REKLAMÖnceleri “Demir Lady” olarak adlandırıldı fakat bu benzetme uzun sürmedi.
Birleşik Krallık tarihinin ikinci kadın Başbakanı Theresa May güçlü ve taviz vermeyen duruşuyla dikkat çekti.
Göreve geldiğinde ülkesi çalkantılı bir süreçten geçiyordu. Siyaset alanında tecrübesiz değildi fakat beklenmedik Brexit kararı karşısında nasıl bir tavır sergileyeceğini belirlemesi zaman aldı.
May nihayetinde “ Brexit sürecini başarılı bir şekilde sonlandıracağız. Birlik içerisinde kalmak için hiçbir girişimde bulunmayacağız. Ama aynı zamanda bu hükümetin herkes için işlevsel olabilmesi amacıyla sosyal reformlar konusunda ciddi adımlar atıcağız” vaadinde bulundu.
İngiltere terörizm ve Brexit’in getirdiği belirsiz bir süreçten geçerken Başbakan May’i şimdilerde zorlu bir süreç bekliyor. Muhafazakar lider 8 Haziran genel seçimlerinden zaferle ayrılmayı umut ediyor.
Bir papazın kızı ve Oxford Üniversitesi Coğrafya bölümü mezunu olan May, referandum öncesinde ülkesinin AB’de kalmasından yana tavır sergiledi. Ancak kampanya sürecinde bu yöndeki görüşünü çok fazla dillendirmeyerek arka planda durdu.
59 yaşındaki Theresa May Muhafazakar Parti içerisinde 1999 ve 2010 yılları arasında farklı görevlerde bulundu.
Bir dönem İngiltere Merkez Bankası’nda görev aldıktan sonra David Cameron 2010 yılında Başbakan seçilince Theresa May’i İç İşleri Bakanlığı’na atadı. May 2015 yılında tekrar seçilene kadar bu konumda görev aldı.
1999’da ana muhalefette bulunan Muhafazakar Parti’nin gölge kabinesinde Eğitim Bakanlığı yapan May, 2002’de ise partisinin ilk kadın genel başkanı seçildi.
Avrupalı meslektaşları tarafından oldukça disiplinli ve sert mizaçlı olarak tanınan siyasi lider İçişleri Bakanı olarak İngiltere’deki göçmen sayısını her yıl 100 bin kişiyle sınırlayacağını belirtmiş ancak bu sözünü yerine getirememişti.