Kozmetik endüstrisinde kullanılan kimyasal maddeler sağlığa zararlı mı?

Kozmetik endüstrisinde kullanılan kimyasal maddeler sağlığa zararlı mı?
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Auguste henüz dört aylık.

Auguste henüz dört aylık. Annesi Bozena bebeği için hiçbir şekilde katkı maddeli ürünleri kullanmıyor.
Temizlik için kullandığı vücut kremi zeytinyağı özlü ve yüzde 100 doğal.

Bozena Augustus’un Annesi: “Katkı maddeli ürünleri kullanmaya alışmışız. Bu ürünler metabolizmamızın işleyişine zarar veriyor. Gerçek şu ki, bu ürünler sağlık açısından iyi değil. Bu sadece bebekler için geçerli değil. Biz yetişkinler için de durum aynı…’‘

Bozena, aldığı kozmetik ürünlerinin etiketlerini okuyan sayıları oldukça az bilinçli tüketicilerden… Tüketici Derneği UFC, şu anda yaptığı yeni listede 250 ürünün sakıncalı madde içerdiğini açıkladı. Bu maddelerden bir tanesi de metil izotiyosiyanat. Bu kimyasal 2013’te ‘yılın alerji yapan maddesi’ seçildi.
Bunun yanında paraben, fenoksietanol gibi maddelerin de karaciğer ve kan değerlerine zararlı kimyasallar olarak açıklandı. Bu maddelerin en kötü tarafı, insan hormonlarının doğal hareketlerini durdurması ve metabolizmaya zarar vermesi…

Gaelle Landry, Kimyacı, UFC Que Choisir: ‘‘Eğer alerji olursanız, buna neden olan ürünü kullanmayı bırakırsınız. Ancak iç salgı bezlerinize zarar veren bir ürünün etkilerini hemen göremezsiniz. Bu daha kötü bir durum. Çünkü etkilerini 30 sene sonra görüyorsunuz.’‘

Birçok doktor iç salgı bezlerine zarar veren ürünlerden uzak durulması gerektiğini belirtti. Özellikle de çocuk ve hamile kadınların… Bu zararlı maddeler yiyecek, hava ve hatta suyun içerisinde bile olabiliyor.

Pierre Souvet, Fransa sağlık ve Çevre Derneği Başkanı: “İç salgı bezlerine zarar veren ürünleri hamile kadınlar kullandığı zaman, içerisindeki zehirler bebeğe geçebiliyor. Bu da çocuğun hücre yapısını bozarak diğer hastalıklara sebep oluyor. Tıpkı kanser gibi… Günümüzde en çok görülen kanser türü hormon bozukluğu sebebiyle ortaya çıkan prostat ve göğüs kanseri…’‘

Kanserden bahsetmiştik. Bunun yanında şeker hastalığı, kısırlık ve otizm gibi patolojik sorunlardan da söz ediliyor.
Que Choisir araştırmasının sonuçlarını doktor Anne Dux’a soruyoruz. Bu araştırma şu andaki endüstriyi temsil ediyor ve tüketicilere bir güvenlik kontrol mekanizması sağlıyor.

Anne Dux Febea, Fransa Kozmetik Federasyonu: ‘‘Bu güvenlik değerlendirmesi sonucu ürünlerin içeriğindeki evrimi görebiliyoruz. Evet bu ürünler güvenli. Zaten Avrupa’da sağlığa zararlı kozmetik ürünleri satılmıyor. Bahsettiğiniz araştırmaların sonucunu biraz abartılı buldum.’‘

İç salgı bezlerine zararlı maddeler en çok kozmetik ürünlerinde bulunuyor. Herkes bu konuda hemfikir. Ancak tüm tartışmalar, bu maddelerin kullanım oranından kaynaklanıyor. Bu oran, en az seviyede mi yoksa zarar vermeyecek ölçüde mi olmalı?

Pierre Souvet, Fransa sağlık ve Çevre Derneği Başkanı: ‘‘Zehrin etkisini belirleyen şey bu maddelerin kullanım oranı. Bazı maddelerin dozajının düşük olması, yüksek dozda kullanılmasına oranla daha kötü sonuçlar doğurabiliyor.’‘

Anne Dux Febea, Fransa Kozmetik Federasyonu: “Alman Güvenlik Ajansı konu hakkında birçok uzman ve bilim insanını bir araya getirerek kapsamlı bir araştırma yaptı. Ancak bu iddiaların gerçek olduğuna ilişkin bir sonuca varamadı. Başka bir deyişle, birinin ağzından bir şeyler çıkıyor ve kimse bunun doğru olup olmadığına emin olamıyor.’‘

İşin ilginç yanı, çocuklara yönelik kozmetik ürünlerin kimyasal madde içeriği konusunda hiçbir düzenleme yok. Endüstride söz sahibi firmalar bazı maddelerin kullanımını kısıtladıklarını söylüyor. Alınan bazı önlemleri Doktor Anne şöyle açıklıyor.

Anne Dux Febea, Fransa Kozmetik Federasyonu: “Bir bebeğin cildinin geçirgenlik oranı, moleküllerin geçiş sayısı açısından bir yetişkinle aynı özellikleri taşıyor. Doğumdan birkaç hafta sonra, bebeklerin derisiyle yetişkinlerin ciltleri arasında neredeyse hiçbir fark kalmıyor.’‘

Gaelle Landry, Kimyacı, UFC Que Choisir: ‘‘Bilimsel açıdan bu yanlış. Bebeklerin ciltleri daha geçirgen ve ince. Daha ince olması sebebiyle, moleküllerin geçişi de kolaylaşıyor. Çünkü bebekler, yetişkinlerin vücudu gibi bazı şeyleri salgılayamıyor. Yetişkinlerin ciltleri yağ salgılıyor ve daha fazla terliyor. Bebeklerse daha az terler. Kısaca bebeklerin derileri daha az koruma altındadır.’‘

Peki üretici firmalar kimyasal maddelerin yerine neden doğal ürünler kullanmıyor? Çünkü şu andaki üretim şeklini değiştirmek istemiyorlar. Ayrıca bazıları, kimyasalların daha büyük etkiye sahip olduğunu söylüyor.

Ancak bunun farklı yolları da mevcut…

Kimya endüstrisinde kariyer yaptıktan sonra anne olan Celine Couteau, daha sonra bebekler için kozmetik ürünleri üretmeye başlamış. Klasik ürünler yüzde 80 plastik madde içerirken, onun ürünleri yüzde 100 doğalmış.

Celine Knife, Love and Green Firması Sahibi: “Günümüzde doğal maddelerden ya da petrokimya maddelerinden türetilen ürünlerin aynı etkiye sahip olduğunu görüyoruz. Aralarında gözle görülür bir fark yok. Petrokimya molekülü içermeyen doğal bir ürün ile petrokimya maddeleri kullanılarak üretilen ürünlerin aynı randımanı ve performansı sergilediğini söylemek yanlış olmaz.’‘

Avrupa Komisyonu, iç salgı bezlerinine zarar veren madde tanımını değiştirdi: ‘‘İnsan sağlığına olumsuz etki eden, hormon yapısını bozan ve bu ikisi arasındaki bağlantısı kanıtlanan madde.’‘

Sivil toplum örgütlerinin bir isteği de bu maddelerin hayvanlar üzerinde test edilerek kimya endüstrisi lobicilik faaliyetlerinin ifşa edilmesi…

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

'Sonsuz kimyasallar' adı verilen PFAS, gebe kalma şansını yüzde 40 düşürüyor | Araştırma

Glifosat kanserojen bir madde mi?

Glifosatlı bitki ilaçları kansere yol açıyor mu?