REKLAMTürkiye günlerdir rüşvet operasyonunu konuşuyor.
Her gün yeni bir boyut kazanan krizin nasıl bir şekil alacağı merak konusu.
Marmara Üniversitesi Profesörü ve SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Talip Küçükcan son gelişmeleri Euronews muhabiri Bora Bayraktar’a değerlendirdi.
“Türkiye’de yolsuzluk operasyonuyla ilgili gelişmelere baktığımızda bunun iki yönünün olduğunu söylemek mümkün. Birincisi, 11 yıllık iktidar döneminde AK Parti gittikçe büyüdü. Gittikçe büyüyen bir siyasal hareket içindeki tüm davranışları kontrol etmek mümkün değil. Bir yolsuzluk olduğuna ilişkin şüpheler oluşmaya başladı. Diğer taraftan bu operasyonun zamanlamasına yönelik bir başka mesele gündemde. Bir yolsuzluk yapıldığı iddiaları var ve şu ana dek ortaya konulan deliller belirli oranda yolsuzluk yapıldığına işaret ediyor. Hükumetin de tabi mutlaka bunun üzerine gitmesi bekleniyor. Ancak bu öyle bir zamanlamaya denk geldi ki, seçimlerin hemen öncesine denk gelmesi hükumet kanadında ciddi soru işaretlerine neden oldu.
Türkiye’nin dış politikadaki göreceli başarısı, özellikle dünyaya açılması, Kafkasya’da, Ortadoğu’da, Balkanlar’da gittikçe farklılaşan bir dış politika izliyor olması Avrupa tarafından zaman zaman eleştirildi. Bu eleştirileri gidermek için hükumet AB ile olan müzakereleri yeniden başlattı. Bütün bunlara rağmen, Türkiye pek çok konuda hukuk reformu yapmasına rağmen, yasalarını AB yasalarıyla eşleştirmesine rağmen, AB içinde bazı ülkeler Türkiye’deki iktidardan dolayı, Türkiye’nin özellikle Müslüman bir coğrafyanın parçası olmasından dolayı Türkiye’ye eleştirdiler. Türkiye’yi kültürel olarak ötekileştirdiler. Türkiye’nin Batı medeniyetinin bir parçası olmadığını söylediler.
Türkiye’de son 10 yıldır bir siyasal ve ekonomik istikrar söz konusu. Bu istikrardan herkes kazandı. Bu bir kazan kazan süreciydi. Türkiye’deki istikrarın devam etmesi herkesin yararınadır. Türkiye’de istikrarın devam etmesinin bir diğer tarafı da demokratikleşme, Kürt sorunu ve Alevi sorunu gibi kronikleşmiş sorunların çözümüdür. Türkiye’de tek parti iktidarı çok rahat bir şekilde AB reformlarını gerçekleştirdi. Özellikle Türkiye’yi ve bölgeyi doğrudan etkileyecek ve istikrarsızlaştıracak olan Kürt soruna el attı. Bu alanlar çok önemli. Eğer Türkiye’de bir istikrar bozulması söz konusu olursa hem ekonomik çevreleri çok ciddi kayıplara uğrayabilir hem de Türkiye’yi ve bölgeyi doğrudan etkileyecek diğer olaylar patlak verebilir.”