L'Aquila depreminin yaraları henüz sarılamadı

L'Aquila depreminin yaraları henüz sarılamadı
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

İtalya’nın Abruzzo bölgesinde 6 Nisan 2009’da 6.3büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem sonrası en büyük hasar Ortaçağ kenti L’Aquila’da oldu.

1980 Irpinia depreminden bu yana İtalya’da meydana gelen bu en ölümcül depremde yüzlerce kişi hayatını kaybetti, 10 binlerce kişi de evinden ayrılmak zorunda kaldı.

Aradan 5 yıl geçmesine rağmen birçok kişi hala geçici konutlarda yaşam mücadelesi verirken depremin yaralarının sarılamamış olmasından dolayı vatandaş da çileden çıkmış durumda.

Avrupa Birliği tarafından bölgeye gönderilen yardımların çeşitli sebeplerle yolsuzluk yapan şirketlerin eline geçmiş olması ise bölge halkının en büyük şikayetlerinden.

Euronews, deprem bölgesinde gelinen son durumu görmek için L’Aquila’ya gitti.

İtalya’nın L’Aquila kentinde sıradan bir gün ve bir okuldayız. Ancak sıradan bir gün olsa da normal bir okul değil. Burası MUSP, yani 2009’da yaşanan ve kenti yerle bir eden depremin ardından oluşturulan eğitim merkezi.

Beş yıl aradan sonra afet bölgesindeyiz ama artık sabırlar tükenmek üzere.

Prefabrik bir okulda öğretmen olarak görev yapan Silvia Frezza, okulun ve öğrencilerin sorunları hakkında bilgi verdi:

“Geçici okulların durumu çok net. Isıtma ve havalandırmadan dolayı çocuklar nefes almakta güçlük çekiyor. Son 5 yıldır bu acil durumla mücadele etmeye çalıştık. Daha ne kadar devam edebilir ki. Yeter artık”

Bu Ortaçağ‘dan kalma eski kent, 309 kişinin hayatını kaybettiği ve 70 bin kişinin evsiz kaldığı deprem felaketin izlerini taşımaya devam ediyor.

Binlerce insan evlerinden olup geçici olarak farklı yerlerdeki konutlara taşındı. Ancak bu da acil durumun vatandaşları destekleme projesinin bir parçası kapsamında gerçekleşti. Yani kalıcı çözüm olmadı.

Pierluigi, 4 yıldır kentin hemen dışında inşa edilen ve CASE adı verilen sitede yaşıyor. Evlerin durumu ortada. Kalitesiz malzemeler, kötü yalıtım sistemi ve su sızıntıları halkın şikayet ettiği konulardan bazıları. Öte yandan bu kış, son 3 yılın elektrik faturalarını aldılar.

Site sakinleri adına Pierluigi Lo Marco konuşuyor:

“Birçok kişiye beş, altı, yedi bin Euro’luk elektrik faturası geldi. Peki insanlar bu parayı nereden bulacaklar. Kent Konseyi’ne söyledik, halkın standartlarını karşılamaktan uzak bu enerji sistemlerini buraya koyanlar kimlerse bu işin sorumlusu da onlar. Farkı onlar ödemeli”

L’Aquila dışındaki bu geçici konut ünitesi artık terk edilmiş durumda.

Halkın güvenliğinin bulunmadığı sel baskınlarına dayanıksız alanda inşa edilen yerleşim birimi, diğer iki site ile birlikte buradan tasfiye ediliyor.

Yüzden fazla aile başka geçici konaklama alanına tahliye edildi.

CASE projesi sakinlerinden Anna Lunadei oldukça kızgın:

“Kullanılan malzemeler 2009 öncesinden de daha kötü. Döşemede kullanılan tahtalar iyi yapıştırılmamış. Sokak lambaları dokunduğunuz zaman yere düşüyor. Bazı evlerin tavanları çok kalitesiz ve yağmur yağınca içeri su akıyor. Müteahhitler ve diğerleri daha önce mahkemeye çıkarıldılar. Ama bildiğim kadarıyla birkaç günlüğüne ev hapsinde tutulmuşlar. İtalya’da her zaman olduğu gibi bir tek Euro ödemeden çıkmışlar”

İtalyan medyası, deprem sonrası kalitesiz işçilik ve zimmete para geçirme haberlerini sık sık gündeme getiriyor.

Bu arada Avrupa Parlamentosu Bütçe Kontrol Komisyonu üyesi Milletvekili Soren Sondergaard, geçtiğimiz Kasım ayında şok edici bulgulara ulaştı.

Sondergaard’a göre, Avrupa Birliği Sosyal Dayanışma bütçesinden L’Aquila’daki acil konut için aktarılan 493 bin Euro para, şişirilmiş fiyatlarla, organize suçlarla bağlantılı şirketlere ödendi.

Suçlamalar ve halkın şikayetleri, mafya karşıtı Libera adlı sivil toplum kuruluşu tarafından destekleniyor:

L’Aquila Libera temsilcisine göre, deprem sonrası bazı kanunlar uygulanmadı zira durum acildi ve bazı açıklar da görmezden gelindi. Ancak bu da kötü sonuçları beraberinde getirdi:

“Durum acildi ve kanunlarda bazı istisnalar vardı. Bu da organize suçlarla bağlantısı bulunanların üzerindeki kontrolleri hafifleştirmeye yol açtı. Yolsuzluğu ortaya çıkaran bir toplum üretmeye çalışıyoruz. Bütün bu sorunlara karşı alarmdayız. Ama aynı zamanda tek bir kurum olarak çok dikkatli olmalıyız. Mafya doğrudan rakibimiz olabilir”

Eski bir Sivilleri Koruma Komitesi üyesi olan Kentsel gelişim uzmanı Antonio Perrotti, yıkım sırasında kendisinin bizzat şahit olduğu yolsuzluk problemleri ile alakalı sesini duyurmaya çalışıyor.

Perrotti’ye göre ihalelerin bir kısmı belediyelerce bazı şirketlere adeta elden dağıtıldı:

“Kurnazlıkla dolu bu anlaşmaların bir kısmı, kimileri için fırsattı. Belediyelerde küçük kadrolaşmalar oldu. L’Aquila’da da görüldüğü gibi yıkım işleri, molozlarını kaldırılması ya da diğer işler için aracı sözleşmeler imzalandı.

Deprem felaketinin üzerinden 5 yıl geçse de kent yeniden imar edilmekten hala çok uzak.

Eski kentin ıssız sokaklarda şimdilerde sadece birkaç kişi var, inşaatların gürültüsü ve inşaat iskeleleri ise her yerde.

Eski binaları desteklemek için kullanılan malzemenin kalitesi ve maliyeti üzerindeki derin tartışmalar da sürüyor. Sismik mühendislik uzmanları, binaların yeni bir depreme dayanıklı olup olmayacağı konusunda şüpheli.

Bu arada iki katı fiyatlarla gereksiz yere yapılan evler gündeme bile alınmıyor.

Sismik Mühendis Antonello Salvatori endişesini gizlemiyor:

“Hasar ve özellikle yapısal hasar, bu binaların yeniden yapılmasından artık çok uzakta bir ihtimal. Bu tarihi evler, depremin hemen ardından yıkılıp hızlıca yeniden inşa edilmeliydi. Böylece vatandaşlar evlerine daha erken dönebilirdi. Bu durum bakım maliyetlerini ve geçici konaklamaya ödenecek gereksiz maliyeti de azaltırdı”

L’Aquila Belediyesi’nin tahminine göre, kentin yeniden eski halini alması için 5 milyar Euro’ya ihtiyaç var ama yeterli miktarda para yok.

Belediye başkanının düşünmesi gereken birçok konu var. En önemlisi ise geçtiğimiz günlerde yardımcısı yolsuzluktan soruşturma geçirdi. Ancak başkan asıl Avrupa Birliği’ne kızgın:

“Yeniden inşa için biz kendimiz bir yol bulmuştuk ama Avrupa Birliği’nin blok etmesinden dolayı İtalya hükumeti bize izin vermedi. Mesela bankalardan 40 yıllık borç alabilirdik, lakin Avrupa Birliği istikrar paketinin yüzde 3 uygulamasından dolayı alamıyoruz. Doğal afet sonrası yerle bir olmuş bir ülke bu konuyla nasıl karşı karşıya kalabilir? Avrupa bizim bu kuraldan muaf olmamız konusunda yardımcı olmalı ki hasarımızı yeniden onaralım. Bu insanlık dışı, yazıklar olsun”

Yeniden Pierluigi ile beraberiz. O her şeye rağmen yine de tünelin sonunda bir ışık görüyor.

İki yıllık bir inşaat işinden sonra eski evi standartlara uygun bir şekilde kendisine yeniden teslim edilecek.

6 Nisan 2009’da her şeyini işte burada kaybetmiş olsa da yine de ailesi ile birlikte burada yaşamakta kararlı:

“Hayalim ve isteğim, 6 Nisan sabahı burada kendi evimde uyanmak. Tüm kötü anıları burada silmek istiyorum. Sonuç olarak doğanın benden aldığı 5 yılımı yeniden almak istiyorum”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Görünmez işçiler: Düşük ücretlerle Avrupa çiftliklerinde sömürülen ve tehlikeye atılan insanlar

İklim değişikliği, hava kirliliği ve ekonomik zorluk üçgeninde Polonya

Kaçak göçmenler AB'ye hangi yollardan giriyor?