Doğanın koruyucu melekleri yerliler ekonomi savaşlarının kuşatması altında

Amazon ormanlarından Kuzey Kutup Dairesi'ne, dünyanın modern teknolojilerden çok uzak noktalarında yaşayan yerliler, atalarından öğrenip günümüze taşıdıkları yöntemlerle binlerce yıldır yaşam alanlarını korumayı, hayatlarını idame ettirmeyi başardı.

Ancak Birleşmiş Milletler'in raporuna göre doğanın koruyucusu yerlilerin yüzyıllardır uzak durduğu modernleşmenin tehlikeleri, onları da risk altına alıyor.

Bilimsel araştırmanın sonucunda hazırlanan raporda, iklim değişikliği, küresel ısınma bir yana petrol, kömür gibi doğal kaynaklar için verilen savaş, ormancılık, tarım ticareti gibi insan kaynaklı sorunlar yerlileri 'kuşatma altına' aldığı yazıldı.

İngiltere'nin 5 katı büyüklüğünde tropik ormanın 2014'ten bu yana yok olduğu dünyada, 8 milyon canlı türünün bir milyonu da yok olma riski altında. Sadece geçen yıl, üçte biri balta girmemiş yağmur ormanı olan, 120 bin kilometrekarelik ormanlık alan yerini kara toprağa bıraktı.

Oysa yapılan araştırmalar yerlilerin kontrolündeki ormanlık alanlarda yangın riskinin, işletmelerin koruması altındaki alanlardan çok daha az olduğunu ortaya koydu.

2017'de 200 çevre aktivisti öldürüldü

Bozulmamış doğanın sakinleri her geçen gün ulaşım, enerji alt yapısı, madencilik gibi faaliyetlerle karşı karşıya kalıyor, bu ekonomi ve tüketime dayalı sistemler onların gündelik yaşamlarını ve sağlıklarını ciddi boyutlarda olumsuz etkiliyor.

Uzmanların tahminlerine göre dünyada balta girmemiş diye tabir edilen bakir bölgelerde yaşayan yerlilerin sayısı 300 milyon civarında. 600 milyon yerli ise yapılaşmış bölgelerle doğa arasında, küçük topluluklar halinde yaşıyor.

Dünyanın her noktasında büyük şirketlere karşı kampanya yürüten yerliler ve onları destekleyenlerin hayatları da tehdit altında. Global Witness derneğinin rakamlarına göre 2017 yılında, yarısı yerlilerden oluşan, 200'den fazla çevre aktivisti doğayı koruma uğruna cinayete kurban gitti.