REKLAMGalatasaray Türkiye’nin sportif alanda başarıya şartlanmış 2-3 camiasından biri. Fakat bu sene futbol takımı taraftarının beklentilerinin çok uzağında bulunuyor.
Her şeyin kurumlara değil kişilere bağlı kaldığı Türkiye’de Galatasaray lider (charismatic leadership) eksikliği çekiyor.
Ancak bu ihtiyaç ilklerin camiası Galatasaray’ın, Tevfik Fikret’in deyimiyle ülkenin Batı’ya açılan penceresinin de bu arızalı yapıya uyması için değil aksine kurumsal yapının aldığı hasarın tamiri sırasında zaman kazanmak için gerekiyor.
İmparatore değil lider
20 transferle göreve dönüp yıllar sürecek sancılara yol açan, sonra da yarı yolda geri çekilen bir “imparatore” değil, aksine kurumsal yapı için geçiş döneminde yıpranmayı göze alacak bir isim gerekiyor.
Bu eksiklik kendisini tribünde de sahada da gösteriyor. Lazio karşılasmasında sahadaki gayretiyle Sneijder öne çıkmayı denedi fakat Avrupa’dan elenmış olmak onun ve Podolski’nin motivasyonunu da düşürecek. Yüzlerce kilometre yol yapıp Roma Olimpiyat Stadı’na gelenler maçın henüz 75. dakikasında yönetimi ve Denizli’yi istifaya davet ederken sahadaki duran adamlara ses çıkarmadı. Oysa ki Özbek yönetimi taşın altına elini soktuğu için yuhalanmayı değil desteği hak ediyor. Bu noktada yönetime de parlak görüntüler vermek değil aksine kitleleri ikna edecek şekilde gerçekçi tablolar açıklamak düşüyor. Galatasaray’a romantik bir bağla bağlananların sizin yıllar boyu büyüyen hasarın tamirine talip olduğunuza ikna olması ve bileklik gibi hafif kalmayan önerilerle bu ayağa kalkma projesine ortak olduklarını hissetmesi gerekiyor.
Yalnızca sahada değil saha dışında da oyunu soğutacak, UEFA’ya verdiği mesajı Türkiye’ye de anlatıp camiadaki baskıyı düşürecek bir lider gerekiyor.
Ancak bu lider, ‘küçük dağları ben yarattım’ havasında bir agresif kişilik değil aksine tansiyonu düşürürken erişilebilir hedefler koyan ve sorumluluk alan bir isim olmali. Camiada sicili kabarık isimlere tekrar tekrar geri dönmeye gerek yok aksine, kimsenin söylecek söz biriktirmediği yeni yüzlerin öne çıkma zamanı. Dursun Özbek yönetimi aslında doğru zamanda doğru yerde duruyor. Başkanın takdire şayan mütevazı tavrının yanında, bu noktadaki enerji açığını da genç isimlerin kapaması ve camianın heyecanını yüksek tutması gerekiyor.