Yapılan bir araştırmaya göre, eski okul arkadaşınızın genleri sizin sağlığınızı etkiliyor. Bu da sosyal genetik etkilerin ne kadar uzun menzilli olduğunu gösteriyor.
REKLAMYeni bir araştırma, uyuşturucu bağımlılığı ve psikiyatrik bozukluklar da dahil olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarının altında çocukluk ve ergenlik döneminde edinilen arkadaşların genetik yapısının da etkisi olduğunu ortaya koydu.
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) Rutgers Üniversitesi'nden araştırmacılar, İsveç'in 650.000 kişilik sağlık kayıtları içinden 17 ila 30 yaşlarındaki bireyler ve çevrelerinin verilerini inceledi. Bu verilerden hareketle bireylerin madde bağımlılığı ve ruh sağlığı sorunları açısından risk haritaları çıkarıldı.
Araştırmacılar bu şekilde bağımlılıklarının veya ruh sağlığı bozukluklarının kalıtımsal özelliklere sahip olma olasılığını tespit etmeyi amaçlıyordu.
Öte yandan araştırma, çok daha ilginç bir sonuç verdi: Belirli sağlık sorunlarına karşı genetik riski daha yüksek olan insanlarla arkadaşlık edenlerde ileri yaşlarda bu sorunlara rastlanma riski artıyor. Üstelik kendi ailesinde söz konusu sağlık sorunlarına yatkınlık tespit edilmeyen bireylerde de bu risk artışı geçerli.
Rutgers Üniversitesi'nde psikiyatri araştırmacısı Jessica Salvatore, "Akranların psikiyatrik ve madde kullanım bozukluklarına yönelik genetik yatkınlıkları, bir bireyin genç yetişkinlikte aynı bozuklukları geliştirme riskini artırıyor," ifadelerini kullandı.
"Verilerimiz, sosyal genetik etkilerin ne kadar uzun menzilli olduğunu gösteriyor."
Son dönemde sayıları giderek artan bu tür araştırmalar aslında "sosyo-genomik" diye adlandırılan yeni bir araştırma alanına giriyor. Bu alan, bir kişinin genotipinin bir başkasının gözlemlenebilir özelliklerini nasıl etkileyebileceğini inceliyor.
İnsanların genetik yatkınlıklarını bu şekilde başkalarına "bulaştırabildiğine" dair kanıtlar olsa da bunun altındaki neden henüz anlaşılabilmiş değil.
Hakemli bilimsel dergi American Journal of Psychiatry'de yayımlanan yeni araştırmada, uyuşturucu bağımlılığı, alkol kullanım bozukluğu, majör depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi sorunlara odaklanıldı.
Madde kullanım bozukluklarının bir akrandan diğerine "bulaşma" oranının diğerlerinden daha yüksek olduğu tespit edildi. Buna göre madde bağımlılığı riski yüzde 59'a kadar artabiliyor.
Araştırmacılar, tanı ve tedavi yöntemlerini iyileştirmek için bu alanda daha fazla araştırma yapmak istiyor.