birine sahip olan ve ‘Solidarnosc’, yani yardımlaşmanın doğduğu ülkeye şimdi ne oldu?

Konstanty Gebert, Solidarnosc sendika hareketine 1980 yılında katılmış. Kendisi şu anda gazeteci ve Polonya’da bulunan küçük bir Yahudi cemaatin aktif bir üyesi.

Polonya’nın mültecilere karşı ‘yardımlaşma’ hareketine uygun davranmadığını ancak AB’nin Polonya’da hissedilen ihanet duygusunu da anlaması gerektiğini düşünüyor.

Konstanty Gebert, Eski Solidarnosc Üyesi: ‘‘Doğu Avrupa’daki bütün ülkeler resmi yollarla savaşın sonunda ihanete uğradığını düşünüyor. Biz barışı sağlamak için çok çalıştık ve onlar bu duruma sessiz kaldılar ve bize borçlular. Bu süreç 80’li yıllarda böyle geçti. Bize başka ülkeler yardım etti ve biz de şimdi onlara yardım ederek vefa borcumuzu ödüyoruz.’‘

‘‘Ancak bir Polonyalı ya da Macar vatandaş, kendini diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi zengin ve refah içerisinde hissetmiyor. Kendilerini kominizmin zavallı kurbanları olarak görüyor ve dünyanın kendilerine borçlu olduğunu düşünüyorlar.’‘

Burası Polonya’da bulunan 11 mülteci kampından bir tanesi…
Bu kamplarda yaklaşık bin 500 kişi yaşıyor.

38 milyon nüfuslu bir ülke için bu rakam biraz az.

Buradaki mültecilerin çoğu Ukrayna ya da Çeçenistan’dan gelmiş.
Aylık 50 Euro alıyorlar. Çoğu kampta ücretsiz Lehçe dersler veriliyor. Sağlık hizmeti de yine ücretsiz.

Bu adam ve kızına göre Polonya dayanışma dolu bir ülke… Pavlo’nun kayınpederi ve kayınvalidesi Polonyalıymış.

Pavlo Tseona, Ukraynalı Mülteci: ‘‘Ülkede işler çok karışıktı. Her yerde bombalar patlıyor ve insanlar ölüyordu. Bu sebeple sekiz ay önce Ukrayna’dan buraya geldik. Üç kızımız da bodrumda yaşıyordu. Bu sebeple Mariupol’dan Polonya’ya iltica etmek zorunda kaldık.’‘

Natalia, Ukraynalı Mülteci Çocuk: ‘‘Evimizi çok özledim çünkü şimdi uzaktayız. Ama burası daha iyi çünkü savaş yok. Ayrıca burada bize daha çok para veriyorlar.’‘

Ukraynalılar tarihi bağları ve dini yapıları sebebiyle Polonya’ya daha hızlı entegre oluyor. Ancak kalabalık Çeçen azınlık ise Müslüman.

Polonya, daha önceden Sovyet Blok’u ülkelerde eziyet edilen insanlara yardım edeceğini açık açık söylemişti.

Çeçen Mülteci: ‘‘Buraya Çeçenistan’dan yaklaşık üç sene önce geldik. Kocam öldüresiye dövüldü ve çocuğum da kayboldu. Hala nerede olduğunu bilmiyoruz.’‘

‘‘Burada kendimizi daha özgür hissediyoruz. İnsanların birbirine ve bize olan saygı kültürünü seviyoruz.’‘

Achmed Tashaev Çeçenistan’ı sekiz sene önce terk etmiş.

Çeçen mültecilerden oluşan dans grubunu o yönetiyor. Bu grup o kadar başarılı olmuş ki, Polonya’nın ‘yetenek sizsiniz’ yarışmasında finale kalmış.

Ülkeye adapte olmaları da tıpkı dansları gibi başarılı olmuş.

Polonya, ülkeye gelenlere karşı hoşgörülüyse neden önümüzdeki iki sene içerisinde sadece yedi bin mülteci almayı kabul etti?

Bazıları Polonya’nın mültecilerin ülkeye uyumu konusunda tecrübesiz olduğunu savunuyor.

Achmed Tashaev, Kareograf: ‘‘Eğer Polonya’da, Almanya ve Fransa gibi ülkelerdeki sosyal şartlar olsaydı, işte o zaman inanıyorum ki Polonya daha fazla mülteciyi ülkeye kabul edecekti.’‘

Ancak diğerlerinin bilmediği bir korku daha bulunuyor.

Polonya, Avrupa’da en homojen yapıya sahip ülke. Halkın yüzde 96’sı Polonyalı ve yüzde 94’ü Katolik.

Diğer bir sorun da aşırı ırkçı bazı grupların Avrupa’ya sığınmak isteyen bu mültecileri Polonya’ya istememesi…

Miriam Shaded hem Suriyeli hem de Polonyalı kanı taşıyor. Çalıştığı yardım kurumu Polonya’ya sadece Hristiyan olan Müslümanları almış. Toplam 55 mülteci…

Bu mültecilerin yarısı daha iyi şartlardan dolayı Almanya’ya taşınmış. Miriam,yaptığı işte başarılı olduğunu düşünüyor.

Miriam Shaded, Estera Vakfı Başkanı: ‘‘Her aileye toplum, kilise ya da iyi insanlar tarafından sahip çıkıldı. İş bulmalarına ve ülkeye adapte olmalarına yardım edildi. Buranın insanları, ülkeye gelerek buranın yerli halkını tehdit edebilecek insanlara yardım etmek istemiyor. Belki buraya gelen bazı mülteciler kimliklerini saklıyordur ve radikal bir gruba üye olabilir. Biliyorsunuz koyu Müslümanlar din konusunda Hristiyanları zorluyor. Avrupa’ya gelip yine böyle şeyler yapabilirler.’‘

İşte bu korku Avrupa’daki mülteci sorununu devam ettireceğe benziyor.

Ancak dayanışma duygusuyla tanınan Polonya’nın bu şekilde davranması çok ironik.

Janusz Aleksandrowicz,Tatar İmam: ‘‘Çocukları olan bu mülteci aileler savaştan kaçıyor. Onlar da tıpkı eskiden Polonyalıların yaptığı gibi savaştan kaçıyor. Burada yaşayan insanlar da zamanında savaştan kaçtı ve Polonya’yı terk ettiler. İşte bu mülteciler de barış içinde yaşayabilecekleri bir yer arıyor.’‘

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Görünmez işçiler: Düşük ücretlerle Avrupa çiftliklerinde sömürülen ve tehlikeye atılan insanlar

İklim değişikliği, hava kirliliği ve ekonomik zorluk üçgeninde Polonya

Kaçak göçmenler AB'ye hangi yollardan giriyor?