"AB Zirvesi gerekeni karşılamadı ama beklenenden fazlasını verdi"

"AB Zirvesi gerekeni karşılamadı ama beklenenden fazlasını verdi"
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Banka krizi ile ülke krizini birbirinden ayırmak ve böylece banka borcunun kamu borcuna eklenmesi kısır döngüsüne son vermek. Euro Bölgesi’nin bu can alıcı sorununa Avrupalı liderler entegrasyon yönünde önemli bir adım atarak yanıt getirmeye çalıştı.

Varılan anlaşmanın kalbinde Avrupa Merkez Bankası’nın rolünün güçlendirilmesi vardı. Merkez Bankası 2012’nin sonundan itibaren Avrupa Bankacılık Sistemi’nin kontrolünü eline alacak. Böylece banka birliğine doğru önemli bir adım atılacak.

Bu rolle birlikte Avrupa Finansal İstikrar Fonu ya da yerini alacak Avrupa İstikrar Mekanizması bazı şartlar yerine getirildiği takdirde bankaları doğrudan finanse edebilecek.

Bu durum finansal yardımların artık devletlerden geçmeyeceğini böylece bütçe açıkları ve kamu borçlarına eklenmeyeceğini gösteriyor.

Ayrıca Avrupa Yardım Fonları daha esnek bir şekilde kullanılabilecek. Fonlar mali yükümlülüklerini yerine getiren ülkelerin borçlarını ikincil piyasalardan satın alabilecek.

Avrupa Birliği zirvesini değerlendirmek kameralarımızı Brüksel büromuza çeviriyoruz. Paul Hackett’ın konuğu uluslararası düşünce kuruluşu Re-define başkanı Sony Kapoor.

Paul Hackett, euronews:
“Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy çok büyük bir adım atıldığını söyledi. Bu gerçekten de oyunun kurallarını değiştirecek bir adım mı?”

Sony Kapoor:
“Zirve öncesindeki beklentileri göz önüne aldığımızda bu bir kilometre taşı. Ama bunun gidişatı değiştiren bir gelişme olduğu konusunda şüphelerim var. Çünkü asıl kırılma kriz çözüldüğünde olacak. Bu adım krizi çözmeyecek. Belki yavaşlamasına yardımcı olacak.”

euronews:
“Bankalara yardım etmneyi hedefleyen son anlaşma krize uzun vadede bir çözüm olabilir mi?”

Sony Kapoor:
“Bu anlaşmanın kısa vadeli etkileri olacak. Çünkü plan zaten sahip olduğumuz iki krizle mücadele fonunun ve İspanyol ve İtalyan bonolarının kullanılmasını içeriyor. Bu fonların gücü sınırlı. Yani bu plan İspanya ve İtalya’nın tehlikeli bölgeden çıktığı konusunda piyasalara uzun vadeli olarak güven vermeyecek. Uzun vadeli bir çözümün düşük borçlanma faizi gibi güvenceler vermesi gerekir ki bu da örneğin ortak Euro bonolarla olabilirdi. Bu seçenek Almanya tarafından direk olarak reddedildi.”

“Bu anlaşmanın kısa vadeli etkileri olacak. Çünkü plan zaten sahip olduğumuz iki krizle mücadele fonunun ve İspanyol ve İtalyan bonolarının kullanılmasını içeriyor. Bu fonların gücü sınırlı. Yani bu plan İspanya ve İtalya’nın tehlikeli bölgeden çıktığı konusunda piyasalara uzun vadeli olarak güven vermeyecek. Uzun vadeli bir çözümün düşük borçlanma faizi gibi güvenceler vermesi gerekir ki bu da örneğin ortak Euro bonolarla olabilirdi. Bu seçenek Almanya tarafından direk olarak reddedildi.”

euronews:
“Almanya’dan bahsettiniz. Bu olayla Angela Merkel kendisini tehlikeye atmış oluyor mu?”

Sony Kapoor:
“Bunun Cumhurbaşkanı Hollande’ın zafer ilan etmek için kullandığı siyasi bir söylem olduğunu düşünüyorum. Aynı şekilde Monti ve Rajoy da zafer elde ettiklerini iddia edebilecek. Diğer taraftan Angela Merkel de kendi seçmenlerine dönüp açık bir şekilde taviz vermedim diyebilecek. Anlaşmanın en önemli ayrıntılarından birisi bu fonlardan sorunlu bankalara doğrudan sermaye enjekte edilebilmesi. Fakat dikkatli bakıldığında bunun ancak Avrupa Merkez Bankası’nın bankacılık sistemini düzenleme yetkisi aldığında mümkün olacağı yazıyor.”

euronews:
“Avrupa Merkez Bankası bu tarihten önce devreye girebilir mi?”

Sony Kapoor:
“Şimdilik hedefin Avrupa Merkez Bankası’nı bu işin dışında tutmak olduğunu düşünüyorum. Yani geçici ve kalıcı kurtarma fonlarının İspanyol ve İtalyan hazine bonosu alımına kısa bir süre içerisinde başlamasını bekleyebiliriz. Merkez bankasının bu anlaşmanın bir parçası olması beklendiğini sanmıyorum.”

euronews:
“Peki Portekiz, Yunanistan ve İrlanda bunu nasıl karşılıyor? İtalya ve İspanya’nın çok büyük oldukları için iflas etmemelerinin gerekmesi özel bir muameleden faydalanmalarına yol açıyor. Bundan kimse memnun olmayacak.”

Sony Kapoor:
“Yani bazı ülkelere çifte standart uygulanmasının mazeretleri var. Fakat Avrupa Komisyonu’nun İtalya ve İspanya’dan ulusal öneriler başlığında bu ülkelerden istediklerine bakılırsa bu ülkelerden yapması istenen şeylerin Portekiz’e sunulan şartlardan daha sert olduğu görülür. Yani şu andaki hala oturmamış fikir her durumda İspanya ve İtalya’nın yasal sorumluluklarının alınması. Bu hiç de az bir şey değil. Bunları bir kağıdın üzerine yazmak ve ‘hey, bunlar sizin, belirlenen sürede yerine getirmeniz gereken yükümlülükler. Bunun karşılığında eğer hala ayakta kalabilirseniz biz de size para verebiliriz.’ deniyor.”

euronews:
“Bu zirve nasıl yorumlanacak? Başarılı geçen bir toplantı olarak mı hatırlanacak?”

Sony Kapoor:
“Bence bu konuda yorum yapmak için hala biraz erken. Önde gelen anlaşmaların içinde neler olduğunu henüz görmedik. Kısacası zirvenin gerekeni karşılamadığını ama beklenenden fazlasını verdiğini söyleyebiliriz.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Almanya'da hükümet emekli maaşlarına enflasyonun iki katı zam yaptı

2009 yılında 'çöken' Yunan ekonomisi eski günlerini yakalama yolunda

Yüksek enflasyonla boğuşan Zimbabve altın ve dövize endeksli yeni para birimini tanıttı