Reklam

 Department of Tourism and Commerce Marketing Dubai
Sponsorlu içerik/Reklam', Euronews editoryal ekibi değil; reklam veren tarafından kontrol edilen içerikler için kullanılır. Bu içerik ticari birimlerce üretilmiş olup Euronews editoryal kadroları ve gazetecilerin dahli yoktur. Finanse eden ortak; konular, içerikler ve nihai onay için Euronews ticari birimleriyle işbirliği içinde çalışır.
Reklam
Sponsorlu içerik/Reklam', Euronews editoryal ekibi değil; reklam veren tarafından kontrol edilen içerikler için kullanılır. Bu içerik ticari birimlerce üretilmiş olup Euronews editoryal kadroları ve gazetecilerin dahli yoktur. Finanse eden ortak; konular, içerikler ve nihai onay için Euronews ticari birimleriyle işbirliği içinde çalışır.
Department of Tourism and Commerce Marketing Dubai

Dubai'de Emirates Edebiyat Festivali Booker Ödülü adayı yazar Avni Doshi

Dubai'de Emirates Edebiyat Festivali Booker Ödülü adayı yazar Avni Doshi
©    -   Credit: Dubai

Dubai'de Emirates Edebiyat Festivali'nde Booker Ödülü'ne yazdığı ilk roman 'Burnt Sugar (Yanmış Şeker)' ile aday gösterilen yazar Avni Doshi ile bölgede edebiyatın neden bu kadar önemli olduğunu konuştuk.

Jane Witherspoon, Euronews:

REKLAM

Interview'ın bu bölümüne, Booker Ödülü'ne aday gösterilen yazar Avni Doshi katılıyor. Tebrikler. İlk romanınız. Neler hissediyorsunuz?

Avni Doshi, yazar ve Booker Ödülü adayı:

Gerçeküstü. Bu noktaya ulaşabileceğimi kesinlikle düşünmemiştim. Yani o listede bulunmak bile benim için dev bir sürprizdi.

Euronews:

Bu, dünyanın en büyük edebiyat ödüllerinden biri. Ve bunu ilk romanınızla başardınız. Bu oldukça iyi bir başlangıç.

REKLAM

Avni Doshi:

"Evet gerçekten de öyle. Bu roman üzerinde yedi yıldan fazla zamandır çalışıyorum. Bu yüzden onun basıldığını ve raflarda yerini aldığını bile görmek çok büyük bir başarı hissi veriyor."

euronews:

Kitap ve hikayesinden bahseder misiniz?

Avni Doshi:

"Roman Tara adındaki bir anneyle kızı Anthera'nın hikayesini ve aralarındaki çok zorlu ilişkiyi anlatıyor. Tara'ya Alzheimer teşhisi konulmuş. Bu yüzden de kızı, çocukluğunda kendisi ile hiç ilginlenmemiş bir anneye nasıl bakılacağı çıkmazına yanıt arıyor."

Euronews:

Hikayeniz için nereden ilham aldınız?

Avni Doshi:

"Büyük bir kısmını kafamda kurguladım. Kadınlar arası ilişkiler beni gerçekten çok ilgilendiriyor. Ama bunun yanında anneanneme de dört yıl önce Alzheimer teşhisi konuldu. Bu yüzden de romanıma hazırlık aşamasının ortalarında Alzheimer bileşenini ekledim. Çünkü hastalık hakkında çok fazla araştırma yapıyordum."

REKLAM

Euronews:

Peki yazmaya nasıl başladınız? İçinizde hep bir yazar mı vardı? Kalemi kağıdı alıp da ilk romanınızı yazmak için size ne ilham verdi?

Avni Doshi:

"Hiçbir zaman çok yazan biri olmadım. Her zaman çok iyi bir okuyucuydum. Aslında eğitimim sanat tarihi üzerine. Ama okumayı her zaman çok sevdim. Ve yirmilerimde günlük yaşam hikayeleri ilgimi çekmeye başladı. Ama beni yazmaya neyin ittiğini bilmiyorum. Fakat bunun aciliyetini hissettim."

Euronews:

Sizin için süreç nasıl işledi? Kolay mıydı yoksa herkesin bahsettiği şu yazar tıkanıklığını yaşadınız mı? Bu süreci zorlu ve engellerle dolu buldunuz mu?

Avni Doshi:

"Kitabı yazmak gerçekten zorlu bir savaştı. Ne yaptığımı bilmiyordum. Yazı yazma üzerine eğitimim yok. Asla bir yaratıcı yazım dersi gibi bir şey almadım. Yani yazım süreci bana öğretmenlik yaptı. Önüme çıkan her engelden ders çıkardım. Ve gerçekten de tüm süreçte en üretken olan şey hatalardı, çünkü bunlar bana gerçekten nerede yanlış yaptığımı ve neyi geliştirmem gerektiğini gösterdi."

Euronews:

Eğer yeniden başlamanız gerekseydi daha farklı bir şey mi yazardınız?

Avni Doshi:

"Kendime bu kadar inatçı olmamamı söylerdim. Sanırım yazma sürecinde kitabın belirli yönlerinden vazgeçmek benim için gerçekten zordu. Ama bilirsiniz, "sevgililerini öldür" diye eski bir söz vardır. Bu süreçte "sevgililerimi" biraz daha erken öldürmeyi öğrenmeye çalışırdım."

Euronews:

Sanırım kitap yazmanın en zor yanlarından biri hikayeyi evrensel hale getirmek ve dünyanın her yerinden insanlara hitap etmektir. New Jersey'de büyüdünüz. Şimdi Dubai'de yaşıyorsunuz. Bu, kitaba nasıl katkı sağladı?

Avni Doshi:

"Sanırım yetişkin hayatımın büyük bir bölümünde bir tür dış bakış açısına sahip oldum. 20'li yaşlarımın başından beri Amerika'da yaşamadım. Ve bu yüzden de her zaman içinde bulunduğum toplumun dışındaydım. Ve bence bu size bir gözlemci perspektifi veriyor. Böylece başkalarının hikayelerine tanıklık edebiliyorunuz. Bunun bana gerçekten yardımcı olduğunu düşünüyorum.

Euronews:

Neden kendinizi dışarıda hissettiniz? Niye yaşadığınız her toplumun dış mahallelerinde olduğunuzu düşündünüz?

Avni Doshi:

"20'li yaşlarımda Hindistan'a geri döndüğümde burada kendimi gerçekten evimde hissedebileceğimi düşündüm. Ama Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüyen herkes gibi farklıydım. Geçmişim farklıydı. Referanslarım değişikti. Eğitimim farklıydı. Ama bununla birlikte bazı açılardan kendimi evimde de hissettim. Hep bir şekilde toplumun dışındaydım."

Euronews:

Şu anda Dubai'deyiz. Bu bölgede edebiyatın ne kadar önemli olduğunu biliyorsunuz. Emirates Edebiyat Festivali'ne ne kadar katkıda bulunduğunuzu da biliyoruz. Bu konudan biraz bahsedecek olursak burada rol almaya sizi ne itti?

Avni Doshi:

"Emirates Edebiyat Festivali'nin inanılmaz olduğunu düşünüyorum. Tüm ülke genelinde büyük bir edebiyat tanıtım çalışmasına imza atıyorlar. Uluslararası önemdeki yazarları buraya gelmeleri ve konuşma yapmaları için davet ediyorlar. Ben de onların yaptığı bu işlerin bir parçası olmaktan büyük gurur duyuyorum. Daha fazla tabandan gelen girişim görmeyi bekliyorum. Ve birçok kişinin bu konular üzerinde çalıştığını biliyorum. Gelecekte yaşanacaklar beni heyecanlandırıyor."

Euronews:

Tabandan gelen girişimlerden bahsettiniz. Yerel yazarların burada bir platforma sahip olması ne kadar önemli?

Avni Doshi:

"Bence bu çok önemli. Şu anda Dubai'de gittikçe daha fazla genç ve yaratıcı insanın yaşadığı bir dönemde olduğumuzu düşünüyorum. Ve onlar için bir master programı açılması bence çok güzel olur. Bölgede ve ülkede daha fazla edebiyat dergisinin olması muhteşem olur. Yurt açmak ve burs vermek gibi yapabileceğimiz şeylerin yanında yurt dışından yazarların gelip burada kalması ve yerli öğrencilerle çalışmaları sağlanabilir."

Euronews:

Okur yazarlık seviyesi ile iligli ne düşünüyorsunuz? Kitaplara erişebilme ve okuma yazma konusunda herkes bizim kadar şanslı değil. Dünyada hala bunlardan hiçbirine sahip olmayan çocuklar var.

Avni Doshi:

"Evet ve bence okuma yazma öğrenmeyi teşvik etmek gerçekten her hükümet ve toplum için başlıca öncelik olmalı. İnsanların hayata erişme ve durumlarını iyileştirme yolunun buradan geçtiğini düşünüyorum. Bu yüzden de özellikle Hindistan gibi ülkelerde, okuryazarlığın her tür siyasi platformda ön planda olmasının gerçekten önemli olduğunu kanısındayım."

Euronews:

Çok başarılı bir kadın olarak kitap yazmak isteyen birine ne önerirsiniz? Deneyimlerinizden ne gibi tavsiyeleri onlara verebilirsiniz?

Avni Doshi:

"Herkes yazmak için farklı bir yöntem gerektiğini ya da alabilecekleri bir kurs olduğunu düşünüyor. Ama bence en önemli şey masanıza her gün oturmak ve odaklanabilmek. Okumanın da yazma konusunda en büyük öğretmen olduğunu düşünüyorum. Örneğin sizden önce gelenlerin neler yaptığına bakmak gibi. Yazma konusunda bu bana gerçekten çok şey öğretti."

Euronews:

Booker Ödülü'nü almak sizin için ne anlama geliyor?

Avni Doshi:

"Bunu hayal bile edemiyorum. Sanırım tam olarak kavrayamayacağım kadar büyük, harika bir şey olur. Ne söyleyebilirim? Bir rüya gerçek olur."

Euronews:

Sanırım hayat değişiyor.

Avni Doshi:

"Evet hayat şimdiden değişiyor."

Euronews:

O zaman size şans diliyoruz. Avni Doshi bize zaman ayırdığınız için teşekkürler.

Avni Doshi, yazar ve Booker Ödülü adayı: Teşekkürler.