Futbolu sarsan skandalın perde arkası

Dünya futbolunun en üst düzey karar organı Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) bu yılın Mayıs ayında ortaya çıkan yolsuzluk skandalıyla sarsıldı.

Konuyla ilgili Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) başlatılan soruşturma kısa sürede en üst yöneticilere, FIFA Başkanı Sepp Blatter ve UEFA Başkanı Michel Platini’ye kadar ulaştı.

ABD’de bankalarında yapılan para transferleri savcıları harekete geçiren önemli delillerden biri oldu.

FIFA İcra Kurulu eski üyesi Chuck Blazer, Haziran ayında verdiği ifadede kendisinin ve başka yöneticilerin 1998 ve 2010 Dünya Kupaları adaylık sürecinde rüşvet aldığını söyledi.

İsviçre’nin Zürih kentinde lüks bir otele yapılan polis baskınında yedi yönetici göz altına alındı.

Soruşturma derinleştikçe yolsuzluğun boyutu da artıyordu.

Ekim ayında görev yetkileri askıya alınanlar arasında Blatter ve Platini’nin yanı sıra FIFA Genel Sekreteri Jerome Valcke’de yer aldı. Blatter tarafından Şubat 2011’de Platini’ye yapılan 2 Milyon İsviçre Frangı ödemenin yazılı yasal dayanağının bulunmadığı ortaya konuldu.

Kuzey, Orta Amerika ve Karayipler Futbol Konfederasyonu (CONCACAF) Başkanı Alfredo Hawit ve birçok üst düzey yönetici rüşvet ve görevi kötüye kullanmayla suçlandı.

Dev futbol organizasyonlarının nerede yapılacağına karar verilme aşamalarında rüşvet verildiği de soruşturulan iddialar arasında.

FIFA 2018 ve 2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak Rusya ve Katar suçlamaların odağındaki ülkeler.

Konuyla ilgili FIFA Etik Kurulu Soruşturma Komisyonu’nun 430 sayfalık raporu kurumun Adalet Komisyonu tarafından değerlendiriliyor. İddiaların doğrulanması halinde bu iki ülkeye verilen hakkın geri alınması gündemde.

FIFA tüm bu soruşturmaların gölgesinde gelecek yıl 26 Şubat’ta başkanlık seçimine gidecek.