Edinburgh Üniversitesi’nden Prof. Steve Brusatte ve uluslararası ekibi, New Mexico’nun kuzeybatısındaki San Juan Havzası’nda 10 yıl boyunca yaptıkları kazılarda farklı dinozor türlerine ait fosilleri inceledi.
66 milyon yıl önce Dünya’ya çarpan devasa göktaşının dinozorları nasıl yok ettiğine dair süregelen tartışmalara yeni bir ışık tutuldu.
ABD'nin New Mexico kentinde keşfedilen dinozor fosilleri, bu yok oluşun öncesinde dinozorların aslında gayet iyi durumda olduğunu ortaya koyuyor.
Edinburgh Üniversitesi’nden Prof. Steve Brusatte ve uluslararası ekibi, New Mexico’nun kuzeybatısındaki San Juan Havzası’nda 10 yıl boyunca yaptıkları kazılarda farklı dinozor türlerine ait fosilleri inceledi.
Araştırma sonucuna göre, bu dinozorlar 66 milyon yıl öncesine, yani göktaşının Dünya’ya çarptığı döneme ait. Bu bulgular, uzun zamandır öne sürülen “dinozorlar zaten yavaş yavaş yok oluyordu” tezini çürütüyor.
Prof. Brusatte, Daily Mail’e yaptığı açıklamada şöyle dedi: “New Mexico’da bulduğumuz fosiller, dinozorların son dönemine ait. Onları, aynı döneme tarihlenen daha kuzeydeki fosillerle karşılaştırdığımızda büyük çeşitlilik farkı görüyoruz. Dinozorlar yok olmadan hemen önce bile hâlâ çeşitlilik içindeydi, güçlüydü ve gelişiyordu.”
Dev Alamosaurus, mavi balina boyutunda
Fosiller arasında öne çıkan türlerden biri Alamosaurus uzun boyunlu, devasa bir otçul dinozor. Yaklaşık 30-50 metre uzunluğunda ve 30-80 ton ağırlığındaki bu canlı, bir Boeing 737’den bile ağırdı.
Prof. Brusatte, bu dev dinozoru şöyle tanımladı: “Uzun, makarna gibi bir boynu, küçük bir kafası, sütun gibi bacakları ve dev bir gövdesi vardı. Ama zararsız bir otoburdu. İnsanlar o dönemde yaşasaydı, bize pek ilgi göstermezdi."
Ekip ayrıca Tyrannosaurus rex, boynuzlu Ojoceratops, kuş benzeri Ojoraptorosaurus ve çevik yırtıcı Dineobellator türlerine ait kalıntılar da buldu.
Jeolojik veriler, bu fosillerin dinozor çağının son 300 bin yılına kadar kesin biçimde tarihlenebildiğini gösteriyor. Bu da, söz konusu dinozorların asteroit çarptığı dönemde hâlâ yaşadığını kanıtlıyor.
Felaketin ilk saatleri
Prof. Brusatte, göktaşının Meksika’nın Yucatán Yarımadası’na çarpmasının ardından yaşanan yıkımı şöyle anlattı:
“New Mexico’da olsaydınız, çarpma noktasında olduğu gibi buharlaşmazdınız ama birkaç dakika içinde ışık, gürültü, ardından dev depremler hissederdiniz. Yeryüzü bir trampolene dönerdi, hava fırın gibi ısınırdı. Erimiş kaya parçaları gökten cam tanecikleri gibi yağar, ormanlar bir anda tutuşurdu. Birkaç gün içinde gökyüzü kararır, dünya buz gibi olurdu. Güneş yıllarca görünmezdi.”
Çalışma, 24 Ekim'de Science dergisinde yayımlandı.