Yukarı Karabağ zirvesine az bir süre kala Ermenistan Başbakanı Serge Sarkisyan, euronews’a önemli açıklamalarda bulundu.
Maria Pinero euronews:
‘‘Sayın Sarkisyan, son günlerde Ermenistan’da dışişleri bakanınız gibi Ermeni politikacılarda Kazan’da yapılacak zirve hakkında çok iyimser bir hava var. Avrupa Konseyi’nde de dediğiniz gibi bu çok zor bir karar olacak da olsa bu durum sizin taviz vermeyi kabul ettiğiniz anlamına mı geliyor?’‘
Serge Sarkisyan:
‘‘İyimserlik önemli bir şeydir. Fakat ben yapıcı olmayı tercih ederim. Burada beklentilerimin de çok büyük olmadığını söylemem lazım. Taviz vermekten bahsediyorsunuz. Fakat biz tek taraflı taviz verilmesine kesinlikle karşıyız. Tavizler karşılıklı olarak verilmeli. Durum öyle bir hal aldı ki, bir sebep buldukları anda bize ateş etmeye hazır bir devlete, bir halka taviz vermek zorundayız.
Irkçılığa ve hoşgörüsüzlüğe karşı tavır alan Avrupa Konseyi, Azerbaycan’da Ermeni karşıtlığının ve ırkçılığın hızla büyüdüğünü gösteren bir rapor yayınladı. Bu durumsa Ermenistan’da yaşanmıyor. Ermeni düşmanlığına bir son vermek gerekli. Karşılıklı bir güvenin temellerini atmak zorundayız.’‘
euronews:
‘‘Dağlık Karabağ‘a kendi kendine karar verme hakkı verilmediği takdirde bir barış anlaşmasının mümkün olmadığını açıkladınız. Fakat bu şartı Azerbaycan kabul etmiyor. Bu durumun bir çözüme ulaşması için ne öneriyorsunuz?’‘
Serge Sarkisyan:
‘‘Bu prensipi Azerbaycan kabul etmiyorsa, Madrid Anlaşması’nın görüşmelere devam etmek için temel olduğunu ve sorunun çözülmesi için çalışmalar yapılacağını nasıl açıklayabilir? Çünkü herkesin bildiği gibi şu anda üç tane prensip var. Bunlar: güç kullanılmaması, toprak bütünlüğü ve kendi geleceğini belirleme hakkı. Üstelik Madrid, sadece bizim önerilerimizle oluşmuş bir anlaşma değil. Yıllardır Azerbaycan’ın üzerinde pazarlıklar yaptığı bir metnin temel prensiplerini bile kabul etmemesi
sizce de biraz garip değil mi?’‘
euronews:
‘‘Fakat şayet size göre kendi kendine karar verme hakkı görüşmelerde olmazsa olmazlar arasındaysa ve Azerbaycan bunu reddediyorsa bu durum Kazan’da bir anlaşmanın olmayacağını göstermiyor mu?’‘
Serge Sarkisyan:
‘‘Böylesi bir durumda, ya Azerbaycan en azından anlaşmanın temellerine karşı olduğunu net bir şekilde açıklar, ya da uluslararası toplum kendi kendine karar verme hakkını tanımadığını belirtir.
Bu olursa son on yılda alınan tüm yol heba edilmiş olur. Çünkü kendi kendine karar verme hakkı kabul edilemiyorsa birçok devletin bölünmesiyle başka devletlerin doğması nasıl mümkün oldu? Yakın zamanda bu hak Kosovo’ya nasıl verilebildi?
Üstelik Azerbaycan’da bir zamanlar nüfusunun çoğunluğunu Ermenilerin oluşturduğu Nahçıvan Otonom Cumhuriyeti adlı bir bölge bulunduğunu da hatırlatmakta fayda görüyorum. Sovyetler Birliği’nde ve sonrasında bu bölge Ermenilerden temizlendi. Bugün orada tek bir Ermeni bile kalmadı.’‘
euronews:
‘‘Deauville’deki son G8 zirvesinde Amerika Birleşik Devletleri’nin, Fransa’nın ve Rusya’nın devlet başkanları durumun kabul edilemez olduğunu ve vakit kaybetmeden bir anlaşmaya varılması gerektiğini açıkladı. Ululslararası arabulucuların yıllardır devam eden tıkanıklığın ardından sabırlarının tükenmeye başladığını düşünmüyor musunuz? Birkaç gün önce bu ülkeler bir anlaşmaya varılabilmesi için Kazan’ın son şans olduğunu da açıkladı.’‘
Serge Sarkisyan:
‘‘Hayır, uluslararası toplumun bıktığını düşünmüyorum. Gerçekten de herkes Ermenistan’dan, Karabağ‘dan ve Azerbaycan’dan kesin bir yanıt vermesini ve bu prensipler üzerinden bir çözüme ulaşmaya hazır olup olmadığımızı görmek istiyor. Bizden vakit kaybetmeden ‘evet’ ya da ‘hayır’ diye bir yanıt vermemiz isteniyor. Bu sorunun yanıtını Kazan’da bulmayı umuyoruz.’‘