Burgaz saldırısı: "İsrail nasıl cevap vereceğine kendi karar verecek"

Burgaz saldırısı: "İsrail nasıl cevap vereceğine kendi karar verecek"
By Bora Bayraktar
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Ortadoğu ve Ortadoğu bağlantılı gelişmeler adeta 1970’li yılları anımsatıyor. Bir yanda bölgede süren sıcak çatışmalar diğer yanda Avrupa’nın, dünyanın çeşitli kentlerinde İsraillilere yönelik saldırılar. İsrailli diplomatlar ise diğer meslektaşlarına göre her zaman biraz daha göz önünde. Türkiye’deki en tecrübeli İsrailli diplomatlardan İstanbul Başkonsolosu Moşe Kamhi de onlardan biri. Euronews’a konuşan Zaman zaman benzer saldırı girişimlerinin Türk Emniyeti’nce ustalıkla engellendiğini belirten Kamhi, Burgas’daki saldırının İsrail tarafından karşılıksız bırakılmayacağının işaretini verdi. Kamhi ayrıca Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin korunması gerektiği mesajını verdi. Bora Bayraktar’ın röportajı.

Bora Bayraktar: Sayın Kamhi, Burgas’daki saldırının İran ve Hizbullah bağlantılı olduğu söyleniyor. Saldırganların Türkiye üzerinden gittiğine dair de iddialar var. Sizin bu konudaki bilgileriniz nelerdir ve konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Moshe Kamhi: İki gün önce saat 16:45 sularında Bulgaristan’ın Burgas şehrinde İsrailli turistlere yönelik bir intihar saldırısı düzenlenmiştir. Bunu yapanın Hizbullah üyesi olduğu yani İran güdümlü Hizbullah tarafından yapıldığı kesinleşmiştir. Bugün de basında çıkan haberler bunu doğrulamaktadır. Bu saldırıda maalesef 6 kişi hayatını kaybetmiştir. Bunun 5’i İsrail vatandaşıdır biri de Türk asıllı bir Bulgar vatandaştır. Öncelikle ölenlere rahmet diliyoruz, ailelerine başsağlığı diliyoruz. Yaralılara acil şifalar diliyoruz ve Bulgaristan hükümetine de her konuda gerek yaralıların tahliyesi gerekse saldırganın belirlenmesiyle ilgili çalışmalarından dolayı çok teşekkür ederiz. Basında bu konuyla ilgili çok şeyler çıkmıştır. Atfettiğiniz herhalde İsrailli emekli bir generalin sözleridir. Bu konuda söyleyebileceğim tek şey bunun Hizbullah tarafından İran güdümlü Hizbullah örgütü tarafından yapılmış olmasıdır. Tarih çok manidardır. Çünkü 18 Temmuz’da gerçekleşmiştir ve bilindiği gibi 18 yıl önce de Buenos Aires’te Musevi cemaati binasına yapılmış olan büyük bir intihar saldırısının yıldönümünde rastlamaktadır. Aynı zamanda da yine bilindiği üzere, uzun bir süredir İran ve Hizbullah İsrail’e hedeflere yönelik terör saldırıları planlamaktaydılar. Birkaç ay önce gördüğünüz gibi Delhi’de, Bakü’de, Bangkok’ta Tiflis’te bazı eylemler yapıldı ve bunlar başarısızlıkla sonuçlandı, can kaybına mal olmadı. Ama maalesef bu sefer talih yüzümüze gülmedi. Benim demek istediğim Hizbullah’ın bir terör örgütü olduğu, İran güdümlü bir terör örgütü olduğu herkes tarafından anlaşılmalı ve bu konuda uluslar arası dayanışma içinde terörü bertaraf etmek için çalışmalar yapılmalıdır. Bu konuda ayrıca bizim burada güvenliğimizi sağlayan, rahatça bugün dahil olmak üzere bu röportajı yapabilmemiz için elinden gelen çabayı gösteren Türk Emniyet yetkililerine de teşekkür etmeyi bir kez daha borç bilirim.

Euronews: Peki hedef nedir? Yani İsraillilerin uluslararası platformda dolaşımlarını engellemek midir? Yoksa başka hedefler mi var?

Moshe Kamhi: Hedef İsraillileri vurmaktır. Tabi dediğiniz gibi İsraillilerin serbest dolaşımını engellemektir, İsraillilerin hayatını zehir etmektir. Ama İsrail güçlü bir ülkedir. Geçmişte olduğu gibi, şimdi de gelecekte de terörün üstesinden gelecektir. Her devlet terörün üstesinden gelecektir. Terörün üstesinden gelmelidir. Biliyorsunuz Türkiye de teröre çok şehit vermiş bir ülkedir. Onun için bütün ülkeler elbirliği içinde, bu dayanışma içinde bu terör musibetine karşı gelmelidir. Ben 60’lı yıllarda hatırlarım, bir yere gittiğimiz zaman hiçbir yerde güvenlik detektörlerinden geçmezdik. Çünkü terör yoktu. Bugün terör var ve elbirliğiyle bunun üstesinden gelmeliyiz. Ve özellikle teröre yönelten devletlere, terörü yöneten ülkelere karşı, terörü yapan örgütlere karşı elbirliğiyle gözdağı vermeliyiz. Bu terör örgütlerini bertaraf etmeliyiz. Terörle mücadele uluslararası dayanışma ister.

Euronews: Başbakan Netanyahu’nun açıklamalarında, sizin söylediklerinizde görülüyor ki İsrail’e göre suçlu Hizbullah ve arkasındaki İran. İsrail buna bir karşılık verecek mi? 2006 savaşındakine benzer bir tepki, bölgede yeni bir sıcak çatışma mümkün olur mu?

Moshe Kamhi: İsrail hükümeti neye, ne zaman, nasıl cevap vereceğini kendisi belirleyecektir.

Euronews: Suriye’de karışıklık var. Ortadoğu’da taşlar yeniden yerine oturuyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Moshe Kamhi: Biz Ortadoğu’da geleceğe yönelik olarak, gerçek bir demokrasinin oluşmasını isteriz. Çünkü demokrat ülkeler hiçbir zaman savaşmamıştır. Savaşçı ülke değildirler. Genellikle diktatörlükle yönetilen ülkeler birbirleriyle savaşır. Onun için, biz de uzun vadede herkes gibi, Türkiye gibi Ortadoğu’da gerçek demokrasiyle yönetilen devletler ve halkların huzur içinde, refah içinde yaşayacağı bir ortam görmek istiyoruz. Bugünkü gelişmeleri bu açıdan dikkatle izliyoruz.

Euronews: Peki efendim şu anki konjonktür Türk-İsrail ilişkilerini nasıl etkileyecek? Çünkü bir yanda Suriye-İran-Rusya-Çin var. Türkiye Batı bloğunda yer alıyor gibi. Şartlar biraz İsrail ile Türkiye’yi yakınlaşmaya zorluyor mu? Yoksa bu kriz dönemi, sıkıntılı dönem iki ülke arasında devam eder mi?

Moshe Kamhi: Görüyoruz ki bu bölgede, bu coğrafyada, Doğu Akdeniz’de, Ortadoğu’da gerçek demokrasiyle yönetilen, halkların kendi kendini yönettiği iki ülke Türkiye ve İsrail’dir. Yani sandıktan çıkan rejimler var. Bu da sorunuza cevap verecek mahiyette. Onun için tabiî ki Türkiye ile İsrail arasında çok ortak çıkarlar var. Halklar birbirine dost. Bizim de görevimiz hükümetler arası anlaşmazlıklar olduğu zaman bile halklar arasındaki bu dostluğu korumak ve pekiştirmektir.

Euronews: Çaba var mı efendim Türkiye ile İsrail arasında ayrılıkları giderme yolunda bir çalışma var mı?

Moshe Kamhi: Şimdi tabiî ki Türkiye ve İsrail her zaman dost kalacaktır. Bu konuda ayrıntıya girmesi bugün için doğru bulmuyorum. Bu konuyu başka zamana bırakalım. Kamuoylarının birbirlerini anlamasını sağlamayı sürdürmek gerekiyor.

Euronews: İran nükleer silah üretmek üzere olduğu anlaşılıyor. 5+1 ülkeleri 24 Temmuz’da bir araya gelecekler İsrail bu görüşmeleri nasıl değerlendiriyor. İsrail kendini yalnız bırakılmış hissediyor mu?

Moshe Kamhi: Hayır, İsrail kendini yalnız bırakılmış hissetmiyor. Çünkü İsrail uluslararası camia ile dayanışma içinde olduğunu hissediyor. Ancak uluslararası camianın birlikte hareketi ile böyle bir şey önlenebilir.

Euronews: Tek taraflı bir hareket beklememek mi gerekiyor?

Moshe Kamhi: Biz öncelikle uluslararası camianın atacağı adımları dikkatle izliyoruz. Yaptırımların bir sonuç vermesini ümit ediyoruz.

Euronews: Hizbullah destekli İran’ın Türkiye’de benzer bir eylem yapacağına dair istihbaratınız var mı?

Moshe Kamhi: Herkes her yerde bir eylem yapabilir. Her zaman ve her yerde hazırlıklı olmalıyız. Terörle mücadele eden toplumlar her yerde ve her zaman hazırlıklı olmalıdırlar.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

BM: Hamas'ın 7 Ekim saldırısında cinsel şiddet uygulandığına inanmak için 'makul gerekçeler' var

İsrail, Hamas saldırısını çağrıştıran Eurovision şarkısının sözlerini gözden geçirecek

İsrail askerlerince kötü muameleye maruz kalan Gazzeli kadınlar anlatıyor