Covid-19 ile mücadele sadece aşılama ile olur mu? Vaka sayıları ve can kaybı neden yüksek?

Covid-19 ile mücadele
Covid-19 ile mücadele © euronews
© euronews
By Dilek Gul
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, Türkiye’de covid-19 ile ilgili olan bitenin ciddiyeti anlatılmayarak algı sürecinin kötü yönetildiğini ve mücadelenin yalnız aşılama ile olamayacağını söylüyor

REKLAM

Türkiye'de eylül ayı başı itibarıyla günlük Covid-19 vaka sayıları 20 binlerin üzerinde. Ortalama can kaybı yine aynı dönemde her gün 300 civarında. Aşılamada ise 18 yaş üstü nüfusta birinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 78.24, ikinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 60.20.

Şimdiye kadar yapılan aşı sayısı toplam 94 milyon 873 bin 884'e yükseldi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bu tablonun devam etmesi halinde iki haftada en az 335.000 yeni vaka ve 4 bin yeni can kaybı uyarısında bulundu.

Salgının gözardı edilmemesi gerektiğini söyleyen Koca, sosyal medyasından aşı çağrısı yapmaya devam ediyor.

Peki halen vaka ve can kaybı sayıları neden yüksek seyrediyor?

Euronews’e konuşan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, 'Türkiye’de covid-19 ile olan bitenin ciddiyeti anlatılmayarak algı sürecinin kötü yönetildiği ve aşılamada kötü bir başlangıç yapıldığı' görüşünde.

Vakalar neden artıyor?

Şimdi ise sadece aşılama ile Covid-19 vakalarını aşağı çekmenin mümkün olmadığını ifade ediyor Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol: ‘’Aşıdan beklediğimiz tek şey, hastanelerin, iş yerlerinin ve okulların güvenilir ve yaşanabilir kılınması. Yani hastaneme giren herkes aşılıysa ben hayatımı sürdürebilirim ama sokaktaki salgını yönetmenizi sağlamaz. Birincisi yanlış aşı tercihi ile çok zaman kaybedildi ve aşının önerilmediği gruplara orta düzeyli geç gelen bir bağışıklık. Brezilya’da gama varyantı döneminde yetmiş yaş üzerinde bu aşının koruyuculuğu kabul edilebilir düzeylerin altına iniyor. Ve biz 65 yaş üstünü bu aşı ile aşıladık, sağlıkçıları bu aşı ile aşıladık. Bu aşı iki dozdan 42 gün sonra gelen bir bağışıklık sağlıyor. Yani hem geç başladık hem geç bir bağışıklık ile başladık.’’

''Yoğun bakım servisleri dolu, hastanelerde artık hayat dönmüyor''

Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, artan vaka sayıları ile birlikte yoğun bakımların dolmaya başladığını ve kendi hastanesinde de yoğun bakım servisinde sadece bir yerin olduğunu ifade etti.

Şenol, acilde kalan diğer hastaları başka yerlere nakledebilmek için günlerce uğraştıklarını dile getirdi.

‘’Artık hastanelerde hayat dönmüyor, çok hantal. Kapıdan gelen şeker komasındaki hastayı sokağa bırakmak durumunda kaldığımızı anlatıyorum. Vaka sayısının düşüşünün gerekleri yapılmadı. Vakaların hareketlendiği asıl kapalı alanlar ile ilgili hiç bir tedbir alınmadı. Hastanelerimiz sadece covid hastası baktı onun dışındakiler kendi kaderine bırakıldı. Başından beri söyledik, fabrikalar ve diğer kapalı alanlarda tedbir alınmalı ve güvenli hale getirilmeliydi. Mümkün olduğu kadar sınırlı açılmalar yapılmalıydı. Biz onaltı ay boyunca çok değişik değişik pikler gördük ve okullarımız hep kapalı kaldı. Bunların hiç biri yapılmadı o nedenle Türkiye’de salgın hiç bir zaman kontrol altına alınamadı.’’

Türkiye’nin şu anda çok kırılgan bir çizgide olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, önümüzü göremiyoruz diyor. Özellikle nisan ayından itibaren hızla yayılan Delta varyantı endişelendiriyor.

''Ekonomik destek olmadan tam kapanma nasıl olacak?''

Yeniden bir kapanma olur mu sorusu ise şu sıralar en çok sorulan soru. Çoğu esnaf ve çalışan, ekonomik kaygılar nedeniyle kapanmaya sıcak bakmıyor. Yeni bir kapanma ile ekonomik krizin derinleşeceği endişesi yaygın. Yine verilen teşviklerin de hayatı döndürmediği dile getiriliyor.

Önceliğin tedbirlerin alınması ve aşılamanın yaygınlaştırılmasına verilmesini isteyenler, eğer insanların geçimlerini sağlayabilecekleri teşvikler söz konusu olursa bir kapanmanın mümkün olacağını söylüyor.

Covid-19 mücadelesinde sürecin iyi yönetilemediği düşünenler, halkın da kurallara artık eskisi gibi uymadığından şikayetçi.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), eşdeğer tam zamanlı istihdam kaybı metodunu Türkiye’ye uyarlayarak Türkiye’de salgının istihdam bilançosunu çıkardı.

DİSK-AR ve ILO tarafından yayımlanan raporlara göre salgın döneminde istihdam artmadı. Türkiye’de koronavirüs salgınında 3,6 milyon istihdam kaybı yaşandı.

Ayrıca tespitlerde ''TÜİK’in istihdam arttı iddiasının aksine salgın döneminde (2020-2021) yaşanan eşdeğer tam zamanlı istihdam kaybı oranı yüzde 13,2'' ifadesine yer verildi.

Görüntü editörü • Mert Can Yilmaz

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Covid-19: İsrail 19 Eylül'de kapılarını yabancı turist gruplarına yeniden açacak

Aşı karşıtlığı: Slovenya'da televizyon baskını, ABD'de kardeş cinayeti

Fransa, kanserojen madde içerdiği gerekçesiyle teflon tavaları yasaklamaya hazırlanıyor