Faye: "Kadın sünneti animist ritüeller kaynaklı"

Faye: "Kadın sünneti animist ritüeller kaynaklı"
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Kadın sünneti uygulaması üç büyük din öncesi döneme kadar uzanıyor

Kadın sünneti ve zorla yapılan evlilikler hızla göç almaya devam eden Avrupa’nın yüzyüze kaldığı sosyal sorunlardan. Sert şekilde uygulanan bu gelenekler nesilden nesile aktarılmaya da devam ediyor. Avrupa devletleri ve çok sayıda dernek daha çok Afrika’dan taşınan bu uygulamaların Avrupa’da yayılmaması için mücadele ediyor. Bu aşamada sosyologların geniş bir bakış açısıyla durum tesbiti yapıp çözüme katkı sunmaları bekleniyor. Alandaki çalışmalarıyla tanına Fransız sosyolog Isabelle Gillette Faye euronews’a konuk oldu Sophie Claudet’nin sorularını yanıtladı.

euronews, Sophie Claudet :

“Bize özet olarak kadın sünnetinin kültürel kökenlerini anlatabilir misiniz?”

Isabelle Gillette-Faye :

“Bu uygulamanın tarihi İsa’dan önce 6. yüzyıla kadar uzanıyor. Yani Musevilik, Hristiyanlık ve İslam’dan da önceye. Öncelikle Doğu Afrika’da Nil nehri havzasında görülüyor daha sonra da dünyanın diğer bölgelerinde özellikle Batı Afrika ve Orta Amerika’da. Toprağın ya da kadınların daha verimli daha doğurgan olması için yapılan ritüellerle ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Daha ziyade animist ritüellerle.”

euronews:

“Zorunlu evliliklerin yalnızca 10 kadar Avrupa ülkesinde suç olarak tanımlandığını ve karşılığında ceza olduğunu biliyoruz. Sizce bu yeterli bir baskı mı yoksa daha fazlasını yapmak gerekir mi?”

Isabelle Gillette-Faye :

“İlgili toplumlarda genel çapta bir değişim olmasını istiyorsak öncelikle yetişkinlere dönük önleyici tedbirler almamız gerekiyor. Gençler içinse farkındalığı arttırıcı çalışmalar yapılmalı fakat bu da yeterli olmayacaktır ve bu suça karşı baskıyı arttırmak gerekiyor.”

euronews:

“Kadın sünneti ve zorunlu evliliklerle mücadelede başarılı olarak öne çıkan Avrupa ülkeleri var mı?”

Isabelle Gillette-Faye :

“Kadın sünnetiyle ilgili olarak en uzun süredir çalışan ülke Fransa. 1980’lerin başından beri, yaklaşık 30 yıldır Fransa’da hem devlet hem de dernekler çalışıyor. Eğitim programları düzenlendi, bilgilendirmeye katkıda bulunacak kampanyalar yapıldı.

Zorunlu evliliklere gelinceyse ben İngiltere’nin çok iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum. Uzun süredir onlar da bir sistem oturttu. Mesela polis İngiltere’den yurtdışına zorunlu evlilik yapmaya giden bir genç kızı korumak için havaalanında müdahale edip durdurabilir. Orada da hem kampanyalar düzenlendi hem de acil durum hattı oluşturuldu ve kurbanlara barınma imkanı sağlandı.”

euronews:

“Bugün zorunlu evlilik ve kadın sünnetinin yaygın olduğu bölgelerden birçok kadın Avrupa’ya geliyor. Bu göç akımı devam ettikçe sorunun da süreceğini düşünebilir miyiz? Bu toplumları bilinçlendirmek için de kampanyalar başlatmak gerekmeyecek mi?”

Isabelle Gillette-Faye :

“Her halükarda bu sığınmacı akını, muhtemel kurbanları korumak ve suçu önlemek için kadın hakları ve şiddet konularını yeniden ele almamızı gerektiriyor. Tabii öncelikle şartları iyi bilmek gerekiyor. Mesela bu sığınmacıların geldiği ülkelerde bu konularda bilinç nedir, herhangi bir tedbir uygulanmış mıdır? Geldikleri ülkelerde daha önce yaşananlar sonucunda onların Avrupa’ya uyumunu kolaylaştırabilecek herhangi bir çalışma yapılmış tedbir uygulamaya konulmuş mudur?

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Savaş ve çatışmaların yanısıra bir iltica sebebi de töre baskısı

"Kadın sünneti dini değil geleneksel"

Görünmez işçiler: Düşük ücretlerle Avrupa çiftliklerinde sömürülen ve tehlikeye atılan insanlar