Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na 'başörtüsü' için referandum çağrısı

euronews
euronews ©  Anadolu
© Anadolu
By euronews
Yayınlanma Tarihi Son güncelleme
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Türkiye gündemine ilişkin önemli gelişmeleri aktardığımız canlı blog sayfası.

REKLAM

Türkiye gündemine ilişkin önemli gelişmeleri aktardığımız canlı blog sayfası.

Canlı anlatım sona erdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Diyarbakır Cezaevi bugün itibarıyla müze oluyor

Toplu açılış töreni için Diyarbakır'a giden AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, burada yaptığı konuşmada Diyarbakır Cezaevi'nin, Adalet Bakanlığı'ndan alınıp Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredildiğini söyledi. Erdoğan "Diyarbakır Cezaevi'ni kültür merkezi yapma sözü vermiştim. Sözümüzü tuttuk. Diyarbakır Cezaevi müze oluyor" dedi.



Cumhurbaşkanı Erdoğan: Diyarbakır Cezaevi bugün itibarıyla Kültür ve Turizm Bakanlığımıza devredildi


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstasyon Meydanı'nda düzenlenen "Diyarbakır Çevre Yolu, TOKİ 1525 Konut, 17 İşyeri, 1 Camii ve Büyükşehir Yatırımları ile Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni"nde konuştu.


Diyarbakır'a 15 Ekim'de geleceğini ancak Amasra'da kömür madenindeki patlama nedeniyle programını ertelemek zorunda kaldığını söyleyen Erdoğan, "Bütün şehitlerin aileleri bize emanettir. O emanete de sonuna kadar sahip çıkacağız. Hiçbirinin mağduriyetine izin vermeyeceğiz. Başlatılan araştırma ve incelemelerin ardından olayda kusuru olanlar tespit edilirse onlarla ilgili de her türlü işlemi yapacağız." diye konuştu.


Erdoğan, konuşmasında 1980 Darbesi’nden sonra işkence ve ölümlerle gündeme gelen Diyarbakır Cezaevi’ne ilişkin de açıklamalarda bulundu. 


“Geçmişte nice acılara, zulümlere konu olan Diyarbakır Cezaevi binası artık hem hafıza, hem de farklı alanlarda faaliyet yürütme imkanı sağlayan bir eser olarak hizmet verecektir. Diyarbakır Cezaevi müze oluyor. Kütüphanesiyle, sanat, gösteri alanlarıyla artık bu cezaevi ortadan kalkıyor.” diyen Cumhurbaşkanı, "Bugün itibariyle Diyarbakır Cezaevi, Adalet Bakanlığımızdan Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilmiştir” ifadelerini kullandı.



Haberi paylaşın

Erdoğan'dan başörtüsü için 'referandum' çağrısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreni için bulunduğu Malatya'dan ana muhalefet partisi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na 'başörtüsü' konusunda seslenerek referandum çağrısı yaptı.


'Başörtüsü için ne teklif ettim? Anayasa değişikliği... İlk defa bugün açıklıyorum. Sıkıyorsa gel bu işi referanduma götürelim' diyen Erdoğan, "Parlamentoda çözülmüyorsa millete götürelim, kararı millet versin" şeklinde konuştu.



Başörtüsü konusunda Kılıçdaroğlu ne demişti?


CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından paylaştığı bir video mesajda "Halkımız birbirine düşürülmekten yorgun düştü. Kutuplaştırdılar, ayrıştırdılar, adeta düşmanlaştırdılar. Oysa devlet yaraları kapatacak ki millet olarak dünya ile rekabete odaklanalım. Bu yaralardan biri de başörtüsü mevzusu. Burada bizim de yanlışlarımız oldu geçmişte. Değişmeyi ve öğrenmeyi bildik. Şimdi bir sonraki aşamaya geçme zamanı...Konuyu devlet ciddiyeti ile çözme ve siyasetçilerin iki dudağı arasından çıkarma zamanı. Evrensel hukuk ilkeleri ile uyum içerisinde bir kanuni çerçeve oluşturduk. Kadınların giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkarıyoruz." diyerek bu konuda TBMM'ye yasa teklifi sunacaklarını dile getirmişti. 




Haberi paylaşın

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Binali Yıldırım'ı hastanede ziyaret etti


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan'da trafik kazası geçiren AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ile AK Parti İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım'ı, Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde ziyaret etti.

Erdoğan Dijital Medya Twitter hesabından yapılan paylaşımda, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti sırasında kaza geçiren AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ile AK Parti İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım'ı, Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde ziyaret etti." ifadesine yer verildi.


Paylaşımda ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, beraberinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile milletvekili Ayrım'a yaptığı ziyaretten fotoğraf yer aldı.


Haberi paylaşın

UEFA'dan Türkiye'ye 25 bin euro para cezası

 UEFA, A Milli Futbol Takımı'nın Lüksemburg ile oynadığı maçta sahaya atılan yabancı maddeler nedeniyle para cezası verdi.


Yapılan açıklamada, eylül ayında Başakşehir Fatih Terim Stadı'nda oynanan Türkiye-Lüksemburg maçında sahaya atılan yabancı maddeler nedeniyle ev sahibi ülkeye 25 bin euro para cezası verildiği kaydedildi.


Türkiye'ye verilen kısmi tribün kapama cezası ise iki yıl süreyle ertelendi.


A Milli Futbol Takımı, UEFA Uluslar C Ligi 1. Grup 5'inci maçında karşılaştığı Lüksemburg ile 3-3 berabere kalmıştı.


Haberi paylaşın

Aliyev, Bakü'de tedavi gören Binali Yıldırım'ı ziyaret etti 

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım'ı Bakü'de tedavi gördüğü hastanede ziyaret etti.



Azerbaycan Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Yıldırım'la bir süre sohbet eden Aliyev geçmiş olsun dileklerinde bulundu.

Aliyev ayrıca, Yıldırım'la birlikte kaza geçiren ve aynı hastanede tedavi gören AK Parti İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım ve koruma görevlisi Oğuzhan Demirci'yi de ziyaret ederek acil şifalar diledi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la Azerbaycan'a gelen Yıldırım ve Ayrım'ın içinde bulunduğu araç Cebrayıl'dan Zengilan'a giderken kaza geçirmişti.


Yıldırım ve Ayrım helikopterle Bakü'ye götürülerek tedavi altına alınmıştı.


Diğer yandan Binali Yıldırım'ı taşıyan ambulans uçağın İstanbul'a hareket ettiği bildirildi.


Haberi paylaşın

Çavuşoğlu'dan ABD'ye Suudi Arabistan tepkisi

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun petrol üretimini düşürme kararı sebebiyle ABD'nin Suudi Arabistan’a tepki göstermesine ilişkin, "Fiyatların düşmesini istiyorsanız madem piyasaya ürün sunacak ülkelerin üzerindeki ambargoları kaldırın. Sadece bir ülkeyi (Suudi Arabistan'ı) tehdit ederek bu sorunu çözemezsiniz." dedi.


"AK Parti 2023'e Doğru Şehir Buluşmaları" kapsamında Mersin'deki Suphi Öner Öğretmenevi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Çavuşoğlu,  ABD'nin, OPEC ve OPEC+ grubunun günlük petrol üretimini kasımdan itibaren azaltma kararına gösterdiği tepkiye ilişkin bir soruya cevap verdi.


Çavuşoğlu, "Biz her ne kadar şu anda hem petrol hem de doğal gaz konusunda sondaj çalışmalarımızı yoğunlaştırsak da Karadeniz'de gelecek sene inşallah sisteme bağlanacak doğal gazı bulsak da halen enerjide dışa bağımlı bir ülkeyiz. Dolayısıyla enerji fiyatlarındaki artış bizi de olumsuz etkiliyor." dedi.


Çavuşoğlu, enerji fiyatlarını etkileyen birçok etken olduğunu belirterek, "Tabii ki OPEC+ ülkelerinin petrol üretimi konusunda üretimi artırması ya da kısıtlaması da bir etkendir ama bugün enerji fiyatlarının esas artmasının sebebi Ukrayna'da yaşanan savaş ve artık enerjinin bir silah olarak kullanılmaya çalışılması. Sadece enerjiyi üreten ülkeler tarafından değil, enerji konusunda yaptırım uygulayan ülkeler de buna dahil." ifadelerini kullandı.


"Sadece bir ülkeyi (Suudi Arabistan'ı) tehdit ederek sorunu çözemezsiniz"


Bu durumdan herkesin etkilendiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Ama öyle veya böyle OPEC ülkelerinin aldığı bir karar. Bu, hoşunuza gidebilir, gitmeyebilir. Burası çok önemli değil ama bir ülkenin kalkıp da Suudi Arabistan'ı özellikle son zamanlarda tehdit ettiğini görüyoruz. Bu kabadayılık doğru değil. Eleştirebilirsiniz, hoşnut olmadığınızı söyleyebilirsiniz, biz de fiyatların artmasından çok hoşlanmıyoruz çünkü yansıyor bu ama bunu bir tehdit diline dönüştürmüyoruz ki. Piyasa şartlarında oluşuyor." şeklinde konuştu.


Çavuşoğlu, petrol fiyatlarında artış olduğunu ancak son dönemde bu artan fiyatlarda düşüş görüldüğünü de belirterek, şunları kaydetti:


"Ama bunu bu şekilde ABD'nin Suudi Arabistan veya başka bir ülke üzerinde baskı unsuru olarak kullanmasını doğru bulmuyoruz. Aynı şekilde bugün Venezuela'nın petrol ve doğal gazına tüm dünyanın ihtiyacı var. Daha yeni yeni Venezuela üzerindeki ambargoları esnetmeye başladılar. Diğer taraftan İran petrolü üzerinde de ambargo var. İran petrolünü bugün bizim özel şirketler de alamıyor. Rafinerilerimiz başka yerden alıyor. Neden? Yaptırım var. Kaldırın bu yaptırımları kardeşim fiyatların düşmesini istiyorsanız madem piyasaya ürün sunacak ülkelerin üzerindeki ambargoları kaldırın. Sadece bir ülkeyi (Suudi Arabistan'ı) tehdit ederek bu sorunu çözemezsiniz."


Haberi paylaşın

AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ile milletvekili Şamil Ayrım kaza yaptı


AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ve milletvekili Şamil Ayrım'ın içinde bulunduğu araç Azerbaycan'da kaza yaptı. Yıldırım ve Ayrım'ın durumlarının iyi olduğu bildirildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Azerbaycan programı kapsamında Karabağ’da bulunan AKP Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, trafik kazası geçirdi.   


Azerbaycan programı kapsamında Karabağ’da bulunan Binali Yıldırım’ı taşıyan araç Cebrayıl’den dönüşte virajı alamayarak kaza yaptı. Kaza nedeniyle hava yastıkları açılan araçtan çıkarılan Yıldırım, ambulansla olay yerinden ayrıldı.


Yıldırım’ın sağlık durumunun iyi olduğu ve Türkiye'ye dönüşü için helikopterle havalimanına götürüleceği aktarıldı.


Haberi paylaşın

TTB Başkanı Fincancı hakkında 'kimyasal silah' açıklamasının ardından soruşturma


Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında 'terör örgütü propagandası yapmak' ve 'Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama' suçlarından, soruşturma başlattı.

Başsavcılıktan yapılan açıklamada, "20.10.2022 tarihinde PKK/YPG silahlı terör örgütünün sözde yayın organına yaptığı açıklamalar nedeniyle Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2 maddesi kapsamında Terör Örgütü Propagandası Yapmak ve 5237 yılı Türk Ceza Kanununun 301/2. maddesi kapsamında Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçlarından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımzca soruşturma başlatılmıştır." denildi.


Haberi paylaşın

Erdoğan, Azerbaycan'ın Zengilan kentinde yeni yapılan havaalanının açılışına katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan'ın Zengilan şehrine gitti. Erdoğan'ın bulunduğu uçak, Türk firmalarının da katkılarıyla inşa edilen ikinci havalimanı olan Zengilan Uluslararası Havalimanı'na indi



Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından karşılanan Erdoğan, yapımı tamamlanan havalimanına inen ilk devlet başkanı oldu

Yeni havalimanının açılış kurdelesini kesen Erdoğan ve Aliyev'e havalimanının sembolik anahtarları takdim edildi.


İki lider, daha sonra havalimanı binasını gezdi, yetkililerden bilgi aldı.



Haberi paylaşın

Ahmet Eşref Fakıbaba, AK Parti'den istifa etti, İYİ Parti'ye geçiyor

AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, parti üyeliğinden ve milletvekilliğinden istifa ettiğini açıkladı. Fakıbaba, Twitter'dan yaptığı açıklamasında, "Siyasi ve ahlaki anlayışıma uygun olmayan bazı kişilerle bundan böyle beraber olmayacağım için mutluyum" dedi.


Açıklamada şu ifadelere yer verildi:


"2003'te üyesi olduğum AK Parti'de değişik makamlarda görev yapma fırsatı buldum. Bu fırsatı bana veren bütün büyüklerime ve Şanlıurfa halkına teşekkür ediyorum.


Bu 20 yıl içerisinde çok değerli arkadaşlarım oldu. Onlardan ayrıldığım için üzgünüm. Ancak siyasi ve ahlaki anlayışıma uygun olmayan bazı kişilerle bundan böyle beraber olmayacağım için de mutluyum.


AK Parti üyeliğinden ve AK Parti için bana oy veren hemşehrilerime saygısız olması diye milletvekilliğinden de istifa ediyorum. İnşallah adığım bu karar ülkem için hayırlara vesile olur." 


Fakıbaba'nın İYİ Parti'ye geçeceği belirtildi. Sözcü gazetesine konuşan Fakıbaba İYİ Parti'ye geçeceğini doğruladı.


Edinilen kulis bilgisine göre Fakıbaba'nın, Şanlıurfa'da uzun yıllardır adalet mücadelesi veren Şenyaşar ailesinin yaşadığı durum nedeniyle rahatsızlık duyduğu yönünde.


Öte yandan Mehmet Ali Çelebi’nin AK Parti’ye geçmesiyle RTÜK üyeliğinde değişen dengeler yeniden İYİ Parti lehine değişti.


Ahmet Eşref Fakıbaba’nın AK Parti’den ve milletvekilliğinden istifa etmesiyle avantaj İYİ Parti’ye geçti.


Haberi paylaşın

Eski tip sürücü belgelerini değiştirme süresi 2024 sonuna kadar uzatıldı


İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, eski tip sürücü belgelerinin değiştirilmesine ilişkin sürenin 31 Aralık 2024'e kadar uzatıldığını bildirdi.

Genel Müdürlüğün yazılı açıklamasında, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 1 Ocak 2016'da yürürlüğe giren geçici 10'uncu maddesi uyarınca değiştirilmesi zorunlu olan sürücü belgelerinin değiştirme işlemlerinin 5 yıl içerisinde tamamlanması gerektiği ve bu sürenin İçişleri Bakanlığınca uzatılabileceği belirtildi.


Türkiye ve dünyada 2020-2022'de salgın nedeniyle vatandaşların yeni tip sürücü belgeleri için müracaat edemedikleri ifade edilen açıklamada, nüfus müdürlüklerinde yoğunluğun azaltılması amacıyla 1 Ocak 2016'dan önce düzenlenen eski tip sürücü belgelerini değiştirme süresinin 31 Aralık 2022'den itibaren 2 yıl süreyle uzatıldığı bilgisi verildi.


Haberi paylaşın

Sağlık Bakanı Koca, yaralı maden işçilerinin son durumu hakkında bilgi verdi

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bartın'daki maden ocağı patlamasında yaralananlardan, aynı ilde tedavi gören 5 madencinin taburcu edildiğini, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ndeki 6 kişiden 2'sinin yoğun bakım ve entübasyondan çıktığını bildirdi.


Koca, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, maden ocağı patlamasında yaralananların durumuna ilişkin bilgi verdi.


Bakan Koca, "Bartın'da tedavi gören 5 madenci taburcu oldu. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ndeki 6 hastadan biri yoğun bakımdan servise alındı, durumu iyiye gidiyor. 1 hasta entübasyondan çıktı. Diğer 4 hastanın durumu stabil." bilgisini paylaştı.


Haberi paylaşın

RTÜK'ten Tele1'e 3 gün yayın durdurma cezası


Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Tele1 yayınlarını 3 gün süreyle durdurdu.

RTÜK'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Üst Kurul, haftalık olağan toplantısında Tele1 hakkında hazırlanan izleme raporunu görüştü.


Üst Kurul, Enver Aysever'in sunduğu "Ayrıntılar" programının incelendiği toplantıda, yayın konuğu olan Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil'in Diyanet İşleri Başkanlığına yönelik sözlerini değerlendirdi.


Söz konusu yayın nedeniyle Tele1'in, 6112 Sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Yayın hizmetler, ırk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz" hükmünü ihlal ettiği kanaatine varan RTÜK, yayıncı kuruluşa 3 gün yayın durdurma ve idari para cezası verilmesine karar verdi.


Karar, yasa gereği Tele1 hakkında 1 yıl içinde daha önce aynı ceza bendinden verilen başka bir yaptırım üzerine alındı.


Tele1'in bu karardan sonra 1 yıl içinde aynı ihlali tekrarlaması durumunda RTÜK, yayıncı kuruluşun lisansını iptal edebilecek.


Haberi paylaşın

Erdoğan: Maden faciasında ihmali olan kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bartın'daki maden faciasında ihmali olan kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak. Maden kazası devletin tüm kurumları tarafından takip edilecek, hiçbir meselenin karanlıkta, hiçbir ihmalin cezasız kalmaması temin edilecek." dedi.


Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'na katılarak bir konuşma yaptı.


Erdoğan, "Ülkemizin çıkarını, milletimizin her türlü değerini, insanımızın her türlü mahremini hedef alan yalan ve iftira kampanyaları da terör saldırısıdır." diye konuştu. 


"Seçimde çık karşıma"


Bu arada Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na "Madem kendine güveniyorsun, seçimde çık karşıma" çağrısında bulundu.


Erdoğan, TÜRKEN Vakfı binasına ilişkin iddiaları için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na dava açacağını bildirdi.


Çelebi'ye çocuk tavsiyesi


CHP ve Memleket partisinden ayrıldıktan sonra AK parti saflarına katılan Mehmet Ali Çelebi'ye rozetini Erdoğan taktı. Erdoğan, rozeti taktıktan sonra Çelebi'nin eşini de yanlarına çağırıp çocuk tavsiyesinde bulundu. Çelebi çiftinin bir çocukları olduğunu öğrenen Erdoğan, "Olmaz ya bu işte kariyer çocuk doğurmak. Sayıları artırmak lazım." dedi. Erdoğan, Çelebi çiftinin yaşını sorduktan sonra "Allah'tan isteyelim, devam. Çocuk çok önemli. Bak PKK'nın 5 tane 10 tane 15 tane var." ifadelerini kullandı. 



Haberi paylaşın

Akşener,  Meclis grup toplantısına madenci baretiyle katıldı


İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısına katılarak konuşma yaptı. Akşener, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağındaki patlamada yaşamını yitiren işçilerin anısına, kürsüye baret takarak çıktı.
Maden faciasında 'ihmali olanları' sert dille eleştiren Akşener, "Birçok maden faciasında olduğu gibi Amasra'daki felaket de geliyorum demiş. Sayıştay uyarmış, raporuna yazmış, müfettişler defalarca uyarmış, ceza kesmiş. Ocakta çalışan maden işçileri bile uyarmış ama sayın Erdoğan'ın atadığı yetkililer kıllarını kıpırdatmamışlar. Göz göre göre gelen felaketi izlemişler" diye konuştu. 
Akşener, "Bu kadar uyarıya rağmen tedbir almazsanız; ölüme bile bile lades derseniz yaşanan felaketin adı cinayet olur, katliam olur" dedi. 

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağındaki patlamada 41 maden işçisi hayatını kaybetmişti.


Haberi paylaşın

Lübnan tezkeresi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi

Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) kapsamında Lübnan'da bulunan Türk askerinin görev süresinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan tezkerede, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 11 Ağustos 2006'da kabul ettiği 1701 sayılı karar ve TBMM'nin 5 Eylül 2006 tarihli kararıyla 1 yıl için verdiği izin kapsamında, Türkiye'nin, Lübnan'da konuşlu UNIFIL'e Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarıyla katkı sağladığı, iznin süresinin son olarak 31 Ekim 2021'den itibaren 1 yıl uzatıldığı hatırlatıldı.


Türkiye'nin, UNIFIL'e yaptığı katkılarla barışı koruma harekatının etkin biçimde icrasında önemli bir işlev üstlendiği belirtilen tezkerede, "Türkiye'nin katkısı gerek BM sistemi içinde gerek bölgesel ve küresel ölçekte gerekse kapsamlı sivil-asker iş birliği faaliyetleri vasıtasıyla Lübnan toplumunun her kesimi nezdinde görünürlüğünün artmasına, ayrıca barış ve istikrarın korunmasına yönelik politikasının sürdürülmesine hizmet etti. Bu itibarla UNIFIL'e katkımızın sürdürülmesinin önem arz ettiği değerlendiriliyor." ifadelerine yer verildi.


UNIFIL'in görev süresinin BMGK tarafından 31 Ağustos 2023'e kadar uzatıldığı hatırlatılan tezkerede, bu kapsamda Lübnan ile ikili ilişkiler ve bölgedeki güvenlik şartları da göz önünde tutularak hudut, şümul ve miktarı Cumhurbaşkanınca belirlenecek TSK unsurlarının, BMGK ve TBMM kararıyla, tespit edilen ilkeler kapsamında, 31 Ekim 2022'den itibaren 1 yıl daha UNIFIL'e iştirak etmesi için gereğinin yapılması istendi.


Haberi paylaşın

İki Türk askerinin yakılarak öldürülmesinde infaz emri veren 'IŞİD kadısına' 3 müebbet


Suriye'de biri asker 2 Türk'ün yakılarak öldürülmesinde infaz emrini verdiği iddiasıyla yargılanan IŞİD'in kadısı, 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya sanık Jamal Abdul Rahman Alwi, tutuklu bulunduğu cezaevinden katıldı.


Tanık A.C, sanığın Suriye'de çok meşhur olduğunu ifade ederek, IŞİD'e katıldığını ve kadı olarak görev yaptığını belirtti.


Sanıkla aynı cezaevinde kaldıklarını aktaran A.C, "2 askerle ilgili bizzat hükmü verdiğini kendisi anlattı. Kendisini cezaevinden önce de tanıyordum. Kendisi de 3 oğlu da IŞİD'teydi" dedi.


Sanık, tanığın Beşar Esad'ın casusu olduğunu ve söylediklerinin yalan olduğunu öne sürdü.


Söz alan tanık A.C, sanığın IŞİD'in emirine çok yakın biri olduğunu, zaman zaman herkesin kafir olduğunu ve öldürmek istediği yönünde ifadelerde bulunduğunu kaydetti.


Duruşma savcısı sanığın cezalandırılmasını talep etti.


Son sözü sorulan sanık, tanığın yalan söylediğini öne sürerek, suçlamaların hiçbirini kabul etmediğini söyledi.


Mahkeme Başkanı Yunus Emre Oral, müzakerenin ardından kararı açıkladı.


"Anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezası verilen sanık, iki kişiyi öldürmek suçundan da 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.


Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca 2016'da Suriye'de biri asker 2 Türk'ün şehit edilmesi olayına ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan IŞİD'in kadısı ve 2 Türk vatandaşının ölüm emrini verdiği iddia edilen sanık Jamal Abdul Rahman Alwi hakkında hazırlanan iddianamede, şüphelinin 2013-2016 yılları arasında IŞİD silahlı terör örgütü içerisinde yer aldığı, örgüt içerisinde başta Azez ve Bab bölgeleri olmak üzere Suriye'de IŞİD işgalinde bulunan bölgelerde yürütülen yargılama faaliyetlerinde ve sözde şer'i mahkemelerde sözde kadılık/savcılık görevini ifa ettiği, infaz kararları verdiği, bu kapsamda 2 Türk vatandaşı olmak üzere kişilerin hayatlarını kaybettikleri eylemlerin fermanını verdiği belirtilmişti.


Haberi paylaşın

CHP, Dezenformasyon Yasası'nın 29. maddesinin iptali istemiyle AYM'ye başvurdu


 CHP, kamuoyunda 'sansür yasası' olarak nitelenen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la Türk Ceza Kanunu'na (TCK) eklenen ve "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma"ya hapis cezası öngören 29. maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesine (AYM) başvurdu.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un, “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu işleyenlere 1-3 yıl hapis cezası verilmesini düzenleyen 29’uncu maddesinin yürürlüğünün durdurulması için bugün Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuru dilekçesinin teslimi etmesinin ardından Anayasa Mahkemesi önünde açıklama yapan Altay şu ifadeleri kullandı:


"Bu bir Stalin yasasıdır. Bu yasa muhalefeti, medyayı, basını, sosyal medyayı susturmaktır. Kendi yalanlarını gerçek gibi sunmak, gerçekleri yalan diye nitelemek yasasıdır ve kabulü mümkün değildir. Yüksek mahkemenin kararı var. 153'e ve kararın bağlayıcılığına aykırı. 29. madde ile ilgili başvuruyu bekletmeksizin yürürlüğün durması bakımından bir an önce ele alınmasını yüce mahkemeden talep ediyorum. Bu kanun, Türkiye'de demokrasiyi tahrip etmekle kalmaz, Türkiye'yi dünya milletler ailesi içinde demokrasi liginden düşürmez, kategori dışında tutar.


29.madde artık yürürlükte. Bir savcı vatandaşın bir sözü üzerinden bu yasaya göre insanları kodese atabilir. Yürütmenin durdurulması noktasına bir an önce talebimizin acilen gündeme alınmasını, demokrasimizin daha çok tahribat almaması için talep ettik."



Haberi paylaşın

Kalın, Türkiye'nin Rusya’dan gaz ödemelerini 2024’e kadar ertelemesini istediği haberini doğruladı

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye'nin Rusya'ya yapacağı doğal gaz ödemelerini 2024'e ertelenmesi istediği yolunda çıkan haberi doğruladı. Kalın bu konuda görüşmelerin sürdüğünü söyledi.


A Haber canlı yayınında soruları yanıtlayan Kalın, Amasra maden faciası, Yunanistan ile ilişkiler ve Tahıl koridoru hakkında açıklama yaptı. 


Tahıl koridoru anlaşmasının süreli olduğunu hatırlatan Kalın, "3, 6 ay ya da 1 yıl uzatılması yönünde Sayın Cumhurbaşkanı'mız Sayın Putin'e bu yönde gerekli telkinlerde bulundu. Biz olumlu bir hava edindik. Ama net bir cevap henüz vermedi Ruslar" dedi. 


Putin'in 'Türkiye'yi doğal gaz dağıtım merkezi yapabiliriz' açıklamasını değerlnediren Kalın, "Bu, Türkiye için orta, uzun vadede muazzam bir stratejik kazanım olacaktır. Türkiye'yi muazzam bir enerji dağıtım Hub'ı, ülkesi haline getirecektir. Dahası eğer inşallah ileride Karadeniz'de, Akdeniz'de biz kendi doğal gaz rezervlerimizi bulursak bu altyapı, Türkiye'yi enerji liginde başka bir düzeye taşıyacaktır" ifadelerini kullandı.


Ödemelerin 2024'e ertelenmesi


BOTAŞ'ın Rusya'ya yapacağı doğal gaz ödemelerinin 2024'e erteleneceği yorumlarının sorulmasına karşılık Kalın, bu konuda da görüşmeler yapıldığını söyledi. Türkiye'nin enerji noktasında bir sıkıntısının bulunmadığını kaydeden Kalın, ülkenin her türlü enerji ihtiyacının karşılanması için gerekli tüm tedbirlerin alındığını, tedarik ve ödeme noktasında sıkıntı olmadığını kaydetti.


Haberi paylaşın

Enerji Bakanı Dönmez: Amasra madeninde ağustos ayında yapılan denetimde aykırı bir durum tespit edilmedi


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğünün 21-27 Ağustos tarihleri arasında yer altı uzmanları tarafından gerçekleştirilen denetiminde teknik ve idari düzenlemelere aykırı bir husus tespit edilmediğini söyledi.

Dönmez, TBMM Genel Kurulunda, Amasra'daki maden kazası konusunda yaptığı bilgilendirmede, "Yılda ortalama 8 bin denetim gerçekleştiren Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yer altı kömür ocakları yılda en az 4 kez denetlenmektedir. Bu kapsamda TTK Amasra Müessesesinin de bu yıl yapılan dördüncü yani son denetimi, 21-27 Ağustos tarihleri arasında yer altı uzmanları tarafından yerinde gerçekleştirildi. Bu denetimlerde teknik ve idari düzenlemelere aykırı bir husus tespit edilmemiştir." diye konuştu.


İşletmenin eylül ayı içerisinde TTK İş Sağlığı Güvenliği ve Eğitim Daire Başkanlığı teknik elemanları ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının iş müfettişlerince de denetlendiğini anlatan Dönmez, olayın meydana geldiği ilk andan itibaren Bartın Cumhuriyet Başsavcılığınca adli soruşturma başlatıldığını hatırlattı.


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından ayrıca idari teknik soruşturma ve denetimler başlatıldığını kaydeden Dönmez, olayın tüm boyutlarıyla açıklığa kavuşması için gerekli her türlü desteği ilgili denetim birimlerine vereceklerini bildirdi.


"Yer altı açıklıklarında hayat hattı tesis edildi"


Kamuoyunda gündeme getirilen Sayıştay raporlarına dikkati çeken Dönmez, şöyle devam etti:


"2017 ve 2019 yılları Sayıştay raporlarında yer alan 'solunabilir ve patlayabilir tozla mücadele' başlığı altındaki hususların dikkate alınmadığı iddiası ortaya atılmıştır. Bu iddiaya ilişkin ölçümler ve kontroller tam yapılmakta ve mevzuatta belirtildiği seviyede tutulmaktadır. İkinci olarak; Soma ve Ermenek kazalarından sonra mevzuattaki düzenlemelere istinaden TTK'da iyileşmeler yapılmadığına dair iddialar atıldı. Tüm müesseselerde bulunan toplam 200 kilometrelik bu yeraltı açıklıklarında hayat hattı tesis edildi. Yeraltı ferdi kurtarıcı maske değişim istasyonları kuruldu. Tüm iş süreçleri için risk değerlendirme yükümlülüğü getirilmiş, bu husus kurum tarafından titizlikle takip edilmiştir. Yer altında metan, oksijen, karbonmonoksit, hidrojensülfür, sıcaklık ve hava hızını ölçen sensörlerin bulunması zorunluluğu yerine getirilmiştir. Bağımsız çalışan her ekipte en az 1 adet seyyar gaz ölçüm cihazı bulunmaktadır. Ayrıca konveyör haberleşme ve acil ikaz sistemi, tahlisiye cihazı, el tipi sıcaklık ve basınç ölçer, çoklu gaz analiz seti, merkezi gaz izleme sistemi, exproof kamera, ana nefeslik aspiratör modernizasyonu, kişisel oksijen maskeleri, antistatik iş elbiseleri, basınç teneffüs istasyonları, otomatik yangın söndürme sistemleri, tali havalandırma pervaneleri gibi burada daha sayamayacağım 50 kalemde gerek bireysel gerekse de sahaya yönelik iyileştirmeler yapıldı. Yer altındaki bütün çalışma alanlarının hava giriş ve çıkışını kontrol etmek ve ölçmek amacıyla 6'lı sensörler tesis edilmiştir. Bu sensörler her müessesemizde bulunan merkezi gaz izleme birimlerinden takip edilmektedir."


Çalışan ekiplerin her birisinin elinde gaz dedektörleri olduğunu, ayrıca çalıştığı ortamlarda sabit tesis edilmiş dedektörlerin de olduğunu açıklayan Dönmez, bunların ışıklı ve sesli uyarı yaptığını dile getirdi.


Fatih Dönmez, bir sinyal hattıyla, işletmenin üstünde, merkezi gaz izleme sistemi kurulduğunu, sürekli operatörler ve süpervizörlerin bu durumu izlediğini vurgulayarak, verilerden herhangi birisinde uyuşmazlık olması halinde de birbirinden teyit ettiklerini aktardı.


Haberi paylaşın

Gülen yapılanmasına yönelik operasyon: 704 kişi için gözaltı kararı

Türkiye'de Gülen yapılanmasına yönelik 704 kişi için verilen gözaltı kararı sonrası 59 ilde yapılan Gazi Turgut Aslan Operasyonu'nda 543 şüphelinin gözaltına alındığı açıklandı. 


İçişleri Bakanı Soylu, Bakanlığın Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi'nde (GAMER) operasyon hakkında açıklamalarda bulundu.


Bakan Soylu, 8 ay süren titiz çalışmalar sonucunda sabah saatlerinde başlatılan operasyonun, güncel yapılanma, yeni eleman temini ve finans kaynaklarının deşifresine yönelik Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM), Terörle Mücadele (TEM), Siber Suçlarla Mücadele daire başkanlıkları ve İstihbarat Başkanlığı ile Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığının (MASAK) koordinasyonu içerisinde yürütüldüğünü kaydetti.


Bu operasyonun, "şafak operasyonu" olmadığının altını çizen Soylu, "Örgütün yurt dışına firar etmiş üst düzey mahrem sorumluları tarafından verilen talimatlar doğrultusunda, örgütten kopmaları engelleme, örgütü canlı tutma, mahrem birimlerin ve finansal faaliyetlerin yeniden yapılandırılması ve faaliyetlerin örgütün yurt içindeki üyeleri tarafından uygulanmasına devam edilmesi konusundaki tespitler üzerine gerçekleştirilen bir operasyondur. FETÖ terör örgütünün güncel yapılanmasında görev alan ve örgütsel talimatlara harfiyen uyan örgüt mensuplarına düzenli ve sistematik olarak para transferinde bulunulduğu anlaşılmıştır." bilgisini paylaştı.


Para transferlerinin kargo ve bankamatikler üzerinden gerçekleştirildiğinin belirlendiğini söyleyen Soylu, "Yaklaşık 8 ay boyunca gerek kargo gerek bankamatik üzerinden ve birbirlerini tanımayan insanlar üzerinden gerçekleştirilen bu para transferi tamamen yurt dışı kaynaklıdır." dedi.


Bakan Soylu, "Deşifre edilen finans aktarım yöntemleri arasında kartsız işlem, kargo içerisine gizleyerek ve fiziki buluşmayla bu sağlandı. Bu operasyon çerçevesinde 704 gözaltı talimatı alındı ve şu ana kadar da 543 kişinin gözaltısı gerçekleştirildi." diye konuştu.


Operasyonun, 81 il Cumhuriyet Başsavcılığının verdiği izinle 59 ilde eş zamanlı olarak icra edildiğini belirten Soylu, operasyonla ilgili diğer ayrıntıların Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından paylaşılacağını ifade etti.



Haberi paylaşın

Kapadokya'da sıcak hava balonunun sert iniş yapması sonucu 2 kişi öldü, 3 kişi yaralandı


Nevşehir'de sıcak hava balonunun sert iniş yapması sonucu 2 kişi öldü, 3 kişi yaralandı.

Avanos ilçesinde turistlere yönelik tur için Zelve Ören Yeri mevkisinden sabah saatlerinde havalanan sıcak hava balonlarından biri, Kavak beldesi Killik bölgesinde iniş için alçaldı. Bu sırada etkili olan rüzgar nedeniyle balon sert iniş yaptı.


Balonun sepetindeki yolculardan İspanya uyruklu 2 turist hayatını kaybetti, yaralanan aynı uyruklu 3 turist hastaneye kaldırıldı.


Nevşehir Valiliğinden olaya ilişkin yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:


"İlimiz Avanos ilçesi Zelve Ören Yeri mevkisinden bu sabah 07.25’te havalanan özel bir şirkete ait TC-BBR tescil numaralı sıcak hava balonu, merkeze bağlı Kavak beldesi Killik bölgesinde saat 08.50'de beklenmedik rüzgar artışı nedeniyle sert iniş yapmıştır. Kazanın ardından tüm ekiplerimiz olay yerine sevk edilmiştir. İniş esnasında balonda bulunan toplam 28 yolcu ve 2 mürettebattan İspanyol uyruklu 2 yolcu hayatını kaybederken İspanyol uyruklu 3 yolcu ise yaralanmıştır. Yaralıların tedavileri ilimizdeki çeşitli hastanelerde devam etmekte olup hayati tehlikeleri bulunmamaktadır. İlk belirlemelere göre olayın beklenmedik rüzgar artışından kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Kaza ile ilgili olarak adli ve idari soruşturma başlatılmıştır."


Haberi paylaşın

Bahçeli: Amasra’yı konuşuyorken Soma felaketini hatırlatmak maksatlıdır, hastalıklı bir yaklaşımdır


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 41 işçinin yaşamını yitirdiği Bartın'daki maden patlamasıyla ilgili olarak, "Amasra'yı konuşurken Soma felaketini hatırlatmak maksatlıdır, hastalıklı bir yaklaşımdır" dedi.
Bahçeli, maden ocağındaki riskleri ortaya koyan 2017 ve 2019 tarihli Sayıştay raporlarını 'servis edenlerin de araştırılmasını' istedi.

Partisinin grup toplantısında gündemi değerlendiren MHP lideri Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkan bazı başlıklar şöyle:


  • "41 madencimiz bu elim patlamada son nefesini vermiştir. Yaralı halde kurtarılan madencilerimizin tedavisi devam etmektedir.  Üzüntümüz tarifsiz ve tanımsızdır." 
  • "Malum patlamaya yol açan kusur, ihmal değerlendirilecek ne varsa mutlaka gün yüzüne çıkarılacaktır. Bu konunun biz de sonuna kadar takipçisi olacağız. Ancak maden ocağındaki patlamayı bahane ederek felakete siyasi içerik katmak için el ovuşturan kim ya da kimler varsa bize göre samimi değildir."
  • "Amasra’yı konuşuyorken Soma felaketini hatırlatmak maksatlıdır, hastalıklı bir yaklaşımdır."
  • "Henüz işçilerimiz toprak altından çıkarılmamışken Sayıştay’ın 2017 ve 2019 raporlarında söz konusu maden ocağıyla ilgili bölümleri birdenbire servis edip suçlu ve sorumlu arayışına girenlerin önü arkası iyice araştırılmalıdır."
  • "Belirli bir süreyle denetim görevini yapan denetçiler her şeyi biliyor görüyor da bir tek söz konusu müessese müdürlüğünün işçi, memur, mühendisleri mi ne tedbir alacaklarını bilmiyorlar?"
  • "Türkiye’yi yabancı ülkelerde şikayet etmek, jurnalcilik yapmak, yabancıların karşısında el pençe divan durmak şerefli bir tavır değildir. New York’un en işlek caddesine çıkmak, ergenler gibi video çekmek, bu suretle Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı’na kara çalmaya teşebbüs etmek adamlık değildir, siyaset değildir, mertlik hiç değildir. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu dersini tarihten değil, Türkiye düşmanlarından aldığını açık seçik gözler önüne sermiştir.

  


Haberi paylaşın

Usta spiker Bülent Özveren hayatını kaybetti


Bir süredir yoğun bakımda tedavi gören Özveren'in vefatını eşi Sebla Özveren Twitter üzerinden yaptığı, "Çok üzgünüm. Bülent’i kaybettik. Başımız sağ olsun." sözleriyle duyurdu.

TRT'de uzun yıllar çalışan ve 1975-2012'de Eurovision Şarkı Yarışması'nın Türkçe sunuculuğunu üstlenen Özveren, 1943'te İstanbul’da dünyaya geldi. Sultanahmet İlkokulunun ardından, Saint Benoît Fransız Lisesi ile Galatasaray Lisesine devam eden Özveren, İstanbul Üniversitesi, Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu.


Özveren, TRT'nin 1964'te açtığı ilk prodüktörlük sınavında başarılı olarak, TRT İstanbul Radyosu’nda 1965'te göreve başladı. TRT İzmir televizyonunun 1971'deki deneme yayınlarında ilk canlı TV yayınlarını gerçekleştiren usta spiker, 1972'de TRT Haber Dairesinin açtığı spor spikerliği sınavını kazanarak diplomalı spor spikeri oldu.


Özveren, 1970'te, Sebla Özkantarcı ile evlendi.


Bülent Özveren, 1975'te bir öneriyle TRT’nin Eurovision Şarkı Yarışması'na ilk kez katılmasını sağladı. 2012'ye kadar yarışmanın sunuculuğunu üstlendi.


TRT'de 1982'de yayınlanan Riziko adlı programın sunuculuğunu yapan Özveren, aynı yıl TRT'den istifa etti ve Gelişim Yayınlarında editörlük yaptı.


Usta spiker, 1986-1998 arasında TRT'de dış yapımcı olarak, canlı yayınlanan yarışma programlarını hazırladı, 1999'da emekli olana kadar sunuculuğunu üstlendi.


TÜRVAK'ta spiker-sunucu bölüm başkanı olarak çalışan Özveren, İstanbul ve Bursa'da çeşitli kurslarda öğretmenlik yaptı.



Haberi paylaşın

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'ndan Yunanistan'ın mülteci açıklamasına tepki

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan'ın "Türkiye'nin mültecilere kötü muamele yaptığı" yönündeki açıklamalarına tepki göstererek "Yunanistan gibi en haksız durumda bile haklı görünmeye çalışmak için gerçekten utanmaz ve aymaz olmak gerekiyor." dedi.


Çavuşoğlu, Dolmabahçe Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisi'nde gerçekleştirilen TDT Dışişleri Bakanları Konseyi Olağanüstü Toplantısı'nın ardından basın mensuplarına konuştu.


Yunanistan Göç ve İltica Bakanı Notis Mitarakis'in, Twitter'dan Türkiye'ye ilişkin yaptığı paylaşımın sorulması üzerine Çavuşoğlu, "Yunanistan gibi en haksız durumda bile haklı görünmeye çalışmak için gerçekten utanmaz ve aymaz olmak gerekiyor. Zaten bunu ancak Yunanistan başarır. Tabii Güney Kıbrıs Rum kesiminin de hakkını yememek lazım. Onlar da bu konuda az değiller." dedi.


Çavuşoğlu, "Yunanistan ve onun destekçisi Frontex'in karnesi ortada. Tüm uluslararası kuruluşlar, Uluslararası Göç Örgütü, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, sivil toplum örgütleri ve basın, Frontex'in desteğiyle bu göçmenlere, mültecilere yönelik bu insanlık dışı muamelesini mercek altına aldılar." ifadelerini kullandı.


"Yunanistan'ın bu suçu arttıkça Türkiye'ye iftira atmaya yeltenmesi de doğaldır"

Son bir hafta içinde 4 göçmenin cesedinin Ege'den çıkarıldığını kaydeden Çavuşoğlu, bunların hepsinin Yunanistan'ın botları şişlemesi ve insanları denizin ortasında ölüme terk etmesiyle gerçekleştiğini dile getirdi.


Çavuşoğlu, diğer taraftan Türkiye-Yunanistan sınırında insanların çırılçıplak nasıl öldüğünü gördüklerini belirterek şöyle devam etti:


"Çünkü Yunanistan bunları geri iterken üzerindeki her şeye el koyuyor, bir daha gelmesinler diye. Sadece kimlik ve diğer üzerindeki belgeler değil, kıyafetlerine bile el koyuyorlar. Dolayısıyla bu uluslararası hukuk ihlali bakımından karnesi çok kabarık olan Yunanistan'ın bu suçu arttıkça Türkiye'ye iftira atmaya yeltenmesi de doğaldır."


"Dolayısıyla Yunanistan'ın, yalancının mumu yatsıya kadar yanar"

Öte yandan buna inanmak isteyen, Yunanistan'ın her dediğini kabul etmek isteyen Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin de olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, bunların Yunanistan'ı cesaretlendirdiğini kaydetti.


Çavuşoğlu, mülteci sorununun tüm dünyanın sorunu olduğunu, Kovid-19 salgını öncesi 70-80 milyon olan ülkesini terk etmiş kişi sayısının, 100 milyonu geçtiğini ve bunun Türkiye için de kolay bir durum olmadığını söyledi.


Mülteci sorununun insani ve toplumsal bir konu olduğunu ancak son zamanlarda bazı siyasiler tarafından suistimal edilerek siyasi bir sorun haline getirildiğine işaret eden Çavuşoğlu, "Ama biz insani açıdan bakmayı hiçbir zaman unutmadık, ihmal etmedik. İnsana yaraşır bir şekilde, geri gidecekse de onurlu bir şekilde olması lazım ki 520 binden fazla Suriyelinin Suriye'ye dönmesi de gönüllü ve onurlu bir şekilde gerçekleştirilmiştir." dedi.


Bakan Çavuşoğlu ayrıca Afganistan ve Pakistan'dan gelen göçmenlerin de aynı anlayışla o ülkelerle iş birliği yapılarak geri gönderildiğini belirterek "Dolayısıyla Yunanistan'ın, yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Yatsıyı bile beklemedi, yalanları ortaya çıktı." değerlendirmesini yaptı.


Haberi paylaşın

Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Muhterem İnce için yemin töreni düzenlendi

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, "Anayasa yargısının varlık nedeninin, Anayasanın üstünlüğünü ve temel hakları korumak olduğu dikkate alındığında, hak eksenli yaklaşımın korunmasının ve sürdürülmesinin ülkemizin ve milletimizin menfaatine olduğu izahtan her türlü varestedir." dedi.


Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Muhterem İnce için Anayasa Mahkemesi Konferans Salonu'nda yemin töreni düzenlendi.


Yargı bağımsızlığının hakimlere tanınan bir ayrıcalık olmadığına işaret eden Zühtü Arslan, şöyle devam etti:


"Anayasayla sağlanan bu teminatın amacı, adaletin dolaylı/dolaysız her türlü etki, baskı, yönlendirme ve kuşkudan uzak şekilde dağıtılacağı yolundaki güven ve inancı yerleştirmektir. Gerçekten de yargıya yönelik güven ve inancın sarsılması, bir demokratik hukuk devletinin başına gelebilecek en büyük felaketlerden biridir. Bu nedenle hukukun üstünlüğü anlayışı, yargının bağımsızlığına halel getirecek, tarafsızlığı konusunda toplumu şüpheye düşürecek her türlü tavır ve davranıştan kaçınmayı gerektirmektedir. Diğer yandan yargı bağımsızlığı, anayasal kimliği oluşturan ilkelerin başında gelen kuvvetler ayrılığının da bir gereğidir. Yargının ve yargıcın bağımsız olmadığı yerde kuvvetler ayrılığından, kuvvetler ayrılığının olmadığı yerde de temel hak ve özgürlükleri koruyan bir anayasanın varlığından söz etmek oldukça zordur. Zira anayasaların temel işlevi, kamu gücünün tek elde toplanmasını önlemek ve hukukun üstünlüğünü sağlamak suretiyle temel hak ve özgürlükleri güvence altına almaktır."


Haberi paylaşın

Başbağlar Katliamı ile ilgili 20'si firari 21 sanığın yargılanmasına başlandı


Erzincan'ın Kemaliye ilçesinde 29 yıl önce 33 sivilin PKK tarafından öldürüldüğü Başbağlar Katliamı'na ilişkin 20'si firari 21 sanığın yargılanmasına başlandı.

Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Başbağlar Köyü Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya, Başbağlar köyü muhtarı Ali Akarpınar, katliamın tanıkları ve mağdurlar ile avukatları hazır bulundu. Adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanan sanık S.T, İstanbul Adliyesinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi aracılığıyla duruşmaya katıldı.


Adliye çevresinde polisin geniş güvenlik önlemi aldığı duruşmada, mahkeme başkanı, kimlik tespitinin ardından iddianameyi okuyup sanıktan "devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını, devlet idaresinden ayırmaya çalışmak" suçundan dava açıldığını hatırlatarak savunmasını istedi.


Sanık S.T. ise suçlamaları kabul etmediğini ve Başbağlar'daki saldırıya katılmadığını belirtti.


AK Parti Erzincan Milletvekili Burhan Çakır, Kemaliye Belediye Başkanı Mehmet Karaman, AK Parti İl Başkanı Mehmet Cavit Şireci ve AK Parti Merkez İlçe Başkanı Ferhat Bulut'un izlediği duruşma, mağdurların beyanlarının alınmasıyla sürüyor.


İddianame


Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, Başbağlar köyünde 5 Temmuz 1993'te PKK'lılarca 33 sivilin şehit edilmesiyle ilgili terör örgütü PKK/KCK üyesi oldukları ve katliamda sorumluluğu bulunduğu tespit edilen A.Ç, A.T, C.Ş, D.K, D.S, E.M, E.K, F.Y, H.S, H.A, H.Y, İ.H.A, İ.T.Y, M.İ, M.D, M.A, N.Ö, S.Ö, S.T, Ş.Ö. ve Ü.B. hakkında "devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını, devlet idaresinden ayırmaya çalışmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle 4 Ağustos 2022'de dava açıldı.


Başbağlar köyünde PKK'lı teröristlerce düzenlenen saldırıda kullanılan silahların kriminal incelemesiyle ilgili bilgiler ve tanık ifadelerinin yer verildiği iddianamede, daha önce birçok farklı eylemlere katılmış terörü örgütü mensuplarının da ifadeleri yer alıyor.


Soruşturma aşamasında 20 sanık hakkında yakalama kararı çıkarılmış, 1 sanık ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.


Başbağlar Katliamı


Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyüne gelen terör örgütü mensupları, 5 Temmuz 1993'te camide akşam namazını kılıp çıkan 28 erkeği köy meydanında kurşuna dizmiş, 5 kişiyi de yakılan evlerde ateşe vererek 33 vatandaşı şehit etmişti.


Haberi paylaşın

Bakan Dönmez: Amasra maden ocağındaki yangın söndürülmek üzere, giderek şiddeti azalıyor


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Bartın'ın Amasra ilçesindeki maden ocağında patlama sonrası çıkan yangının büyük oranda kontrol altına alındığını bildirdi.

Bakan Dönmez, maden ocağı bölgesinde kurulan Mobil Koordinasyon Merkezi'nde yaptığı açıklamada, ocakta madencilik faaliyetlerinin tamamen durdurulduğunu söyledi.


Cumhuriyet başsavcılığının adli tahkikat altına alması neticesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğünün hukuken "olay yeri" haline döndüğünü vurgulayan Dönmez, şunları kaydetti:


"İlk günlerde bir yangından bahsetmiştim, büyük oranda kontrol altına alındı, hava ile temasını kesmek üzere iki baraj kapısı inşa edildi. Şu anda yangın söndürülmek üzere, giderek şiddeti azalıyor. Süreci de zaten teknik ekiplerimiz devam ederek izliyor. Madencilik faaliyetleri tamamen durdurulmuştu. Olay yerine dönüştüğü için giriş çıkışlar da savcının bilgisi ve izni dahilinde yapılmaktadır. Şu anda sadece teknik emniyet müdürlerimiz çalışmaktadır. Yine devam eden adli ve idari soruşturmalarda olayın tüm yönleriyle aydınlatılabilmesi için gerekli her türlü yardım savcı ve müfettişlerimize istisnasız yapılacaktır."


Dönmez, arama kurtarma faaliyetinin 18 saat içinde sonuçlandırıldığını belirterek, "41 kardeşimizi şehit verdik. Yaralılarımıza gelince Bartın Devlet Hastanesi'nde 1, İstanbul'a sevk edilen 6 hastanın durumu takip edildi. Olay anındaki değerlendirmelerde olayın nedeninin grizu patlaması olduğunu söylemiştik. Bugün itibarıyla da uzman arkadaşlarla yaptığımız değerlendirmenin hala devam ettiğini gözlemliyoruz. Bu arada arama-kurtarma faaliyetleri için birçok ilden kamu kurumlarımızdan, sivil toplum kurumlarımızdan sürece katkı sağlamak üzere ilimize gelen ekipler de oldu, onlara da teşekkür etmek istiyorum. Madencilik ayrı bir iş alanı olduğu için arama-kurtarma faaliyetlerinin hemen büyük bir kısmı kontrol altında." diye konuştu.


Kamuoyunun bilgisine sunulması gereken bilgi ve değerlendirmelerin TTK web sitesi ve bakanlık tarafından sağlanacağına işaret eden Dönmez, bu kapsamda yarın TBMM Genel Kurulunda bilgilendirme yapacağını söyledi.


Şehit ailelerine yardım


Dönmez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cumartesi günü bölgeye intikaliyle birlikte özellikle şehit ailelerine yapılacak maddi yardımlarla ilgili bazı talimatları olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:


"İlk etapta valiliğimiz şehit ailelerine yardımlarına başlamıştır. Bugün itibarıyla da Türkiye Taşkömürü Kurumu ilk ödemelerine başlayacaktır. Artık şehit ailelerimiz bize emanettir. Her türlü ihtiyacı devletimiz ve ilgili kurumumuz tarafından da karşılanacaktır. Bu arada tabii yöre halkımıza, milletimize özellikle de teşekkür etmek istiyorum. Bu zor anlarımızda bize dualarıyla destek oldular. Bizi yalnız bırakmadılar, teşekkür ediyoruz. Yine Sayın Cumhurbaşkanımız olayın ilk anından itibaren anbean takip etti, desteğini esirgemedi. Kendilerine buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum."


Soruşturma ekibine 2 iş güvenliği uzmanı daha eklendi


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Bartın'da maden ocağındaki patlamayı soruşturan 4 kişilik ekibe, 2 iş güvenliği uzmanını da dahil etti.


Bakanlıktan yapılan açıklamada, Amasra ilçesinde maden ocağında meydana gelen patlamayla ilgili olay günü 4 iş müfettişinin görevlendirildiği anımsatılarak, şu bilgiler paylaşıldı:


"Bartın'daki patlamaya ilişkin iş müfettişlerinden oluşan soruşturma ekibi, iş güvenliği uzmanları ile 6 kişiye çıkartılarak genişletildi."


Haberi paylaşın
Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Evin Hapishanesi'nde yaşamını yitirenlerin sayısı 8'e yükseldi

Rusya bir kez daha Ukrayna'nın başkenti Kiev'i vurdu

Bartın'ın Amasra ilçesinde maden ocağındaki patlamada hayatını kaybeden işçiler defnediliyor