REKLAMUluslararası Para Fonu (IMF) 2013 yılında küresel ekonomi için büyüme tahminini yüzde 3.5’ten yüzde 3.3’e çekti. Kurum Euro Bölgesi’nde daralma tahminini de yüzde 0.2’den yüzde 0.3’e çıkararak Kıbrıs’a verilen mali yardım ve İtalya’daki siyasi belirsizliğin olumsuz etkilerine dikkati çekti.
IMF Araştırma Departmanı Direktörü Olivier Blanchard gelişmiş ekonomilerdeki ikileme dikkati çekiyor:
“İki hızlı iyileşmeden üç hızlı iyileşmeye geçtik. Gelişmekte olan piyasalar ve gelişmekte olan ülkeler halen gücünü koruyor ancak gelişmiş ekonomilerdeki gelişme Amerika ile Euro Bölgesi arasında ikiye bölünmüş durumda.”
IMF, Amerika Birleşik Devletleri için 2013’te yüzde 1.9’luk büyüme öngörürken 2014’te bu oranı yüzde 3 olarak veriyor. Japonya’nın bu sene yüzde 1.6 büyümesi beklenirken 2014’te hız keserek yüzde 1.4 büyüyeceği tahmin ediliyor. Bu sene küçülen Euro Bölgesi ekonomisinin önümüzdeki sene yüzde 1.1 büyümesi öngörülüyor.
Kurum Türkiye için büyüme tahminini değiştirmeyerek yüzde 3.4 olarak açıkladı.
Euronews’e konuşan Tüm bunları IMF’nin Mali Hareketler Departmanı Direktörü Carlo Cottarelli her tasarruf önleminin kararında uygulanması gerektiğini savunuyor:
“Mali tasarruf önlemleri ilaç gibi, onu almalısınız ancak çok fazla alırsanız da zararı dokunur. Bu yüzden doğru miktarda almanız çok önemli. Bu da Avrupa’nın mücadelesi bir bakıma, mali tasarruf önlemlerini uygun miktarda gerçekleştirmek. Ancak genelde gördüğümüz ayarlamanın hızının kararında olduğu. Avrupa biraz da spesifik ve sembolik amaçlara odaklanmaktan uzaklaşmalı. Yüzde üç barajına sadık kalınmalı, ancak bunun için belirli bir yıl sınırı koymaya gerek yok. Avrupa Birliği, bazı ülkelere gerekli olduğu zaman uygulamaların hızını yavaşlatabileceği gibi bazı konularda oldukça esneklik gösterdi, bunlar bana cesaret verdi.
Hem harcama hem de gelir konusunda orta vadede bazı şeyler yapılmalı. Ancak ne yazık ki Kongre’de orta vadeli bir mali düzenleme planı üzerinde fikir birliğine varmak pek de mümkün değil. Şu da gözardı edilmemeli ki bir plan olmasa dahi oldukça büyük çaplı kesintiler yapıldı ve Amerika’da 2009’dan bu yana bütçe açığı azaltıldı. Açık, Gayri Safi Milli Hasıla’nın yüzde 6’sından daha fazlası oranında düşürüldü. Bu sene çok kesinti yapıldığı söylenebilir, bunun nedeni borçtaki uygulamanın reel ekonomiye kıyasla daha çok daha hızlı bir oranda ilerlemesidir, İyileşme halen kırılgan bir seviyede.
Dünya ekonomisi üç farklı hızda ilerliyor ve bunların içindeki en hızlısı da gelişmekte olan ekonomiler. Gelişmekte olan piyasalar, gelişmiş olanlara göre 2008-2009 krizinden çok daha az etkilendi. Şu an halen bu ekonomilerde büyüme görüyorsak, nedeni budur. Gözden kaçırmamamız gereken bir başka konu da bu sürecin bu ülkeler tarafından yakalanma süreci olduğudur. Tabii aynı zamanda bu ülkelerde üretimde büyüme ve istihdam artışı görmek mümkün. Biz bu sürecin devam edeceğini ve gelişmekte olan ülkelerin orta vadede hızlı bir şekilde yükseleceğini düşünüyoruz.”