Ölen hastanın avukatları, Karatay'ın bilimsel yöntemlerden uzak tedavileri denediğini belirtti.
Televizyon programlarındaki yorumlarıyla popüler hale gelen, iç hastalıkları ve kardiyoloji alanında çalışmaları bulunan Profesör doktor Canan Karatay meslekten 'men' talebiyle yargılandığı davada Salı günü ilk kez mahkemeye çıktı.
Suçlamaların odağında, Karatay'a atfedilen 'yanlış tedavi yöntemi' bulunuyor. 8 Kasım Cuma günü, tedavi gördüğü hastanede yemek borusu kanseri nedeniyle hayatını kaybeden şikayetçi C.Ü., vefatından yıllar önce Karatay'ın kendisini muayene ettiğini ve tavsiyelerine uyması sonucu böbreklerini kaybettiğini iddia ediyordu.
2014 yılında çeşitli hastaneler, anjiyo işlemi sonucu C.Ü.'nün kalbine giden beş damarında yüzde 85-90 tıkanıklık olduğunu teşhis edip, 'hayati tehlike' uyarısıyla 'bypass' ameliyatı yapılmasını önerdi.
2016'da gittiği Profesör Doktor Canan Karatay ise, C.Ü.'nün şeker hastası olduğunu söyleyip yüksek tansiyonu için hafif dozda bir ilaç yazdı ve bol miktarda tuz tüketmesini tavsiye etti. Ayrıca hastanın durumunun cerrahi müdahaleyi gerektirmediğini söylediği belirtiliyor.
Üç yıl kadar tavsiyelere uyan hastanın 2019'da, böbreklerin ne denli iyi çalıştığını belirlemek için yapılan kreatin değerinin kötüleştiği, tedaviye gittiği Canan Karatay'ın kendisine, bir böbrek hastalıkları uzmanına görünmesi gerektiği tavsiyesinde bulunduğu, "yapabileceği bir şeyinin kalmadığını" belirttiği iddia ediliyor.
Hastaya 'böbrek yetmezliği' tanısı konurken, devam eden süreçte böbreklerini kaybettiği, nakil işlemiyle hayata tekrar tutunduğu fakat en son, 8 Kasım'da yemek borusu kanserinden tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybettiği biliniyor.
C.Ü. kendisine böbrek yetmezliği tanısı konulan aralıkta, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği dilekçede, Prof. Dr. Canan Karatay ve o dönem çalıştığı hastaneden şikayetçi oldu.
Dilekçede, "Müvekkil aydınlatılmadan uygulanan sıra dışı tedavinin olası sonuçları hakkında bilgi vermeksizin yapılan hatalı ve kusurlu tedaviler nedeniyle" şüphelilerin cezalandırılması talep edildi.
Yüksek miktardaki tuz kullanımının böbreklere "geri dönüşü olmayan hasar verdiği" belirtilirken, Karatay’ın "meslek icrasının yasaklanması" ve "yaralama ve görevi kötüye kullanma" suçlarından yargılanması istendi.
Karatay suçlamaları reddetti
Karatay duruşmada iddiaları reddetti. Eski hastasında bulunan birçok risk faktörünü tedavi ettiğini öne sürdü. Karatay ayrıca, ölen hastasının alkolik olduğunu da iddia etti.
Ölen hastanın avukatları ise Karatay'ın bilimsel yöntemlerden uzak tedavileri denediğini belirtti. Ayrıca hastanın alkol kullandığına ilişkin herhangi bir tespitin olmadığı da bildirildi.
İstanbul Anadolu 4'üncü Tüketici Mahkemesi'nde görülen davanın bir sonraki duruşması 25 Nisan 2025'te görülecek.
Duruşma sonrası konuşan Karatay, “Gandhi'yi hatırlattım. Tuz yürüyüşü çok meşhurdur, sömürgeye karşıdır. Yani tuz dediğimiz 84 mineral olursa kafa çalışır yoksa kafa çalışmaz bende onu söylüyorum. Bende tuz yürüyüşüne başladım efendim. Gandhi gibi. Halkım için çocuklarımız ve gençlerimizin geleceği için. 82 yaşındayım, 64 yıldır hekimin. Neler döndüğünü çok iyi biliyorum. Benim yaşadıklarımın hiçbirini bu genç hekimler bilmez, genç hakimlerde bilemez,'' dedi.