360° Almanya Seçimleri: Gelsenkirchen

REKLAM

Seçimler öncesi burada yaşayan ve sıradan bir vatandaş olan klasik müzik kompozitörü michael Em Walter’ın düşünce ve duygularını ekrana taşıdı.

“İsmim Michael Em Walter. 35 yaşındayım. Gelsenkirchen’de yaşıyorum ve bir müzik kompozitörüyüm.

Gazeteci Denise Klein:
Neden bu işi yapmayı tercih ettiniz? Sabahları sizi kaldırıp işe gitmeye sevk eden motivasyon nedir?

Walter:
“Bu ilginç ve güzel bir soru çünkü cevabı yaşadığım bu şehirle ilgili. Ben Gelsenkirchen’de büyüdüm. Burada pek çok şeyi kendiniz yaratmak durumundasınız. Müzik de benim burada yaratmak istediğim şeylerin başında geliyor ve üzerinde istediğim gibi denemeler yapmamı sağlıyor.”

Gelenkirchen Kuzey Rhine-Westphalia’da Ruhr bölgesinde bulunan ve fakir olmasıyla, işsizlik oranlarıyla ve yüksek oranda göçmenin yaşamasıyla bilinen bir yer. Nüfus ortalaması kilometrekare başına 230 kişiyken Gelsenkirchen 1140 kişi ile Almanya’daki en yoğun nüfus oranına sahip.

Klein:
“Gelsenkirchen en fakir şehirlerden biri ve içinde bulunduğu bölge de öyle. Zayıf ve zarar görmeye açık. Siz Gelsenkirchen ile ilgili neyi beğeniyorsunuz? Buranın şansı, potansiyeli ve riskleri nelerdir?”

Walter:
“İyi zamanlarında bu şehri kargaşadan uzak sade, ayakları yere basan ve son derece normal bir yer olarak görüyorum. Bu da benim çok hoşuma giden bir şey. Riskler henüz tamamlanmamış yapısal değişikliklerde yatıyor. Bölgenin ve şehrin bu önemli yapısal değişiklikleri nasıl hazmedeceğini hala bilmediği bir gerçek. Ciddi bir vizyon eksikliği var. Bunun temel nedeni siyasetçilerin hep 4-5 yıl gibi seçimlerden kaynaklı kısa dönemlere odaklanmaya zorlanması.

Ruhr bölgesi henüz var olmayan bir yer gibi tanımlanmalı aslında. Hep buranın 21 yüzyılda bir deney sahasına dönüştürülebileceğini hayal etmişimdir. Örneğin koşulsuz evrensel temel gelir için bir laboratuvar olabilir. Burada bu denenebilir çünkü kaybedecek bir şeyimiz yok. Toplu taşıma ücretsiz olabilir. Bu şekilde burada yaşamayı daha cazibeli ve ilginç kılabiliriz.”

Klein:
“Şimdi gelelim seçim meselesine. Buradaki Almanların yarısı hala kararını vermemiş gözüküyor. Siz ne yönde oy kullanacağınıza karar verdiniz mi?”

Walter:
“Dürüst olmak gerekirse ben de emin değilim. Geçmiş yıllarda böyle değildi. Hep yeşillere oy verdim çünkü ekolojik yaklaşım benim için çok önemli, hala da öyle. Sosyal adalet de çok önemli. Fakat yeşiller biraz fazla pragmatikleşti gibime geliyor.

Klein:
“Sosyal Adalet’ten bahsettiniz. Sosyal Demokratların adayı Martin Schulz anketlerde Merkel’in oldukça gerisinde. Sosyal adalet için mücadele vereceğini söylüyor. Bu sizin için bir alternatif oluşturmuyor mu?”

Walter:
“Eğer sosyal demokratlar diğer sol ve yeşil parti ile koalisyona yeşil ışık yakarlarsa elbette bu bir alternatif oluşturur. Ben Almanya’da sol bir çoğunluk olduğuna eminim. Eğer bu üç parti ortak bir taban yaratabilirlerse 25 Eylül’de üçlü bir koalisyonumuz olur. Bunun işe yarayacağını ve ülke için de iyi olacağını düşünüyorum. Bunca yıllık durağan ve hareketsiz bir Merkel iktidarından sonra iyi olacaktır ki bu benim Merkel’i istemememdeki en önemli neden. Kişisel bir karşıtlık değil bu, ne de olsa Merkel’i şahsen tanımıyorum ama yeni bir alternatif yönetim tarzı için hazırım.”