İklim değişikliğinin nedeni, zeplinde

İklim değişikliğinin nedeni, zeplinde
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Avrupalı araştırmacılar, Almanya’nın güneyinde, havadaki aerosoller ile iklim değişikliği arasındaki ilişkiyi incelemek için bir proje geliştirdi. Bir zepline yüklenerek farklı doğa koşullarında ölçüm yapan aletler sayesinde ileride iklim değişikliğinin öngörülmesi hedefleniyor.

Fizikçi Bernadette Rosati, iklim değişikliğinin ne tür etkiler yarattığını şu sözlerle açıklıyor: “İklim değişikliği birçok kişi için küresel ısınma anlamına geliyor. Ancak aslında iklim değişiklikleri başka yönde de gerçekleşebilir.”

Projede görev alan bir diğer fizikçi Thomas F. Mentel ise bu alanda yapılan çalışmaların gelişimini yorumluyor: “Çok uzun bir süre sadece hava kirliliğini azaltmak üzerine çalıştık. Ancak iklim değişikliği çok daha karmaşık bir durum.”

Almanya’nın güneyinde bir hava alanında alışılmadık bir deney aracı test ediliyor. Bir Avrupa Birliği Araştırma Programı çerçevesinde bilimadamaları, atmosferdeki kirlilik ile iklim değişiklikleri arasında nasıl bir bağlantı olduğunu bir zeplin aracılığıyla inceliyor. Mentel, zeplinin havada yapılan ölçümlerdeki etkinliğine dikkat çekiyor: “Atmosferin en önemli tabakası en alçaktaki 2 kilometrelik kısım. Yaşam burada var; bitkiler bu bölümde yer alıyor ve en çok kirlilik yine bu kısımda birikiyor. Atmosferin bu kısmına dair ölçümler genellikle yerden yapılıyor. Önceleri uçak kullandığımız da oluyordu. Ancak uçak hem çok yükseğe çıkıyor hem de fazla hızlı gidiyor. Zeplin sayesinde, yaklaşık saatte 50 km hızla hareket eden bir platforma sahibiz. Ayrıca sabit bir şekilde, titremeden 0 ila 2000 metre arasındaki bölgede ölçüm yapabiliyoruz.”

Atmosferde gezinen küçük parçacıklar olan aerosolleri emerek inceleme yapmakta kullanılan ağır malzemeler zepline yükleniyor.
Bilimadamları havada bulunan aerosollerin doğal ya da insan ürünü olması fark etmeksizin iklim değişikliğine neden olduğunu kanıtlayabiliyor. Ancak bu değişikliğin nasıl gerçekleştiği halen bir soru işareti.

Thomasn F. Mentel, eskiden hava kirliliğini hedef alan araştırma ve uygulamaların iklim değişikliklerini açıklamaya ve sorunu çözmeye yetmediğinden, bu yaklaşımın artık geçersiz olduğundan bahsediyor:

“Bu emisyonların bir örneği sülfür dioksit. Uzun bir süre, asit yağmurları dediğimiz olaya neden olan sülfür dioksiti azaltmak için çabaladık. Avrupa’da ve Amerika’da bazı emisyonları azaltmayı başardık. Sülfür dioksit bu emisyonların en önde gelenlerinden biri. Artık aerosollerin bulut oluşmasında etkili olduğunu ve bu şekilde atmosferi soğutabildiğini biliyoruz. Sülfat aerosollerini azaltarak aslında küresel ısınmanın önüne geçebilecek bir etkiyi bastırmış oluyoruz.”

Bir öğleden sonrası için planlanan test uçuşu araştırmacıların, deney malzemelerini doğal koşullar altında test etmelerine yarıyorr. Araştırmacılar zeplin sayesinde, farklı çevre ve doğa manzaraları üzerinden, değişik büyüklükteki aerosolleri, çeşitli yüksekliklerde, basınç ve ısı altında inceleyebiliyor.

Zeplin, yakıt yenileyerek, Avrupa’nın güneyinden kuzeyine farklı ülkeler üzerinde 3 farklı sefer gerçekleştirecek.

Bilimadamların özellikle yoğunlaştıkları bir konu, “atmosfer temizleyici” olarak adlandırdıkları, kirletici maddelerin katmanlaşmasını önleyerek havanın kalitesini artıran doğal bir kimyasal bileşen. Aynı zamanda doğal ve insan ürünü olan aerosollerin birbirlerine oranını ölçmeyi hedefliyorlar. Fizikçi Mikael Ehn, endüstriyel olan ve olmayan bölgelerde yapılacak uçuşlarla hava kirliliğinin doğal ya da insan kaynaklı oluşuna dair veriler elde edebileceklerinden söz ediyor: “Hollanda’da ve İtalya’da nüfusun yoğun olduğu ve endüstrinin geliştiği bölgeler üzerinde uçacağız. “Antropojenik” dediğimiz, insanın neden olduğu kirliliği bu şekilde tespit etmeyi umuyoruz. Önümüzdeki yıl, Finlandiya’nın Lapland bölgesinde uçarak daha çok doğal, biyolojik kökenli emisyonlara rastlayacağımızı tahmin ediyoruz. Önceleri sadece insanların aerosol birikimine nasıl katkıda bulunduğunu anlayabiliyorduk. Şimdi asıl anlamak istediğimiz konu, biyolojik kökenli kaynaklar.”

Başarılı bir testin ardından zeplin, bakım için hangara çekiliyor. Bazı aletler dışarı çıkarılırken yeni makineler yükleniyor. Atmosferdeki her bir partikül, farklı bir alet tarafından tespit edilip gözlemleniyor.

Kimyager Florian Rubach, farklı aletler yardımıyla havadan alınan örneklemlerdeki parçacıkların kimyasal analizini nasıl gerçekleştirdiklerini anlatıyor:

“Aerosol kütlelerini ölçen bir spektrometre ile, 50 ila 1000 nanometre arasındaki parçacıkların kimyasal bileşimini analiz edebiliyoruz. Bu şekilde organik kökenli mi, amonyum nitrat kökenli mi, insan ürünü mü olduklarını bulabiliyoruz. Bunlara sensör diyemeyiz. Hava örneğini toplamamıza, örneğin dakikada 300 mililitreyi çekmemize yarayan, basit, paslanmaz tüpler. Daha sonra emilen havayı inceliyoruz.”

Yeni ölçüm aletleri yüklenerek kısa bir tura çıkılıyor.
Thomas F. Mentel, zeplinin içine yerleştirilen her bir aletin ne işe yaradığını aşama aşama anlatıyor: “Şu anda zeplinin içindeyiz. Aerosolleri ölçmekte kullandığımız bazı aletleri görebilirsiniz. Burada gördüğünüz ise, bulut oluşumunda önemli bir rol oynayan aerosollerin su emiciliğini ölçen, İsviçreli ortağımız tarafından geliştirilen ölçüm aleti. Bu bölümde, karbon momksit, nitrojen oksit ve temiz hava için gerekli aletleri görüyoruz. Bu aletler hava kütlesinin fotokimyasal yapısını tanımlamaya yarıyor. Son olarak, asıl aerosol ile ilgili olan, farklı büyüklüklerde parçacıkların dağılımını ölçmeye yarayan aleti görebilirsiniz.”

Araştırmacılar için en zorlu görev, karmaşık bir yapıya sahip olan bu hava aracına daha da karmaşık olan ölçüm aletlerini yerleştirmek ve aletlerin boyutlarını ve ağırlıklarını zepline göre ayarlamak. Fizikçi Bernadette Rosati, örneklem yakalamanın zorluğuna dikkat çekiyor: “Ben ortalamadan biraz daha büyük olan parçacıkları ölçüyorum. Benim için aslolan, istatistiklerin tutarlı olması için bu parçacıklaırn birçoğunu yakalayabilmek. Ölçüm aletine gelene kadar parçacıkların kaybolmaması için tüm tüplerin kısa, düzgün ve müdahale edilebilir olması gerekiyor. Pompalar ve tüplerin farklı hava basınçları altında iyi işleyebilmesi şart.”

3 yıllık yoğun çalışmanın sonunda zeplin uzun bir Avrupa yolculuğuna hazır. Araştırmacıların projeden beklentileri de bu uçuş kadar yüksek.

Thomas F. Mentel:

“Son olarak hedefimiz, atmosferde, 500 kilometrelik bir bölgedeki iklim değişikliklerini öngörebilecek yerel modeller üretmek.”

İlgili bağlantılar:

.http://pegasos.iceht.forth.gr/
.http://eu-pegasos.blogspot.fr/

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Ölümcül yılan zehrinden şifa bulmak mümkün mü?

Motorlu araçların hayatımızı tehdit eden partiküller salmasına engel olunabilir mi?

Omega 3 ihtiyacını karşılamada devrim yaratacak besin kaynağı: Mikroalgler