Covid-19 nedeniyle şubat ayından bu yana yüz yüze görüşemeyen Avrupa Birliği ülkelerinin liderleri Brüksel'de toplanarak, Avrupa Komisyonu'nun ekonomiyi canlandırmak amacıyla önerdiği 750 milyar euroluk yardım paketi üzerinde anlaşmaya çalışacak.
REKLAMCovid-19 nedeniyle şubat ayından bu yana yüz yüze görüşemeyen Avrupa Birliği ülkelerinin liderleri, Brüksel'de toplanıyor.
Liderler, bugün başlayacak ve iki gün sürecek olan zirvede Avrupa Komisyonu'nun ekonomiyi canlandırmak amacıyla önerdiği 750 milyar euroluk yardım paketi üzerinde anlaşmaya çalışacak.
27 ülkenin devlet ve hükümet başkanını bir araya getirecek olan kritik zirvenin zor geçmesi bekleniyor.
1 Temmuz'dan bu yana Avrupa Birliği Dönem Başkanlığını yürüten Almanya Başbakanı Angela Merkel diğer ülkeleri bunun gerekliliği konusunda ikna etmeye çalışacak.
500 milyar euronun geri ödenmemek üzere üye ülkelere verilmesi planlanıyor
Avrupa Komisyonu söz konusu miktarın 500 milyar eurosunun zor durumda olan ülkelere borç değil yardım olarak geri ödenmemek üzere verilmesini talep etmişti. Geri kalan 250 milyar euronun ise borç olarak dağıtılması öngörülüyor.
Almanya, geçtiğimiz haftalarda birçok ülkeyi şaşırtarak ortak borçlanmaya yeşil ışık yakmıştı.
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılmasından bu yana Hollanda Başbakanı Mark Rutte kurtarma planına sıcak bakmayan ülkelerin başını çekiyor. Bu ülkeler arasında Avusturya, Danimarka, İsveç ve Finlandiya da bulunuyor. Söz konusu ülkeler özellikle geri ödenmemek üzere ayrılan yardımlara karşı çıkıyor. Bu meblanın görüşmeler sonucu düşürülebileceği ifade ediliyor.
Anlaşma sağlanması için AB'nin 2021-2027 uzun vadeli bütçe konusunun açıklığa kavuşturulması gerekecek. Bütçenin hangi kısmının yardımlardan veya borçlardan oluşacağı belirlenmeli.
AB bütçesi ilk defa temel hak ve hürriyetleri göz önünde bulunduracak
Zor durumda olan Avrupa Birliği ülkeleri yardımlardan faydalanmak için reform planını açıklamak durumunda olacak. Bu konuda da görüşmelerin zor geçmesi bekleniyor.
Yardımlardan en çok faydalanacak ülkelerin başında İtalya ve İspanya geliyor.
Avrupa Birliği'nin uzun vadeli bütçesi oluşturulurken ilk defa temel hak ve hürriyetlerin üye ülkeler tarafından uygulanması göz önünde bulundurulacak. Polonya ve Macaristan durumdan memnun değil, Budapeşte veto hakkını kullanabileceğini öne sürüyor.