İsveç'te sığınmacıların yaşam koşulları zorlaşıyor

İsveç'te sığınmacıların yaşam koşulları zorlaşıyor
© 
By Hans von der Brelie
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

İsveç, yeni gelen sığınmacıları ağırlamakta zorluk çekiyor. Ülkenin kuzeyindeki Riksgransen köyünde yaklaşık 600 sığınmacı yaşıyor. Reporter

İsveç, yeni gelen sığınmacıları ağırlamakta zorluk çekiyor. Ülkenin kuzeyindeki Riksgransen köyünde yaklaşık 600 sığınmacı yaşıyor. Reporter programında, buradaki sığınmacıların yaşantısı ekrana getiriyoruz.

Million, Snegh, ve Feven artık yeniden güvenli bir yaşam sürüyor. Onların ailesi Eritre’den gelmiş ve şimdi onlar kendilerine kucak açan İsveç‘te yaşıyor. Onların burada mutlu olmalarının bir diğer nedeni ise daha önce hiç görmedikleri kar ve soğuk hava. İsveç‘in kuzeyinde Riksgransen isimli bu küçük köyde hava, gerçekten buz gibi. en yakındaki kasabaya ulaşım otomobille iki saat sürüyor ve yollara sürekli karlar kablı. Ama küçük kızlar hayatlarından çok memnun.

Eritreli Snegh Yohannes: ‘‘Biz hayatımızda ilk kez kar görüyoruz, çok şaşırtıcı, burası çok soğuk ve ben buna alışkın değilim.’‘

Feven Yohannes: ‘‘Soğuk havayı ve burada arkadaşlarımla oynamayı seviyorum.’‘

Feven, cennet anlamına geliyor. Eritre ve Etiyopya arasında çıkan savaş ile birlikte ailesi Suudi Arabistan’a kaçmış ve Feven, burada doğmuş.

Ailenin 6 çocuğu var. Baba, 15 yıl Müslüman ülke Suudi Arabistan’da taksi şoförü olarak çalışmış. Aile Hristiyan inancında. Küçük çocuklar, Hristiyanlığın ilkelerini evde gizli bir şekilde öğrenmiş. Ailenin dili Tigrinya, ancak çocuklar okulda Arapça ve İslam dini inancı öğrenmeye zorlanmışlar. küçük kızlar din değiştirmek için baskı gördüklerini söylüyor.

Feven Yohannes: ‘‘Bana okulda Müslüman olacağımı söylediler, onlar bana Hristiyanların yanacağını Müslümanların ise Allah’a kavuşacağını söylüyordu.’‘

Adhanet Tekle: ‘‘Biz Hristiyanız. Ancak, evden dışarı çıktığınızda peçe takmadığımız takdirde polis sizi alıp cezaevine götürebilir ve siz burada günlerce kalabilirsiniz. ‘’

Snegh Yohannes: ‘‘Benim tecrübelerime göre, Suudi Arabistan’da din farkı yüzünden yaşamak oldukça zor. Size orada iyi davranmıyorlar. Sokağa çıkıp yürüğünüzde sizi lanetliyorlar, okulda da bize hiç bir şey öğretmiyorlar. Okula gitmemizi de istemiyorlar.’‘

Bir yaşındaki küçük Sarah, ailede herkesin sevgilisi. Suudi Arabistan, Türkiye ve Yunanistan üzerinden aile İsveç‘e gelmiş. Aile geçmişe baktığında sadece gördükleri baskıları hatırlıyor. Ana vatanlarından çok az şeyi yanlarında getirebilmişler. Hazreti İsa’nın bir tasviri olan resim de onlardan birisi.

Adhanet Tekle: ‘‘Çocuklar doğmadan önce Suudi Arabistan’da yaşamak çok sorun değildi. Durum son dönemde giderek kötüleşti. Hristiyanların genç kızlarını kaçırıp tecavüz eden bazı gruplar ortaya çıktı. Ben de kızlarımın başına bu tür bir şeyin gelmesini önlemek için ülkeyi terk edip, hepimizi güvenli bir yere getirme kararı aldım.’‘

‘‘Hamile olduğum için yolculuk boyunca buraya gelene kadar hep hastaydım. Gerçekten kötü hissettim, çok yorgun düştüm. Özellikle teknede sürekli olarak aralıksız bir şekilde istifra ettim. Benim için bu uzun yolculuk çok kötü geçti.’‘

Geçen yıl İsveç‘e 163 bin sığınmacı geldi. Çok sayıda sığınmacı ise İsveç‘e gelmek için yolda. Ülke halkı, eskisi gibi sığınmacılara sıcak bakmıyor. Anketler, sığınmacılara kapılarını açmak isteyenlerin sayısının sert bir seçimde düştüğünü gösteriyor.

İsveç‘e gelenlerin büyük bir çoğunluğu Irak, Suriye ve Afganistan’dan ve az da olsa Eritre’den.

Yaklaşık 600 sığınmacı başka bir çözüm bulunulmadığı için kayak merkezi olarak bilinen Riksgransen köyünde ağırlanıyor.

İsveç hükümeti son dönemde komşu ülkelerle sınır kontrollerini artırırken, ülkeye daha az sığınmacı kabul edilmesinin yollarını arıyor. Kısa bir süre sonra sığınmacılara üç yıl için geçerli olacak geçici oturma izni verilecek, daha önce genelde otomatik olarak sürekli oturma izni veriliyordu.
İsveç, sığınmacı politikasında diğer komşu ülkeler Finlandiya, Norveç, Danimarka gibi keskin bir ‘‘u dönüşü’‘ yapıyor.’‘

Burada bir lokantanın mutfağında Irak ve Suriye’den gelen sığınmacılarla birlikteyiz. Ali, Mogdad, Wael, ve Wela İsveç‘te sığınmacı politikasında öngörülen değişiklikten haberdar.
Onlar endişe duyuyor. Çoğu çocuklarını ülkelerinde geri bırakmış. İsveç‘te de aile birleşmesi kuralları giderek daha fazla sertleşiyor.

Ali Hüseyin: ‘‘Ben üç yıl önce Irak’ı terk ettim. Çünkü tehdit altındaydım. İlk olarak Ürdün’e gittim. Birleşmiş Milletler’den korunma istedim ve Avustralya, Fransa, İtalya, Kanada ve diğer ülkelere gitmek için başvurdum. her yeri denedim fakat kimse beni istemedi. Sonunda İsveç‘e geldim. Şimdi burası benim ikinci vatanım oldu.’‘

Mogdad El-Jaburi: ‘‘En önemlisi, oturma izni alıp, ailemi ve çocuklarımı getirebilmek. Ondan sonra gelecekte ne yapacağımı, nerede nasıl çalışacağımı düşünmeye başlayacağım.’‘

Wael El-Shater: ‘‘Bana bu ülkede ünlü olabilmem için sadece 5 yıl verin. Ben tavuğu 50 farklı tarifle pişirebilirim. Ben tavuk pişirme konusunda ustayım, bu yeni yaşantım bana yeni şanslar açacak. Ben tavuk yemeği pişirme konusunda ünlü olacağım, işte benim hayalim bu. Tavuk pişirme tarifleri, benim ismimin her yerde anılmasını sağlayacak.’‘

Wela El-Chahani: ‘‘Bağdat’ta bizim çalıştığımız lokantayı üç defa havaya uçurdular. Her defasında çok büyük tahribat oldu. Yeni açtığımız lokantaların isimlerini her defasında değiştirdik ama üçünü de yine bombaladılar. Amcam lokantanın sahibiydi, son lokanta bombalanmasının ardından tamamen tahrip oldu.’‘

Wela bize otel lobisinde, Bağdat’tan gelen video görüntüsü gösterdi. Üçüncü çocuğu olan küçük kızı Ocak ayında doğdu. Wela, oturma izni alırsa, ailesini getirebilecek. Tabi, alabilirse. Kızını ve ailesini burayla getirebilmek üç yıl, ya da daha fazla sürebilir. Bağdat’tan kötü haberler de geliyor. en son bir kuzeni ve bir arkadaşının öldüğü haberi geldi. bunlara katlanmak çok zor.

Biraz da temiz hava almak için dışarı çıkalım. Burada Afgan Ghagor ve ilk defa kayak dersi verdiği küçük kızı Pareya ile tanışıyoruz. İkisi de uzun bir sürenin ardından hasret kaldıkları güneşli bir günün tadını çıkartıyor. Güneşli hava, onları oldukça mutlu etmişe benziyor.

Onlar Afganistan’dan İsveç‘e uzun bir yolu takip ederek gelmiş. Önce İran’a gitmişler, ailenini reisi çalışma izni olmadığı için burada tutuklanmış.

Ghafor Heidaree: ‘’ Onlar beni gözaltına aldıktan sonra tekmelediler ve dövdüler, hakaretler yağdırdılar. Beni yalancılıkla suçladılar. Hayvanların kaldığı ahır gibi bir yerde kalıyorduk. Küçücük bir koridorda,yaklaşık 60 ile 70 kişi kalıyorduk. tek bir lamba ve bir tuvalet vardı ve benim yatağım tam tuvaletin yanındaydı.’‘

Forozan Sharefe: ‘‘Biz hepimiz insanız ve biz insan olarak eşit insan haklarına sahibiz. Yine insan olarak birbirimize saygı göstermek zorundayız. Hepimiz insanız ve birbirimizden farkımız yok, sadece kökenlerimiz farklı, biz ülkemizi terk etmek istemezdik ancak mecbur kaldık. Göç edenler, umutsuzluktan ve sefaletten ülkelerini terk ediyorlar.’‘

Bu aile için önemli bir gün. Çünkü onlar yeni bir yere yerleştirilecek. Kasım ayında İsveç göçmen dairesi, artık daha fazla sığınmacıya barınak bulamayacağını açıkladı. Çocukları olan ailelere öncelik veriliyor. Bu küçük köydeki bir otelde geçici olarak ağırlanan yaklaşık 600 sığınmacı, başka yerlere gönderilecek. Çünkü, şubat ayı ile birlikte turistler kayak merkezi olan köye akın edecek ve sığınmacıları odalarını devralacaklar.

Afgan aile, öğle treniyle İsveç‘in iç bölgelerinde bir kasabada artık yeni bir yaşama yelken açacak.

Reporter - Asylum in Sweden

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

El sıkışmadığı için mülakatı yarıda kesilen Müslüman kadın yasal mücadelesini kazandı

İsveç Başbakanı Löfven: "Kadınlara yönelik tacizler mültecilerden önce de vardı"

Görünmez işçiler: Düşük ücretlerle Avrupa çiftliklerinde sömürülen ve tehlikeye atılan insanlar