BM: Lübnan krizi yıkıcı sonuçlar doğurabilir

Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da görevinden istifa ettiğini açıklamasıyla başlayan gerginlik, Yemen’deki Husilerin Riyad’a balistik füze atması ve Suudi yetkililerin söz konusu saldırıdan İran ve Hizbullah’ı sorumlu tutması ile yeni bir boyut kazandı.
Suudi Arabistan’ı ve Lübnan’daki bazı siyasi partileri karşılıklı sert ifadeler söylemeye iten krizin ardından Suudi Arabistan, Kuveyt, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri, vatandaşlarını Lübnan’a seyahat etmemeleri konusunda uyardı.
Körfez ülkeleri ayrıca Lübnan’da ikamet eden vatandaşlarından bu ülkeyi acilen terk etmelerini istedi.
Çağrıya uyan yüzlerce kişi de kendi ülkelerinden gelen talebin ardından Lübnan’dan ayrıldı.
Bu arada Hariri’nin istifasından derin endişe duyduklarını dile getiren Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Lübnan’da barışın korunması gerektiğini zira olası yeni bir çatışmanın yıkıcı sonuçlarının olabileceğini söyledi.
Saad Hariri, günlerdir Suudi Arabistan’da bulunuyor ve Lübnan Cumhurbaşkanı’nın kendisi gelmeden istifasını kabul etmeyeceğini belirtmesine rağmen ülkesine dönmüyor.
Körfez liderleriyle görüşen Hariri’nin eve dönmemesi ise çeşitli spekülasyonları da beraberinde getiriyor.
Öyle ki Suudi Arabistan’ı Lübnan’a savaş ilan etmekle suçlayan Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Cuma günü yaptığı açıklamada, Riyad yönetiminin Lübnan Başbakanı Saad Hariri’yi ev hapsinde tuttuğunu iddia etti.
Nasrallah, Riyad’a, “İran’la sorununuz varsa neden Lübnan’a saldırıp ülkemizde sabotaj yapıyorsunuz?” sorusunu yöneltti.
Hizbullah Genel Sekreteri konuşmasını, “Suudi Arabistan, nüfuzunu Lübnan’daki direnişi kırmak için kullanmayı hedefliyorsa yanlış hesap içerisinde” diye tamamladı.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin ardından Suudi Arabistan’a gelen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’la Lübnan ve Yemen meselelerini görüştü.
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson da, “ABD, Lübnanın içinde ve dışındaki tüm tarafları, bu ülkenin toprak bütünlüğüne, hükümetine ve silahlı kuvvetleri gibi meşru ulusal kurumlarının bağımsızlığına saygı duymaya çağırıyor” ifadelerini kullandı.
Tillerson, ABDnin Lübnanın egemenliği ve bağımsızlığını güçlü bir şekilde desteklediğini belirtti.
Bakan Tillerson, geçen hafta sonu Suudi Arabistanın başkenti Riyadda istifasını açıklayan Lübnan Başbakanı Saad Haririye “ABDnin güçlü bir müttefiki olarak” saygı duyduklarını kaydetti.
ABD’nin Lübnanın istikrarını desteklediğini vurgulayan Tillerson, Washingtonun Lübnan’ın istikrarını tehdit edecek her türlü adıma karşı olduğunun altını çizdi.
Tillerson, açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Tek güvenlik otoritesi olarak tanınması gereken Lübnan devletinin güvenlik güçlerinden başka yabancı güçlerin, milislerin ve silahlı unsurların ülkede meşru rolü yoktur. ABD, Lübnanın içinde ve dışında herhangi bir tarafın ülkeyi vekalet savaşları alanı haline getirmesine veya ülkede istikrarsızlığa yol açacak her türlü adıma karşı uyarıyor”