Reklam

 Department of Tourism and Commerce Marketing Dubai
Sponsorlu içerik/Reklam', Euronews editoryal ekibi değil; reklam veren tarafından kontrol edilen içerikler için kullanılır. Bu içerik ticari birimlerce üretilmiş olup Euronews editoryal kadroları ve gazetecilerin dahli yoktur. Finanse eden ortak; konular, içerikler ve nihai onay için Euronews ticari birimleriyle işbirliği içinde çalışır.
Reklam
Sponsorlu içerik/Reklam', Euronews editoryal ekibi değil; reklam veren tarafından kontrol edilen içerikler için kullanılır. Bu içerik ticari birimlerce üretilmiş olup Euronews editoryal kadroları ve gazetecilerin dahli yoktur. Finanse eden ortak; konular, içerikler ve nihai onay için Euronews ticari birimleriyle işbirliği içinde çalışır.
Department of Tourism and Commerce Marketing Dubai

Emirates Başkanı Sir Clark: Krizden çıkış sadece etkin aşıyla mümkündü, nihayet o da başarıldı

Emirates Başkanı Sir Clark: Krizden çıkış sadece etkin aşıyla mümkündü, nihayet o da başarıldı
©  euronews   -   Credit: Dubai

Zorlu geçen bir yılın ardından 2021 ile alakalı iyimser bir görüntü ortaya koyan Emirates Havayolları Başkanı Sör Tim Clark, sorundan çıkışın tek yolunun etkili bir aşının hızlı bir şekilde üretilmesi olduğunu ve şu anda da onun başarıldığını vurguladı.

Clark, euronews'in The Interview programında James O'Hagan'ın konuğu oldu.

REKLAM

James O'Hagan, euronews: 30 yıldan uzun bir süredir şirketle birlikte olan Clark, Covid-19 pandemisi de dahil bir çok krizi atlattı. Dubai karantinadan ilk çıkan uçuş noktalarından biri oldu. Bunu nasıl başardınız?

Sör Tim Clark: Emirlikler dünyada Covid’le mücadele protokollerini sıkı bir şekilde hayata geçiren ilk ülkelerden biri hatta belki de ilki oldu. Sosyal mesafe, temas takibi ve maske kullanımına özen gösterildi. Bu sayede salgını bir çok ülkeden daha hızlı bir şekilde kontrol altına aldı.

Uçaklarda aldığımız hijyen ve sağlık önlemleri olsun, mürettebatın kişisel koruma ekipmanları olsun, yiyeceklerin servisi olsun, havalimanının hazırlığı olsun gerekli tüm protokolleri itinayla uyguladıktan sonra hizmet vermeye başlamanın vaktinin geldiği sonucuna ulaştık. Hükümet de bizimle paralel düşünüyormuş ve başladık.

İngiltere ve Birleşik Arap Emirlikleri arasında oluşturulan koridorun sağladığı avantajla taleple büyük bir artış gördük. Rezervasyonlarda aralık ortasından itibaren ciddi bir hızlanma yaşandı.

euronews: Geçtiğimiz yıl Emirates için oldukça zorlu geçti. 30 yıldan uzun bir süredir ilk defa zarar açıkladı. Ama 2021 ile ilgili iyimser bir görünüm çizdiniz ve tüm A380 filosunun operasyonel hale gelmesini beklediğini söylediniz. Bu iyimserliğin kaynağı nedir?

REKLAM

Clark: Açıkçası tıbbi araştırmacılar arasındaki, ilaç endüstrisindeki, hükümetlerdeki parlak zihinler sayesinde bu sorunu hızlı bir şekilde aşmanın yolunun yüksek derecede etkili ve hızlı aşı üretiminden geçtiğine inandım. Şu anda da bunun doğru olduğunu görüyoruz. Bu kadar hızlandırılmış bir süreci daha önce hiç görmedim ama işe yarıyor.

Bu nedenle biz de hazırlıklarımızı yapıyoruz ve artan talebe paralel olarak A380 filomuzu mümkün olan en kısa sürede aktif hale getirmek ve gelecek yıl bu zamanlarda hepsini uçurmak istiyoruz.

euronews: Qantas Tepe Yöneticisi Alan Joyce kısa bir süre önce uluslararası yolculara uçuş öncesi aşı zorunluluğu getirileceğini söyledi. Böyle bir kural koymak havayolu şirketlerinin elinde mi?

Clark: Sanırım kimin aşı olup kimin olmayacağı ile ilgili protokoller havacılık sektörü tarafından belirlenmeyecek. Bunu yolcuların gideceği ülkeler belirleyecek.

Yani seyahat edilecek ülke yöneticileri giriş izinleri, aşı uygulaması ve geçerlilik süresi gibi konulardaki protokollere karar verecek. Buna göre de uçuş öncesinde neler yapmanız gerektiğiyle ilgili bilgilendirileceksiniz. Bu konuda küresel bir standart olacağını düşünmüyorum. Elbette G20’nin bir araya gelip herkes tarafından uygulanacak bir protokol belirlemesini tercih ederim ama bunun olacağından şüpheliyim.

Sonuçta havayolu şirketleri de son altı ayda olduğu gibi bu düzenlemelere uyacak.

euronews: Peki bu sürekli değişen düzenlemelere nasıl adapte oluyorsunuz?

Clark: Açıkçası çok zor oldu. Yani bir uçak havalanana kadar her an her şey değişebiliyor ve bu tamamen bizim kontrolümüz dışında gelişiyor çünkü ülkeler özellikle temmuz, ağustos ve eylül aylarında 10 dakikada bir fikir değiştiriyorlardı.

euronews: Pandeminin daha ilk zamanlarında iş modelinizi hızla değiştirdiniz ve kargo çok daha önemli hale geldi. Bu durum hala devam ediyor mu yoksa yolcu uçuşları tekrar öne geçmeye başladı mı?

Clark: Hayır tam tersi kargo yükselmeye devam ediyor. Kargo talebi çok çok yüksek. Uzun mesafeli yolcu uçuşları neredeyse tamamen durdu. Emirates şu anda 777’lerinin 151 tanesini uçuruyor. Bunların bazıları tamamen kargo uçağı. Bir çoğu da yolcu uçağından kargo uçağına çevrilmiş durumda. Durumun bu hale geleceğini görür görmez oldukça erken bir zamanda böyle bir karar aldık. Çünkü küresel ekonomiye ne olursa olsun malların ticareti dolayısıyla nakliyesi devam ediyor.

REKLAM

Şu an 104’ten fazla noktaya uçuşu sürdüyoruz ki normal zamanda da bu sayı 142. Uçakların çoğu kargo ile dolu. Yüksek getirili kargo. Ayrıca bu uçuşlara yolcu da alabiliyoruz. Böylece ikisi birlikte operasyonlar tam olmasa da başarılı bir şekilde sürüyor.

euronews: Peki bu yıl Emirates için gelecekteki stratejiler ve sürdürülebilirlik anlamında bir durup düşünme fırsatı sundu mu?

Clark: Sektörün sürdürülebilirlik yönü ile alakalı sadece jet motor verimliliği ve kullanılan yakıt değil havaalanı ve şirketlerdeki iş süreçlerinin tamamının gözden geçirilmesi gerekiyor. Biz de bu konuyla ilgili ciddi değişimlerden geçtik. Karbon emisyonumuz da uzun bir süredir düşüş gösteriyor.

Bir çok açıdan bio-yakıtlar gelecekte kilit role sahip olacak. Bundaki sorun ise üretimdeki kısıtlılık. Açıkçası bir jet motorunun ihtiyacı olduğu yakıtı sağlamak için çok büyük bir alanda deniz ya da kara yosunu yetiştirmek gerekiyor. O yüzden sektörü ihtiyaç duyduğu kadar yakıt üretebilmek her zaman sorun olacak.

Emirates yılda 100 milyon varil petrol kullanıyor. Bu dünya genelinde bir günlük petrol üretimine denk. Yani o seviyelere gelmek oldukça zor. Peki bu ne anlama geliyor? Elektrikli motorlarla ilgili çok şeyler duyuyoruz. Bunun mümkün olacağını sanmıyorum. Kusura bakmayın, otomobil ya da başka bir çok şey için iyi olabilir. Ama 600 tonluk bir uçağı üzerinde 500 kişi varken saatte 900 kilometre hızla uçurmak bana pek olası gelmiyor.

euronews: Peki hidrojenle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Clark: Eğer bu kilidi çözecek bir şey varsa o hidrojen olabilir. Bunu otomotiv endüstrisinde görüyoruz ve hidrojenin mi yoksa elektriğin mi daha iyi olduğu tartışılıyor. Ama her ikisi de üretiliyor. Yani bu alanda bir ilerleme görmemiz mümkün.

euronews: Airbus 380’ler marka bilinirliğinizin önemli etmenlerinden biri. Ama bu uçaklar hem ekolojik açıdan hem de ekonomik olarak yeni üretilen çift motorlu 787’ler ya da A350’ler kadar verimli mi?

Clark: A380’ler her zaman en az çevreci uçak olarak tanımlanıyor. Eğer tanımlamayı maruz görürseniz havacılığın problem çocuğu deniyor. Ama yine de bir A380’e baktığınızda iki business class ve ekonomi sınıfıyla tek seferde 615 yolcu taşıyor. Örneğin Dubai Londra arasında 615 yolcu taşımak için bir 787’nin 2,3 tur yapması gerekir.

Bir çok açıdan uçuş sayısını ve bu uçuşlara sağlanması gereken yer hizmetlerini düşündüğünüzde A380’lerin karbon izinden daha yükseğe çıkabiliyor. O nedenle bir çok açıdan A380’ler daha iyi bir uçak diyebilirim.

Bununla birlikte koltuk başına karbon salınımını düşürmek için de çabalarımız devam ediyor.