Yapay zeka tarafından oluşturulan bir 'sanatçı' ilk kez ABD Billboard listelerinde zirveye yerleşirken, Fransa merkezli müzik yayını servisi Deezer'ın anketi, insanların yüzde 97'sinin gerçek müzik ile yapay zeka tarafından oluşturulan müzik arasındaki 'farkı anlayamadığını' ortaya koydu.
Yapay zeka (AI) ile oluşturulan country "şarkıcısı" Breaking Rust, Billboard’un Country Dijital Şarkı Satışları listesinde 1 numaraya yükselerek tarihe geçti. Böylece yapay zeka tarafından üretilen bir şarkı, ABD’de ilk kez liste başına yerleşmiş oldu.
Viral hale gelen 'Walk My Walk' adlı parça, Spotify’da 3,5 milyondan fazla dinlendi. Platform, “kendisinin” doğrulanmış bir sanatçı olduğu bilgisine yer verirken, daha önce de yapay zekayla oluşturulan müzik projelerine alan açmasıyla biliniyor.
Breaking Rust’ın diğer parçaları 'Livin’ on Borrowed Time' ve 'Whiskey Don’t Talk Back' ise sırasıyla 4 milyon ve 1 milyondan fazla dinlenmeye ulaştı.
Sanatçı hakkında bilinenler ise oldukça sınırlı: Instagram’da yaklaşık 43 bin takipçisi var ve Linktree biyografisinde sadece şu ifadeye yer veriliyor: “Savaşçılar ve hayalperestler için müzik.”
Instagram sayfasına giren klişe tutkunları, karla kaplı tren raylarında yürüyen, ağırlık kaldıran, yağmur altında şapkasını düzelten ve fabrika çıkışlı Ben Affleck’lere benzeyen inatçı kovboyların yer aldığı birkaç jenerik videoyla karşılaşıyor — hepsi yapay zeka üretimi. Kısacası, kırılgan erkeklik ve kravat fetişi kokan, basmakalıp “Outlaw Country” fantezileri.
Bir dinleyici “Sesine bayıldım! Harika sözler! Daha fazlasını istiyorum” derken, bir diğeri “Bu gerçekten bir adam mı bilmiyorum ama şarkıları favorilerimden” yorumunu yaptı. YouTube’daki bir başka kullanıcı ise “ŞARKIYI SEVİYORUM, KİMİN YAPTIĞI ÖNEMLİ DEĞİL!” ifadelerini kullandı.
Bazı dinleyicilerin ise Breaking Rust’ın insan olmadığından haberi yok gibi görünüyor. Zira şarkı sözlerine övgüler dizenlerim yanı sıra “sanatçının” turneye çıkmasını isteyenler bile var.
Bu, yapay zeka tarafından oluşturulan bir sanatçının Billboard listelerine ilk girişi değil. Eylül ayında 'Let Go, Let Go' adlı parçasıyla 3 numaraya (Gospel) ve 'How Was I Supposed To Kow' adlı parçasıyla 20 numaraya (R&B) yükselerek manşetlere çıkan Xania Monet bunun önemli örneklerinden biri.
Telisha "Nikki" Jones tarafından yapay zeka platformu Suno ile yaratılan Monet, özellikle görünür bir yapay zeka "sanatçısı" oldu hatta müzik yapımcıları "onunla" sözleşme imzalamak için birbirleriyle yarıştı. Nihayetinde bu savaşın kazananı eski Interscope yöneticisi Neil Jacobson tarafından yönetilen Hallwood Media oldu ve Monet ile milyonlarca dolarlık bir anlaşma imzaladı.
Aynı senaryonun Breaking Rust için de gerçekleşip gerçekleşmeyeceği merak konusu olmayı sürdürse de listeleri altüst eden bu başarı, müzik endüstrisinde ciddi bir değişime işaret ediyor.
Hollywood’daki yazar ve oyuncu grevlerinden, yapay zeka “aktris” Tilly Norwood’un yaratılmasına ve Coca-Cola’nın tamamen yapay zekayla hazırladığı Noel reklamlarına kadar, tüm yaratıcı sektörlerde üretken yapay zekanın kullanımı giderek artıyor ve bununla birlikte endişeler de büyüyor. Yapay zeka tarafından oluşturulan müzisyenler ve gruplar çoğaldıkça, gerçek sanatçılar yalnızca zanaatlarını korumak değil, geçimlerini sürdürmek için de daha fazla mücadele etmek zorunda kalıyor.
Ohio Üniversitesi Medya Sanatları ve Çalışmaları Okulu Direktörü Josh Antonuccio’nun Newsweek’e değerlendirmesine göre: “İster şarkı sözü yardımı, ister fikir üretimi ya da baştan sona yapay zekayla yaratılmış sanatçılar olsun, bu tür içerikler çok daha yaygın hale gelecek ve listelerde yer almaya devam edecek.”
Antonuccio’ya göre asıl mesele artık şu: “Hayranlar bunun nasıl yapıldığını gerçekten önemseyecek mi?”
Breaking Rust’ın başarısı, bu soruyu daha da anlamlı kılıyor. Fransa merkezli müzik yayını servisi Deezer ve araştırma şirketi Ipsos tarafından yürütülen yeni bir araştırmaya göre, insanların yüzde 97’si gerçek müzik ile yapay zeka tarafından üretilen müzik arasındaki farkı ayırt edemiyor.
Brezilya, Kanada, Fransa, Almanya, Japonya, Hollanda, İngiltere ve ABD’den yaklaşık 9 bin katılımcıya 3 parça dinletilen ankette, sadece yüzde 3’lük bir kesim doğru tahmin yapabildi. Katılımcıların yüzde 52’si ise farkı anlayamadıkları için kendilerini “rahatsız” hissettiklerini belirtti.
Çalışma ayrıca, katılımcıların yüzde 55'inin yapay zeka tarafından üretilen müziği "merak ettiğini" ve yüzde 66'sının meraktan en az bir kez dinleyeceğini söylediğini ortaya koydu.
Bununla birlikte, yalnızca yüzde 19'u yapay zekaya güvenebileceklerini düşündüklerini söylerken, yüzde 51'i de müzik üretiminde yapay zeka kullanımının "jenerik" müziğe yol açabileceğine inandıklarını belirtti.
Deezer CEO'su Alexis Lanternier, "Anket sonuçları, insanların müziği önemsediğini ve yapay zeka mı yoksa insan yapımı parçalar mı dinlediklerini bilmek istediklerini açıkça gösteriyor" dedi. "Ayrıca, yapay zeka tarafından üretilen müziğin sanatçıların geçim kaynaklarını, müzik yaratımını nasıl etkileyeceği ve yapay zeka şirketlerinin modellerini telif hakkıyla korunan materyaller üzerinde eğitmelerine izin verilmemesi gerektiği konusunda endişeler olduğuna da şüphe yok."
Bu yılın başlarında Paul McCartney, Kate Bush, Dua Lipa ve Elton John gibi sanatçılar İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ı yaratıcıların çalışmalarını korumaya çağırmış, Sir Elton da "yaratıcı telif hakları yaratıcı endüstrilerin can damarıdır" şeklinde bir açıklama yayınlamıştı. Yapay zeka şirketlerinin sistemlerini telif hakkı korumalı çalışmalar üzerinde izinsiz olarak eğitmelerine izin veren hükümet önerilerinin "bir sanatçının hayatının çalınması için kapıyı ardına kadar açık bıraktığını" da sözlerine ekledi.
Sir Elton John, daha önce yapay zekanın “genç sanatçıların kazançlarını sulandıracağını ve tehdit edeceğini” söylemişti. Bu uyarı, müzik endüstrisinde yapay zeka ve telif hakları konusunda önlem alınması için çağrı yapan binlerce gerçek sanatçı tarafından da desteklenmişti.
Şubat ayında, aralarında Annie Lennox, Damon Albarn ve Radiohead’in de bulunduğu binden fazla sanatçı, İngiliz hükümetinin yapay zeka şirketlerine telifli içerikleri izinsiz kullanma hakkı verebilecek planlarını protesto etmek amacıyla “İstediğimiz Bu mu?” başlıklı sessiz bir albüm yayımladı.
Boş stüdyoların ve terk edilmiş performans alanlarının seslerinden oluşan bu albüm, hükümetin tartışmalı önerilerinin müzisyenlerin geçim kaynaklarını nasıl tehdit edebileceğine dair bir sembol olarak tasarlandı.
Protestonun önde gelen seslerinden Kate Bush, endişesini şu sözlerle dile getirmişti: “Geleceğin müziğinde sesimiz artık duyulmayacak mı?”
Breaking Rust’ın liste başı başarısı göz önüne alındığında, bu soru hâlâ geçerliliğini koruyor — hatta her zamankinden daha acil.