Hampi: Hindistan'ın saklı mücevheri

Hampi: Hindistan'ın saklı mücevheri
 Yalcin Ademoglu

Hindistan'ın güneyindeki Karnataka Federe Devleti'ndeki son büyük Hint krallığı Vijayanagar kalıntılarındayız.

Hindistan’ın güneyindeki Karnataka Federe Devleti’nde yeni bir gün doğuyor. Hampi’deki son büyük Hint krallığı Vijayanagar kalıntılarındayız.XIV. ve XVI. yüzyıllarda refah içinde yüzen bölgede dev tapınak ve saraylar inşa edilmiş.

Şehrin 1986’da UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer bulmasıyla turizmin de önü açılmış oldu.

Artık gece de ziyaret edilebilecek tarihi yerleşkeye her sene bir buçuk milyondan fazla turist geliyor.

Samy Vivian, Alman turist:
“Buraya ilk defa geldiğimizde saat sabahın 5’i idi. Mantunga tepesine tırmandık. Hampi’deki zirveden manzaranın tadını çıkardık. Gerçekten inanılmazdı. Fotoğraf çekip durduk. Birçoğunu arkadaşlarımıza gönderdik. Bize, “Vaov, neredesiniz? diye soruyorlardı. Gerçekten muhteşemdi.”

Asya kıtasının en büyük açık hava müzelerinden biri olarak kabul edilen Hampi, 36 bin kilometre karelik bir alana yayılmış 1600 tarihi eserden oluşuyor.

Hindistan’ın eski başkenti, 1565’te Dekkan Sultanlıkları tarafından istila edildi. Birçok defa yağmalanan bölge daha sonra kaderine terk edildi. 19. yüzyıldaysa turistler bu tarihi anıtları tekrar keşfetmeye başladı.

Manjunat Gowda, rehber:
“Dedem buraya 80 yıl önce geldi. Evini inşa ettiğinde turizm yapılmıyordu. Sadece mabet yerlerine bölge halkı dua etmek için geliyordu. Tapınaklara gelenlerin sayısı çok fazlaydı. O dönem, dua etmek için buraya gelenleri dedem çay, kahve ve biraz da yiyecek vererek ağırlamayı alışkanlık haline getirmişti. Çünkü onları tanrı misafiri olarak görüyordu.”

Restorasyondan geçen anıtlar ve tapınaklar bu eski başkentin ekonomik anlamda ne kadar parlak günler geçirdiğini gözler önüne seriyor.

Tarihi sitede yüzlerce yapıda göze çarpan ilk noktaysa dini ve askeri mimarinin etkileri.

Kaleler, gözetleme kuleleri ve tapınaklar yan yana sıralanıyor.

Prakashin Nayakanda, milletvekili:
XVI. yüzyılda tüm inşaat tekniklerine hakimdiler. Günümüzde yaptığımız ne varsa onlar zaten yapıyordu. Hidroloji, su yolları, tarım ve mimari de buna dahil. Yani şu anda elimizdeki bilgilerle onların bilgileri arasında hiçbir fark yok.”

Hampi’de yapıların birçoğu granit, fırınlanmış tuğla ve kireç harcı ile inşa edilmiş.

O zamanın ustaları özellikle taş işlemeciliğinde, lento ve temel atmada dönemin en ileri teknolojisine sahiptiler. Bu inşaat bilgileri sayesinde de böylesine büyük çaptaki bir şehre imza atabildiler.

Tarihi sit bölgesi ayrıca doğal granit kayalarla çevrili. Bu muhteşem tablonun XIV. yüzyıldan itibaren insanları buraya bir mıknatıs gibi çekmesiyse hiç de şaşırtıcı değil.

Bu haberler de ilginizi çekebilir