31 Mart 2019 seçimleri: Yerel yönetimler ne kadar şeffaf?

31 Mart 2019 seçimleri: Yerel yönetimler ne kadar şeffaf?
© REUTERS/Murad Sezer
© REUTERS/Murad Sezer
By Seda Karatabanoğlu
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin araştırmasına göre, kamu kurumlarının en çok kamu ihalelerinde yolsuzluk yaptığı düşünülüyor. En fazla yolsuzluk yaptığı düşünülen kamu kurumu ise belediyeler. Peki 31 Mart seçimine giderken belediyeler ne kadar şeffaf? Uluslararası Şeffaflık Derneği ile konuştuk.

REKLAM

Türkiye, pazar günü büyükşehir belediyesi, il ve ilçe belediyesi, belediye meclis üyeleri ve muhtar seçmek için sandık başına gidiyor. Genel seçim havasında geçen 31 Mart yerel seçimlerinin sonucunda 5 yıl süreyle görev yapacak isimler belirlenmiş olacak.

Şeffaf yönetim, seçim kampanyası döneminde adaylar tarafından sıkça seçim vaadi olarak dile getirildi. Bir yönetim ilkesi olan şeffaflık; kararların belirli bir düzen ve kurallar doğrultusunda alınmasını öngörüyor. 

Şeffaf bir yönetim için en başta ihalelerin açık yapılması, belediye başkanı ile birinci derece yakınlarının ve üst yönetimin mal varlıklarının yıllık olarak beyan edilmesi, işe alımlarda liyakat esaslı davranma, belediyenin meclis kararları, toplantı tutanakları ve faaliyet raporlarının kolaylıkla erişilebiliyor olması gerekiyor.

Belediyelerin karnesi kötü

Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin 2015 ve 2016 yılında gerçekleştirdiği kamuoyu araştırmasına göre, katılımcılar kamu kurumlarının en çok kamu ihalelerinde yolsuzluk yaptığını düşünüyor. En fazla yolsuzluk yaptığı düşünülen kamu kurumu ise belediyeler. “Son 12 ayda siz veya bir yakınınız herhangi bir kuruma usulsüz ödeme yapmak ya da bir hediye vermek zorunda kaldınız mı?” sorusunu yine belediye olarak yanıtlayan katılımcılar belediyelere ihale, imar ve ruhsat işlemleri için usulsüz ödeme yaptığını söylüyor.

Euronews Türkçe’ye konuşan Uluslararası Şeffaflık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Oya Özarslan, “Araştırmada katılımcılar yerleşmiş yolsuzluk algısının dışında deneyimlerini aktardı. Yerel yönetimde demokrasinin yerleşmesi için güvenilirlik ve adalet çok kritik. Yerel yönetimde şeffaflığı sağlamak konusunda yöneticilere büyük görev düşüyor. Bu sebeple yerel yönetimlerde şeffaf, hesap verilebilir ve katılımcı bir yerel yönetim için Şeffaflık Taahhütnamesi hazırladık. Adaylardan bu taahhütnameyi imzalamasını, seçildiği takdirde eksiksiz uygulamasını talep ediyoruz. Taahhütnameyi şimdiye kadar, 69 belediye başkan adayı imzaladı ancak çalışmalarımız sürüyor” dedi.

Türkiye, Harvard Üniversitesi tarafından hazırlanan Seçimin Güvenirliği ve Dürüstlüğü Endeksinde 165 ülke arasında 116’ncı sırada. Seçimin bütünlüğü, dürüstlüğü ve güvenliğine ilişkin endekste, seçim kampanyası döneminde kamu kaynaklarının kullanılması, adaylara medyada eşit söz hakkı tanınması, seçmen listelerinin belirlenmesi, barışçıl gösteri ve toplantı hakkının kullanılması, demokratik seçim kampanyası ve kadın aday oranı gibi farklı kriterler yer alıyor.

Söz konusu endekste Türkiye’nin önünde Nijerya, İran ve Guatemala gibi ülkelerin olduğunu belirten Özaslan, “Dürüst, adil, şeffaf koşulardaki seçim güvenimiz düşük. Seçimin güvenirliği konusunda akıllarda soru işaretleri mevcut. Bu durum demokratik bir seçimin önünde engel” diyor.

Geçmiş yıllarda seçimlerin adil bir şekilde gerçekleşebilmesi için içişleri bakanı, adalet bakanı ve ulaştırma bakanının istifa ettiğini ve yerine bürokratların atandığını anımsatan Özarslan, “Günümüzde bakanlar bizzat seçim faaliyeti yürütüyor. Seçim kampanyaların bütçeleri ve kaynakları açıklanmıyor” diyor.

WhatsApp'ta ücretsiz bültenimize abone olun, Türkiye ve dünya gündeminden seçtiğimiz haberler her gün telefonunuza gelsin! Abone olmak için tıklayın

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

31 Mart Yerel Seçimleri: İstanbul'da fark kapandı, taraflar zafer ilan etti

İnce'den İzmir'de şeffaflık sözü: 81 milyona hesap vereceğim

Avrupa Konseyi, Türkiye'de şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele raporunu yayınladı