2008’de başlayan küresel mali kriz Avrupa’da ilk olarak İrlandayı vurdu.
Ekonomik durgunluğa giren ‘‘Kelt Kaplanı’‘nın, 2007’deki yüzde altılık baş döndürücü kalkınması böylelikle sona erdi.
Avrupa’nın en fakir ülkesi sadece 30 yılda refah seviyesi en yüksek ülkelerden biri haline geldi. Kişi başına düşen milli gelir Almanya’yı ve İngiltere’yi geride bıraktı.Vergi politikası sayesinde Amerikan yatırımcılar ülkeye çekildi.
Şirketlerden alınan yüzde 12,5’lik vergi hükümet gelirinin yüzde 10’unu oluşturuyordu. Devletin kassasına 2009’da yaklaşık 4, 2010’daysa 3 milyar Euro’nun girmesi sağlandı.
Fakat vergi politikalarına 2008’deki küresel mali krizle son verildi. Devlet, batan bankaların yardımına koştu. 50 milyar Euro’luk mali yardım bütçe açığının yükselmesine neden oldu.
Bütçe açığı Gayri Safi Milli Hasıla’nın yüzde 32’ni oluşturdu. 2009’da oylanan bütçe yasası kemer sıkma tedbirlerini de beraberinde getirdi.
Kamu çalışanlarının maaşlarında yüzde 15’e varan kesintilere gidildi. İşsizlik ödeneğindeki yüzde dörtlük kesinti hükümetin 660 milyon Euro’luk bir gelir elde etmesini sağladı.
Alınan tüm tedbirlere rağmen işsizliğin yüzde 14’e dayanması ve ekonominin bir türlü düze çıkmaması İrlandalılar’ın ülkeyi terk etmesine yol açtı:
“Göç konusunda Avustralya ve Kanada’da çok sayıda iş fırsatları olduğuna inanıyorum. Bunlar uzun vadede çok olumlu.’‘
İşsizlik en kalifiye elemanları bile derinden etkiledi:
‘‘Genetik araştırmalar yapan birçok kişinin yüzde kırkı ya taşındı, ya da başka iş aramaya koyuldu.’‘
Her ay yaklaşık 5 bin kişi iş umuduyla İrlanda’yı terk ediyor. Aşırı göç ülkenin yakın geçmişteki fakir günlerine geri döndüğünü düşündürüyor.