Dünya Sağlık Örgütü‘nün kırmızı etin kanserle olan ilişkisini duyurduğu son raporunun ardından gözler şarküteri ve kasap reyonlarına çevrildi
Dünya Sağlık Örgütü’nün kırmızı etin kanserle olan ilişkisini duyurduğu son raporunun ardından gözler şarküteri ve kasap reyonlarına çevrildi.
Görünen o ki, bu bulgular kırmızı et severlerin beslenme alışkanlıklarını değiştiremeyecek:
“Yeme alışkanlıklarınızı değiştirecek misiniz?”
“Hayır, sanmıyorum. Eğer dengeli bir beslenme düzeniniz varsa bence bir sorun yok. Ben ister kanser yaptığı ortaya çıksın, ister çıkmasın et yemeye devam edeceğim.”
“Yeme alışkanlıklarımı değiştireceğimi hiç sanmıyorum. Tüm hayatım boyunca işlenmiş et yedim, bence benim gibi de birçok kişi var. Ve görüyoruz ki bir şey olmuş değil. İşlenmiş et veya başka bir şey için asıl önemli olan aşırı tüketimden kaçınmak bence.”
“Ne olur ne olmaz diye biraz azaltmayı planlıyorum. Bence bu benim için daha sağlıklı bir seçim. Daha az et yediğim zaman kendimi daha iyi hissediyorum. Şimdi Almanya’da olduğum için şu kızarmış domuz sosislerinden (Currywurst) tatmak istedim. Her şeyde önemli olan denge.”
“Bence genelde bilinçli beslenmek önemli. Bu ise bir adım daha ilerisi. Her hafta yeni bir haber geliyor, yok domates kanser yapıyor, yok et kanser yapıyor. Her an yeni bir alarm.”
“Yıllardır et yiyorum ve kanser olduğunu da düşünmüyorum. İnsanların okuyup, düşünüp kendi kararlarını vereceğine inanıyorum.”
Araştırma sonuçları PETA gibi hayvan hakları grupları tarafından olumlu karşılanıp vejetaryen diyet planları duyurulurken, mera ve etçilik sektöründe çalışanlar tarafından eleştirildi. Et sektörünü temsil eden kuruluşlar bu sonuçları ‘gerçekçi bulmadıklarını’ söylüyor.
Kimi bilimadamları ise, yeni bulguların günlük kırmızı et tüketimi için varolan halihazırdaki sınırlandırmalara yeni bir boyut katmayacağını iddia ediyor.
