Sanal fizyoloji reel başarı

Sanal fizyoloji reel başarı
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Sanal fizyolojiyle artık daha başarılı damar ameliyatları yapabilmek mümkün.

Bunun için doktorlar sanal fizyolojinin son örneklerinden olan 3 boyutlu görüntüleme cihazını kullanıyorlar.

“Futuris” bu sistemle ilgili gelişmeleri Belçika, Fransa ve İtalya’da hastalar ve doktorlarla görüşerek euronews izleyicilerine aktardı.

Emile Boucqueau’nun karaciğerinde tümör tesbit edilmiş:
“Karaciğerimde tümörün metastaz yeri gerçekten ulaşılması çok güç bir noktaydı.”

Francesca Nembrini’yse böbrek hastası:
“Damarlarım o kadar ince ki operatörler ameliyat yapmaya çekiniyor.”.

Ciddi hayati tehlike taşıyan bu tip hastalıklarla mücadelede doktorlar sanal fizyoloji adını verdikleri yöntemi de kullanmaya başladılar. Bu da tedavide hastalar için yeni bir umut.

Üç boyutlu model doktorların görebilmesi için katkıda bulunuyor:
“Görüntüler kanın tümör ve çevresinde nasıl seyir izlediğini anlamamıza yardımcı oluyor. Amaç kanseri bütünüyle önleyecek fakat organa da en az hasarı verecek şekilde karaciğerden alınacak parçayı
belirlemek. Artık çok daha kesin hesaplamalar yapabiliyoruz. Otomobillerde kullanılan GPS sistemi gibi. Koordinatları bilince doğru noktaya varabiliyorsunuz.” (Operatör Jean-Jacques Houben, Edith Cavell Hospital)

3 boyutlu görüntüleme sistemi bir Avrupa Birliği bilimsel araştırma çalışmasının meyvesi. Bu çalışmalar kan hastalıklarında ameliyatları kolaylaştırmayı amaçlıyor. Bu teknoloji Fransa’nın Strasbourg şehrinde geliştirildi. Sistem özellikle araştırmaya dönük olarak çalışan bir hastanede kullanılıyor. Ameliyattan alınan canlı görüntüler karaciğerin 3 boyutlu örneklemesine yansıtılıyor. Bu da ameliyet ekibinin önüne geliyor.

Sanal 3 boyutlu modeller doktorlara ayrıca birçok kez deneme imkanı da sağlıyor. Ameliyatlar’da risk büyük ölçüde düşüyor. Araştırmacılara göre bu çok sayıda hayatın kurtarılmaı anlamına geliyor.

İnsan vücudundaki organlar şeffaf değil fakat bu sistem sayesinde operatör nereye gittiğini tam olarak bilebiliyor. Organ çeperlerinin arkasında damarların ve tümörün durumlarını görebiliyor. Bu da daha güvenli bir ameliyat sağlıyor.

PASSPORT Projesi sorumlusu Luc Soler sistemin hayati katkıda bulunduğğu görüşünde:
“Daha önce karaciğerin 8 bölümü olduğu kabul edilir ve gerek duyulduğunda bu bölümlerden biri tamamen alınırdı. Bir yanlış yapıldığında da bu organının tamamının kaybına kadar varabillirdi. Bunun için de kan yetmezliği tehlikesi olduğunu ifade eder ve ameliyat yapmaya çekinirdik. Fakat farkettik ki bu bölümlerden her hastada aynı sayıda bulunmuyor. Geliştirilen bu program sayesinde her hastanın kişisel durumu ortaya konabiliyor. Böylece de görüldü ki ameliyet edilemez dedğimiz bazı hastalar için bu esaasında mümkünmüş.”

Brüksel’deki iki hasta için durum aynen Soler’in tarif ettiği şekildeydi. Emile bir karaciğer kanseri hastası, Teresa da karaciğerinde kistler çıkmasına sebep olan bir kan hastalığından muzdarip. Kişisel 3 boyutlu sanal örneklemelerinin yapılabilmesi onlar için ameliyatı mümkün kılmış. Aynı sistem onların rutin kontrolleri için de kullanılıyor.

Teresa Oliveira bu yöntem sayesinde karaciğer naklini beklemek zorunda kalmaktan kurtularak ameliyat olabilen şanslı kişilerden. Dr. Houben sistemin somut katkılarını anlatıyor:
“Burada karaciğer içinde kanın olması gerektiği gibi dolaştığını görebiliyorsunuz. Karaciğerin bu kısmı çalışıyor. Ayrıca bu bölümün kistleri almamızdan sonra iki kat hacime ulaştığını da görebiliyorsunuz. Kistler damarlara baskı uyguluyordu. Daha önce uygyulanan laparoskopi sistemiyle bunları görmek çok zor oluyordu. Bir kısmı mutlaka ameliyat sırasında karşımıza çıkıyordu. Burada üç boyutlu olarak ortaya konunca operatörün iç dolaşım sistemini net olarak görmesi mümkün oluyor.”

Francesca ve Paolo ise Bergamo’da üroloji servisinde karşılaşmışlar. İkisi de ciddi böbrek hastalığı yaşıyor ve hemodiyalize ihtiyaç duyuyorlar.

Francesca Nembrini’nin bu sistem öncesinde gittikçe daha uzun süre alete bağlı kalması gerekmiş:
“Hastaneye haftada 3 gün gelmeye başladım ve her seferinde 4 saat diyalize bağlı kalıyordum. 3 aydır bu düzen değişti ve haftada 3 gece geliyorum ve her seferinde de 8 saat kalıyorum.

Paolo Beretta’nın kardeşi de kendisi gibi böbrek hastalığı yaşıyor:
“Kardeşimin ve benim damarlarımız çok dar ve ince. Alete bağlanmamız zor oluyor. Ben şanslıydım ve bir seferde yapılabildi. Fakat kardeşim için 3 kez denemeleri gerekti.”

Hemodiyalizden sonuç alınabilmesi için hastanın kan dolaşımının belli bir seviyede olması gerekiyor. Her hastada bazı testler yapılıyor, ekografi alınıyor. Ancak bu her zaman için kesin sonuç alınacağı anlamına da gelmiyor.

Dr. Stéfano Rota’ya göre eğer saniyede 300 mililitrelik kan akışı olmuyorsa bu hemodiyaliz için yeterli damara uygyun şekilde ulaşılmış olması yeterli olmuyor:
“Bu durumda da bir şekilde yeniden denemek gerekebilir. Ya ilaçla müdahale edilir ya da bunun için de bir ameliyat yapılabilir. Hastanın bu hızda bir kan deveranına sahip olduğundan emin olmamız gerekir.”

Bu programla hemodiyalizden önce kan dolaşımının durumu tesbit edilebiliyor. Sistem kolun hangi kısmında en iyi debinin olabileceğini, hatta bunun bir sonraki gün hafta ya da ayda ne hal alabileceğini de gösterebiliyor.

Araştırma projesi koordinatörü Andrea Remuzzi sistemin somut katkısına dikkat çekiyor:
“Şimdiye kadar kan dolaşımını yüzde 15 hata payıyla öngörebiliyorduk. Şimdi hata payımız daha da düşecek. Bunun için kilinik testlerin de artması gerekecek.Bu teknolojiyle damarlar üzerindeki çalışmalarda ilerleme sağlanabilecek; kalbe dönük beyine ya da diğer organlara dönük çalışılırken. Operatörler bir damarda ani değişiklik olduğunda ne yapmaları gerektiğini, by-pass mı gerekiyor, protez mi gerekiyor, ameliyattan önce bunu bilme imkanına sahip olacaklar.”

Bilim adamlarına göre hassas organlarda yapılacak damar ameliyatlarında çok daha kesin bilgilerle hareket edebilmek için geliştirilen bu sistem büyük bir gelişme fakat karşıda duran insan vücudu gibi karmaşık bir yapı için yalnızca bir ilk adım olabilecek.

tagURLhttp://www.passport-liver.eu
tagURLhttp://www.vph-arch.eu

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Ölümcül yılan zehrinden şifa bulmak mümkün mü?

Motorlu araçların hayatımızı tehdit eden partiküller salmasına engel olunabilir mi?

Omega 3 ihtiyacını karşılamada devrim yaratacak besin kaynağı: Mikroalgler