Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Özel haber: İsrail, kendisini Gazze'de insan hakları ihlaliyle suçlayan AB raporuna ateş püskürdü

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar 24 Şubat 2025, Pazartesi günü Brüksel'deki Avrupa Konseyi binasına AB-İsrail toplantısı için geldi.
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar 24 Şubat 2025, Pazartesi günü Brüksel'deki Avrupa Konseyi binasına AB-İsrail toplantısı için geldi. ©  AP Photo
© AP Photo
By Sasha Vakulina
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Euronews'in ulaştığı bir mektupta İsrail, Gazze'deki insan hakları ihlallerine işaret eden AB-İsrail Ortaklık Anlaşması'nın gözden geçirilmesini reddediyor. İsrail Dışişleri Bakanlığı, 'İsrail, Batı'nın ortak düşmanlarına karşı kendini savunarak varoluşsal bir mücadele yürütüyor' açıklamasını yaptı.

REKLAM

İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın Avrupa Birliği'ne (AB) gönderdiği mektupta İsrail, AB-İsrail Ortaklık Anlaşması (EUSR) incelemesine ateş püskürerek, "Bu rapor ve sonuçları ciddiye alınmamalı ya da gelecekteki herhangi bir eylem veya görüşme için temel olarak kullanılmamalıdır," dedi.

Komisyon ve Dış Eylem Servisi'ne gönderilen, Euronews'in ulaştığı mektupta, "Nezaket, raporun eksikliklerinin ele alınmasını ve bütünüyle reddedilmesini gerektiriyor," denildi.

Cuma günü yayınlanan AB-İsrail Ortaklık Anlaşması incelemesinde İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki eylemlerinin Avrupa Birliği ile Ortaklık Anlaşması'nda yer alan insan hakları hükümlerinin ihlali anlamına geldiği belirtilmişti. Konu, pazartesi günü toplanması beklenen dışişleri bakanları tarafından ele alınacak.

Bağımsız uluslararası kuruluşların bulgularına atıfta bulunan bloğun diplomatik servisinin merakla beklenen incelemesinde, İsrail'in Gazze'deki eylemleriyle insan hakları yükümlülüklerini ihlal ettiğine dair "göstergeler" bulunduğu belirtildi.

Söz konusu ihlal, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve yoğun nüfuslu bölgede yaşayan Filistinliler arasında yaygın kıtlık korkularını körükleyen insani yardım teslimatlarına uygulanan katı koşullardan kaynaklanıyor.

Euronews tarafından görülen mektupta İsrail Dışişleri Bakanlığı, raporun onlara "sunulan sorulara verdikleri ayrıntılı yanıtı" göz ardı etmesinden duyduğu "şaşkınlığı" dile getirdi.

Mektup, "İsrail'in karşı karşıya olduğu stratejik gerçeklik" olarak adlandırılan bir sunumla başlıyor ve "7 cephede nasıl savaştığını" detaylandırıyor.

Mektupta şu ifadeler yer alıyor: “İsrail’in bir dizi acımasız düşmanla yürüttüğü mücadelenin gölgesinde, AB’nin Özel Temsilcisi (EUSR), üye devletlere sunulmak üzere sözde ‘dürüst bir rapor’ hazırlamakla görevlendirildi. Ancak bu rapor, birçok İsrail karşıtı sesin ve belgenin önyargılı ve son derece tek taraflı bir özetinden ibaret.”

İsrail Dışişleri Bakanlığı mektubunda, EUSR raporunun "iki başarısızlığı" üzerinde durarak, raporun "bağlamı" ve "önemli gerçekleri" dikkate almadığını, 7 Ekim saldırılarını ve ardından "İran ve vekillerinin Yahudi devletini ortadan kaldırmaya yönelik devam eden girişimlerini" dikkate almadığını iddia ediyor.

Mektupta, "Kendi ifadelerini doğrulama yeteneğinden yoksun olduğunu itiraf ederek başlayan, hatta Filistinlilerin İsrail'e yönelik sayısız terör saldırısını ele alma yetkisine sahip olmayan bir rapor ciddiye alınamaz," ifadeleri yer alıyor.

Mektupta EUSR raporunun, Hamas'ın Gazze Şeridi'ni kontrol etmesi ve İsraillilere yönelik eylemleri nedeniyle İsrailli sivillere verilen zararı ele almayı ihmal ederek, "UNRWA gibi BM organlarının kanıtlanmış suç ortaklığı" da dahil olmak üzere "ahlaki açıdan başarısız" olduğu iddia ediliyor.

"Rapor İsrail'in terörizme karşı kendini savunma hakkını inkâr etmeyi amaçlıyor. İsrail'in insani yardım alanında gerçekleştirdiği pek çok olumlu eylemden hiçbirine atıfta bulunmuyor ve İsrail'in kabul ettiği ABD aracılı rehine anlaşmasının ('Witkoff Önerisi') Hamas tarafından sürekli olarak reddedilmesinden bahsetmeyi ihmal ediyor."

İsrail Dışişleri Bakanlığı mektubunda ayrıca, EUSR raporunun "metodolojik olarak da başarısız" olduğu iddia ediliyor.

İsrail'e göre 'kendini savunma fırsatı yok'

"İsrail'e kendisine yöneltilen aşırı suçlamalara karşı kendisini savunma fırsatı verilmemiştir. Ne yazık ki, işinden atılmakla karşı karşıya olan bir kişi bile, EUSR'nin İsrail'in nesnel gerçeklerine ve kanıtlarına karşı gösterdiği katıksız umursamazlıktan daha fazla davasını ifade etme özgürlüğüne sahip," denilen mektupta, EUSR'nin İsrail'le rapor üzerine diyaloga girmemeyi tercih ederek yasal sürece uymadığı iddia ediliyor.

Mektupta ayrıca, İsrail'den gelen bilgilerin rapora dahil edilmesine izin verilmediği ve hatta İsrail'in kendi pozisyonunu ayrıntılı bir şekilde açıkladığı - çeşitli konularda ayrıntılı cevaplar sunduğu - durumlarda bile, sunulan bilgilerin ne rapora eklendiği ne de raporda ele alındığı belirtiliyor.

Mektupta şu ifadeler de yer alıyor: "İsrail'in Uluslararası Hukuka Uygunluğu" konusunda ısrar ediliyor ve "İsrailli yetkililerle kurulacak basit bir diyalog bu gerçekleri açıklığa kavuşturabilirdi. İsrail, demokrasiden yoksun, terörizm ve radikalizmle dolu bir bölgede hayatta kalma mücadelesi verirken Uluslararası İnsancıl Hukuk ve uluslararası hukuka uyan demokratik bir devlettir. İsrail'in eylemleri adil ve dürüst bir şekilde değerlendirilmelidir, bu da söz konusu raporun başarısız olduğu bir süreçtir."

Mektupta, AB Özel Temsilcisi’nin (EUSR) raporuna yanıt olarak şu ifadeler yer alıyor: "Hamas'a karşı verilen savaş boyunca İsrail, ateş altında bile olsa Gazze'ye büyük miktarlarda insani yardım ulaştırılmasını kolaylaştırdı."

Bu açıklama, raporda yer alan şu iddialara karşılık geliyor: insani yardım ablukası, hastanelere yönelik askeri saldırılar, Filistin nüfusunun zorla yerinden edilmesi, toplu tutuklamalar, keyfi gözaltılar, işgal altındaki topraklarda uluslararası hukuka göre yasadışı olan yerleşimlerin genişletilmesi ve yerleşimcilerin uyguladığı şiddet.

EUSR raporuna göre, ihlaller çok sayıda ve ciddi olarak nitelendiriliyor.

İç inceleme çalışması geçen ay, Hollanda'nın başını çektiği 17 ülkenin talebi üzerine, İsrail'in Ortaklık Anlaşması'nın, ikili ilişkilerin "iç ve uluslararası politikalarına yön veren ve bu anlaşmanın temel bir unsurunu oluşturan insan hakları ve demokratik ilkelere saygıya dayanacağını" belirten 2'nci Maddesine hala uyup uymadığını belirlemek üzere başlatıldı.

İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın yanıtında, EUSR raporunun "saçma olduğu ve savaşın ortasındaki demokratik bir devlete yönelik benzeri görülmemiş bir süreci yansıttığı" ve "koşulların yanı sıra İsrail tarafından sağlanan önemli yorum ve yanıtları tamamen göz ardı ettiği" sonucuna varıldı.

İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın sert tepkisi, İsrail'in AB ve NATO Büyükelçisi Haim Regev 'in 19 Haziran perşembe günü yaptığı açıklamaları yansıtıyor.

Büyükelçi Regev, Euronews'e verdiği mülakatta, İran'la yaşanan kriz ve İsrail'in Gazze'deki eylemleri konusunda hükümetinin AB ile olan mevcut etkileşimleri konusunda net ve kararlıydı: "Farklı tonlar duyuyoruz ama yolun sonunda desteği görüyor ve hissediyoruz."

İsrailli diplomat, İsrail hükümetinin Brüksel’deki üst düzey AB kurumlarıyla “sürekli ve yoğun bir etkileşim” içinde olduğunu ancak “27 üye devletten oluşan Birlik’te ortak bir tutum belirlemek söz konusu olduğunda işlerin elbette karmaşıklaştığını” ifade etti.

"Şu anda bir savaş var ve İsrail aslında İran'a karşı bu savaşı yönetiyor, bu savaş aynı zamanda Avrupa'nın uzun vadede yararına olan bir savaş. Dolayısıyla şu anda bir şeyleri irdelemenin ya da zorlamanın veya İsrail-AB ilişkilerine engeller koymaya çalışmanın zamanı değil."

Yorum için Komisyon ve Dış Eylem Servisi'ne başvuruldu.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

ABD'nin İran saldırısının ardından İsrail'de OHAL uzatıldı: Alarm seviyesi en üst düzeye çıkarıldı

İsrailliler Gazze ateşkesi için sokakta: Polisten protestoculara sert müdahale

Dürzi lider Brüksel’de: 'Süveyda’da katliamlar durdurulmalı'