El yazısıyla yazılmış şarkı sözlerinden ikonik kostümlere ve gerçekleşmemiş projelere kadar Londra'daki V&A East, ziyaretçileri Bowie'nin huzursuz ve şekil değiştiren dünyasına adım atmaya davet ediyor.
Londra’daki V&A East Storehouse, ziyaretçilerini David Bowie’nin ışıltılı ve göz alıcı dünyasında ağırlamaya hazırlanıyor. Böylece müziğin en yetenekli ve esrarengiz figürlerinden birinin hayatını ve çalışmalarını kutluyor.
Victoria ve Albert Müzesi tarafından Bowie’nin mirasından satın alınan 90 bin eser, David Bowie Merkezi tarafından özenle seçilen 200 hazineye dönüştürüldü. Arşiv, haziran ayında Londra’nın doğusundaki Olimpiyat Parkı’nda açılan V&A East Storehouse’un bir bölümünü kaplıyor. Ziyaretçiler, deponun tamamında olduğu gibi, çoğu eseri randevu alarak ücretsiz görebiliyor ve çoğu durumda gözetim altında inceleyebiliyor.
Sergide, Freddie Burretti’nin Life on Mars? takımından, Kansai Yamamoto’nun Ziggy Stardust için tasarladığı çarpıcı asimetrik catsuit’e; Bowie’nin Earthling turnesi için Alexander McQueen ile birlikte tasarladığı Union Jack fraktan, Glass Spider döneminin kanatlarına kadar pek çok eser yer alıyor. David Bowie Merkezi, Bowie’nin sürekli gelişen estetiğini ve yaratıcı yolculuğunu eşsiz eserlerle gözler önüne seriyor.
V&A East Çağdaş Performans Küratörü Harriet Reed, koleksiyonun genişliğini şöyle vurguluyor: "Bu arşiv, Bowie’nin 50 yıllık kariyerini kapsayan inanılmaz bir hazine; yaptığı eskizlerden el yazısıyla yazdığı şarkı sözlerine, kostümlere, enstrümanlara, hayran sanatına, ürünlere, dekorlara ve set modellerine kadar, Bowie ile ilişkilendirebileceğiniz her şeyi içeriyor."
Ziyaretçiler, Bowie’nin 'Lazarus' müzikalinin ilk sayfasına el yazısıyla düşürdüğü notları, Brian Eno ile Berlin Üçlemesi’nin ilki olan Low albümünün kayıt seanslarından notları ve albüm kapakları için yaptığı eskizleri hayranlıkla inceleyebiliyor. Reed, "Aldığı notlar, yapılacaklar listeleri, görmek istediği sergiler, izlemek istediği filmler ve okumak istediği kitapların kaydı… Bu tür bir kültür birikimi, onun neden bu kadar huzursuzca yaratıcı olduğunu anlamak açısından gerçekten büyüleyici," diyor.
Bowie, glam rock’tan soul’a, electronica’ya ve İngiliz jungle ile drum 'n' bass müzisyenleri A Guy Called Gerald ve Goldie ile yaptığı iş birliklerine kadar müzikal tarzlar arasında geçiş yaparken farklı kişilikler benimsedi. Ayrıca filmlerde ve Broadway’de oyunculuk yaptı, sahne şovlarında işbirliği yürüttü, resim yaptı ve teknolojiyi benimseyerek 1990’larda BowieNet adlı bir internet servis sağlayıcısını kurdu.
Sergi aynı zamanda Bowie'nin tamamlanmamış girişimlerine de ışık tutuyor. Bunlardan en dokunaklısı, Ocak 2016'da 69 yaşında kanserden ölmeden önceki son aylarında geliştirdiği, kötü şöhretli bir Londra kanun kaçağından esinlenen bir 18. yüzyıl müzikali olan "The Spectator."
Bunun yanı sıra Orwell' in '1984'ünün sahne uyarlaması ve Mumbai'de geçen Leon Hindistan'da başlıklı hiç gerçekleşmemiş bir proje için planlar vardı.
Uygun bir şekilde sergi evrim geçirecek şekilde tasarlandı: Tematik sergiler, her altı ayda bir dönüşümlü olarak sergilenecek ve yeni nesnelerin ve hikayelerin ortaya çıkmaya devam etmesini sağlayacak.
Küratör Madeleine Haddon, "Ziyaretçilerin Bowie'den ilham almalarını, kendi yaratıcılıklarının peşinden gitmelerini, yeni hikayeler keşfetmelerini ve Bowie, çağdaş tartışmalar ve kendileri arasında beklenmedik bağlantılar kurmalarını istiyoruz," diyor.
David Bowie Merkezi 13 Eylül'de açılıyor.