ABD-İran geriliminde Türkiye'deki üsler mercek altında

İncirlik askeri üssü
İncirlik askeri üssü © Anadolu Ajansı
© Anadolu Ajansı
By Menekse Tokyay
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

İran’ın Irak’ta ABD'ye ait iki askeri üssünü vurması ve “Misillemeye karşılık verirlerse ABD üslerini vurmaya devam edeceğiz” yönündeki açıklaması dikkatleri bölgedeki diğer ABD üslerine çevirdi.

REKLAM

İran'ın Devrim Muhafızları Generali Süleymani'ye yönelik 3 Ocak günü suikastına karşılık olarak İran’ın Irak’ta ABD'ye ait iki askeri üssünü vurması ve “Misillemeye karşılık verirlerse ABD üslerini vurmaya devam edeceğiz” yönündeki açıklaması dikkatleri bölgedeki diğer ABD üslerine çevirdi.

Türkiye’de ABD’nin kullandığı iki askeri üs bulunuyor: İncirlik askeri üssü ve İzmir hava üssü. 1950’lerde kurulan İncirlik’in yönetimi ve denetimi Türk Silahlı Kuvvetleri’ne aitken, burası NATO açısından dönem dönem kritik bir bölgesel üs oluyor. ABD hava kuvvetlerinin 39. Ana jet üssüne de ev sahipliği yapan üste yaklaşık 2500 Amerikan askerinin görevli olduğu biliniyor.

Türkiye ile NATO ilişkilerinde Batı ittifakıyla ilişkilerinin nispeten sorunsuz seyrettiği dönemlerde çok önemli bir yere sahip olan İncirlik, ABD-Türkiye ilişkilerinde yaşanan gerilimler sırasında sık sık bir diplomatik pazarlık kozu haline geliyor.

Son olarak ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi’nin 1915 olaylarını “Ermeni soykırımı” olarak nitelendiren kararları geçirmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yeri geldiği zaman otururuz bütün heyetlerimizle beraber, kapatılması gerekiyorsa İncirlik’i de kapatırız” demişti.

Adana il sınırları içerisinde bulunan ve şehir merkezine 13 kilometre mesafedeki üs, NATO kapsamındaki askeri operasyonlarda başka ülke askerlerine de ev sahipliği yapıyor. Askerlerin aileleriyle birlikte binlerce kişilik bir topluluğun yaşadığı İncirlik hava üssünün hukuki statüsü ise, Türkiye ile ABD arasında 1980 yılında imzalanan Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması’na dayanıyor.

İncirlik üssü, 1990-1991 yıllarında Birinci Körfez Savaşı sırasında ABD güçlerinin Irak’ın uçaklarla Irak’ın kuzeyindeki kara güçlerine destek vermesi sırasında önemli bir rol oynamıştı. Bu esnada İncirlik’e Saddam Hüseyin’in Scud füzelerine karşılık Patriot hava savunma sistemi de kurulmuştu.

İzmir’in Çiğli ilçesinde bulunan hava üssü ise, Avrupa'daki ABD Hava Kuvvetleri'ne bağlı olup burada 42 uçak ve 300 askeri personelin yanı sıra füze sistemleri ve 2006 yılından beri ABD’nin 16. Hava filosu bulunuyor.

Diplomatik çabalara hız verildi

Güvenlik politikaları analisti ve İstanbul merkezli Episteme Danışmanlık Kurucusu Dr. Metin Gürcan, 3 Ocak günü Irak'ın başkenti Bağdat Havalimanında uğradığı füzeli saldırı sonucunda Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin ardından Türkiye’nin ilk iki gün bekle-gör politikası izlediğini, ardından diplomatik çabalarına hız vermeye başladığını kaydetti.

euronews Türkçe’ye konuşan Gürcan, “Şu anda Ankara’nın adapte olması gereken yeni bir jeopolitik denge ortaya çıktı ve Ankara hızla karar noktasına doğru gidiyor. Şu ana dek Bağdat’la ve Şii yapılarla görüşerek ortada bir pozisyon izlerken bundan sonra süreci her ikisiyle götürmek zor” diyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Perşembe günü günübirlik bir ziyaret için Bağdat'a gidiyor. Bakan Çavuşoğlu, ziyaret öncesinde de İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile telefonda görüştü.

Gürcan, Ankara’nın ABD-Rusya-İran bloğunda Suriye ve Irak’taki gri alanları iyi kullandığını, ama bu saldırıyla birlikte bu stratejinin de daha da zorlaşacağını düşünüyor; zira Ankara’ya bir noktada “tarafını seç” diyecekler.

ABD Suriye Özel Temsilci James Jeffrey’nin de 10 Ocak’ta Türkiye temaslarına başlaması ve beraberindeki heyetle birlikte Dışişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile görüşmesi bekleniyor.

“Türkiye’nin bu kriz çerçevesinde vereceği karar, doğuya mı batıya mı yöneleceğini belirleyecek” diye belirtiyor Gürcan ve ABD ile ilişkilerde YPG, F-35 teslimatları ve CAATSA yaptırımlarının askeri, siyasi ve ekonomik planlarda yaratmakta olduğu zorluklara dikkat çekiyor.

İncirlik halen operasyonel mi?

Ancak kısa vadede Türkiye’de bulunan askeri üslere yönelik bir tehdit algısı beklenmiyor; zira İncirlik askeri üssünden zaten son iki yıldır tek bir operasyonel uçuş yok.

Gürcan, “ABD, İncirlik’ten son iki yıldır tek bir uçak uçurmadı. Burası, uçakların indiği, geçici bakım yaptığı bir üs halini aldı. Artık alternatif olarak Ürdün, Kuveyt, Erbil üsleri ön plana çıkıyor. ABD, jeopolitik olarak önem kazanan Erbil’i güçlendirecek; bir yandan da Suriye’nin doğusunda YPG, Irak’ın kuzeyinde de Irak Kürdistanı’yla ilişkilerini derinleştirecek” diyor.

Kadir Has Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Serhat Güvenç de şu anda İncirlik’in kullanılabileceği bir aşamada olunmadığını, Türkiye’nin 1960’lardan beri bu üssün kullanım koşullarını oldukça titiz bir şekilde belirlediğini söylüyor.

Öte yandan, Güvenç’e göre İncirlik, ABD’nin operasyonları için olmazsa olmaz değil; “Türkiye-ABD ilişkilerini ayakta tutan belki de en sağlam halka olup, İncirlik’e erişimi ABD kaybettiğinde Türkiye açısından ikili ilişkilere dair elinde pek koz kalmıyor.”

euronews Türkçe’ye konuşan Güvenç, “İran’ın da İncirlik’i hedef alıp Türkiye’yi karşısına alabileceğini düşünmüyorum. İran, basamak basamak gerginliği tırmandırıyor; hamleyi ise ABD’ye bırakıyor” diyor.

REKLAM

Kürecik üssü risk altında mı?

NATO’nun üyelerine yönelik kolektif savunma ilkesini belirleyen beşinci maddesinin ise, ancak İran’ın İncirlik veya NATO’ya ait Malatya’daki Kürecik Üssü’nü hedef alması durumunda devreye girebileceğini belirten Güvenç, bu durumda, İran’ı provoke etmemesine rağmen bir NATO ülkesine saldırı gerçekleştirilmiş olacağını söylüyor.

İran’ın Irak’taki Ayn el Esad ve Erbil kentindeki bir askeri üsse yönelik balistik füze saldırısının Kürecik'teki NATO erken uyarı sistemi sayesinde önceden fark edilip Amerikan askerlerinin uyarıldığı yönünde iddialar söz konusu.

Zira, Kürecik, NATO’nun bölgedeki güvenlik tehditlerine karşı üyelerini korumak üzere geliştirdiği füze erken uyarı radar sistemlerinden birine ev sahipliği yapıyor.

“Ancak İran’ın komşuluk ilişkilerinin dinamiklerine bakarak, tüm NATO’yu karşısına alacağını sanmıyorum. Üslere yönelik İran kaynaklı bir saldırıya dair senaryolar bu aşamada spekülasyondan öteye gitmez” diyor Güvenç.

Astana süreci etkilenir mi?

Öte yandan uzmanlar bu yeni krizle birlikte Suriye’de Rusya, Türkiye ve İran’ın garantörlüğündeki Astana sürecinin geleceğinin de gündeme geleceğini kaydediyorlar.

REKLAM

“Son saldırıların ardından Rusya-İran arasında sıkıntılar yaşanacak, hiç kolay bir dönem beklemiyor. Ankara’nın tavrı ise kritik önemde: arabuluculuk yapacak mı? Irak’taki saldırıların Suriye’ye taşınması gibi bir olasılık da söz konusu, özellikle de Suriye’de Deyrizor, Halep’in güneyi ve İdlib civarındaki Şii varlığı göz önüne alındığında. ABD’nin bu bölgeleri vurmasını Rusya istemez; ekonomik ve askeri açıdan zorlanır” diye belirtiyor Gürcan.

Güvenç’e göre ise, bu süreç Astana’yı zora sokuyor, ancak Türkiye’ye dolaylı olarak fayda sağlayabilir.

“Astana sürecinin orkestra şefi Rusya olduğu için orada Rusya halen öncelikli aktör. Ama bu yaşananlar fiilen İran’ın sahadaki ağırlığını azaltırken, Türkiye açısından daha uygun bir bölgesel denge doğuruyor” diyor Güvenç.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

ABD'den BM’ye mektup: İran ile ön koşulsuz görüşmeye hazırız

Amerikan halkının yüzde 71'i İran'la savaşa girmenin muhtemel olduğunu düşünüyor

Erdoğan ve Putin TürkAkım'da vanaları açtı: Engellemelere rağmen iş birliğimiz gelişiyor