Kazakistan geleceğe güvenle bakıyor

Kazakistan geleceğe güvenle bakıyor
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Bağımsızlığın yirminci, ülkede petrolün çıkarılışının ise yüzüncü yılını kutlayan Kazakistan, altıncı Kazak-Avrasya forumuna ev sahipliği yaptı.

Kazenerji tarafından bu yıl altıncısı düzenlenen uluslararası toplantıda, Kazakistan’ın enerji sektörü üzerinde duruldu. Bu Orta Asya ülkesinde, yerli ve yabancı 50 civarında firma faaliyet gösteriyor.

Dünyanın dört bir yanından gelen devlet kurumlarının yetkilileri, büyük şirketler ve kuruluşların başkanları, Avrasya ve dünya için önemli sanayi konularıyla ilgili görüşlerini paylaştı.

Kazakistan, Sovyet Rusya’dan bağımsızlığını kazanan Orta Asya ülkeleri içerisindeki ikinci en fazla petrol üreten ülke.

Euronews’e konuşan Avrupa Biriği Enerji Komiseri Günther Oettinger, Kazakistan’da iş yapmanın Avrupalı firmalar için bir şans olduğunu dile getirdi:

‘‘Kazakistan’da, altyapı inşası ve yeni iş imkanları şansının olduğunu gördük. Bunun ötesinde, enerji, Avrupalı mühendislik ve hizmet sektörü şirketleri için önemli bir rol oynayabilir. Yani Avrupa Birliği ve Kazakistan birlikte büyüyebilir. Bu da Avrupa’daki krize ortak çözüm yolları bulmak demektir.’‘

Kazenergy Genel Müdürü Jambulat Sarsenov, Kazakistan’ın artık geleceğe baktığını ifade ediyor:

‘‘Ülkemizde petrol arama imkanlarımızı geliştirmek için büyük yatırım olanakları oluşturduk. Şimdi bunu gelişen sanayiye uyarlamak için önümüzdeki 10 yıla bakıyoruz.’‘

2012 yılı içinde Kaşgan’daki rafinerinin hayata geçmesi ile, Kazakistan önümüzdeki 10 yılda dünyanın en büyük beşinci petrol ülkesi konumuna yükselecek.

Dünya petrol Konseyi Başkanı Randall Gossen’ın ifade ettiği gibi, Kazakistan’ın önümüzdeki yıllarda petrolün çıkarılması için, yüksek maliyetli yatırımlar yapması gerekiyor.

Petrol rezervleri konusunda oldukça kötümser olan Dünya petrol Konseyi Başkanı Randall Gossen, sektörün sıkıntıya girdiğinin altını özellikle çiziyor:

‘‘Dünyada petrol ve gaz rezervleri hızla azalıyor. Bu da sektörü oldukça sıkıntılı ve çevre açısından hoş olmayan diğer alanlara eğilmeye zorluyor. Aynı zamanda alışılagelmişin dışında farklı şekilde petrol ve gaz aramaya da. Bütün bunların hepsi yeni teknoloji gerektiriyor. Teknolojinin her alanında ilerlemeyi de gerektiriyor. Alışılmış gazdan daha yüksek fiyata mal olsa da.’‘

Petrolün çıkarılmasında yaşanacak teknik zorluklar ve yüksek maliyetlerden ötürü, enerji sektörü, istikrarlı bir alternatif kaynak olarak nükleer enerjiyi elde tutacaktır.

Ancak Japonya’da meydana gelen Fukuşima sonrası, nükleer enerjiye de şüphe ile bakılmaya başlandı.

Dünya Nükleer Enerji Konseyi Görev Gücü Yönetim Kurulu Başkanı Alessandro Clerici’ye göre, dünya nükleer konusunda ikiye bölünmüş durumda:

‘‘Nükleer karşıtı ülkeler. Fukuşima bunu daha da güçlendirdi. Bir de nükleere taraf olan ülkeler var. Onlar da Fukuşima yeni reaktörler geliştirmemiz için iyi bir ders oldu diyor. İki ayrı duygusal farklılığımız var. Bunu söyleyebilirim.’‘

Savunuclarına göre nükleer enerji daha temiz ve çevre dostu ancak en büyük sorun güvenlik.

Tsunami felaketi ile Fukuşima nükleer santralinde meydana gelen patlama sonrası Japonya’nın enerji kaynakları sorgulanmaya başlandı.

TEPCO başkan eski yardımcısı Teruaki Masumoto, Japonya’nın nükleerin dışında fazla şansı olmadığı görüşünde:

‘‘Japonya tamamen ada ülkesi. Dışarıdan gelen hiçbir boru hattı ve ağ yok. Almanya ve İtalya’da var. Bildiğiniz gibi yabancı ülkelerden enerji akışı, boru hattı ve ağlar sayesinde sağlanıyor. Ancak bizde yok. Bundan dolayı nükleerin dışında farklı bir alternatif bulmamız çok zor.’‘

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı yetkililerine göre, nükleer enerji yenilenerek geliştirilmeli.

‘‘Titanik battığında gemicilik endüstrisi durmadı. Çatlakları bölümlere ayırarak batmayı engellemeye çare bulundu. Mühendislerimiz sorunu çözdü. Uçak kazası olduğu zaman, uçmayı durdurmuyorsunuz. Biz bunu modern toplumlar ve gündelik hayatta konforun tadına varmak için istiyoruz. Bu kötü birşey olduğunda verilen ani tepkidir. Mesela ben istemiyorum.’‘

Gelecekte güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerjiler alternatif olabilir.

Mesela Almanya’da hali hazırda yenilenebilir enerji, ülke ihtiyaının yüzde onunu karşılamaya başladı bile.

Astana’daki Uluslararası toplantıyı takip eden Euronews muhabiri Stefan Grobe’a kulak veriyoruz:

‘‘Dünya, hızla büyüyen küresel talebi karşılamak için dengeli bir enerji karışımına ihtiyaç duymaya devam edecek. Astana Forumu’nda da bu konu tartışıldı. Öyle görülüyor ki nükleer enerji, henüz, yenilenebilir enerji kaynakları, siyasi destek almadan karlı bir yatırıma dönüşmediği sürece varolmaya devam edecek.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Japonya, Ukrayna'nın toparlanması için uzmanlığını nasıl kullanıyor?

Özbekistan'ın pamuk endüstrisi boykotun ardından yeniden yükseliyor

Japonya’nın Tohoku bölgesinde geyikler ve kediler turizmi nasıl canlandırıyor?